DENİZLİ Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, son dönemde ülkede şirketlerin mahkemelerden iflas erteleme kararları almasındaki artışın, tüm ticari hayatı ilgilendirir noktaya geldiğini; bazı kötü niyetli kişilerin iflas ertelemeyi zenginleşme sebebi olarak uyguladığını söyledi. Keçeci, iflas erteleme davalarındaki bilirkişilerin ve şirketlere atanan kayyumların bilinçli, tarafsız ve şirketin iş konularına vakıf kişilerden seçilmesi gerektiğini belirtti.

Denizli Sanayi Odası, geçen yılın son döneminden başlayan ve bu yıl da süren ülke genelinde iflas erteleme kararı alan şirket sayısındaki artış konusunu oda meclisine taşıdı. Denizli Sanayi Odası'nın Nisan ayı meclisinde iflas ertelemeleri görüştü; meclis üyeleri mevcut durum ve süreçlerle ilgili bilgilendirildi.

Meclis üyelerine bilgi veren Oda Başkanı Müjdat Keçeci, son zamanlarda Türkiye'de ve Denizli'de iflas erteleme olaylarının artmasının başta finans kurumları olmak üzere tüm ticari hayatı ilgilendirir hale geldiğini söyledi. Keçeci, "Alınan iflas erteleme kararları nedeniyle bir taraftan bankalarımız kredi ilişkilerinde tereddüt etmekte diğer taraftan bu kararlar iş hayatımızda alacak borç ilişkisi içindeki insanlarımızı tedirgin bir şekilde iş yapamaz hale düşürmektedir" dedi. İflas erteleme kurumunun kötü niyetli kişiler tarafından kullanıldığını belirten Keçeci, "Borçlu kurum ve kurumların borçtan kurtulmak için iflas ertelemeye müracaat etmeleri gibi son günlerde bu kurumun kötü niyetli insanlar tarafından da kullanılıyor olduğunu görmekteyiz. Bu şekilde iflas ertelemeyi bir zenginleşme sebebi olarak uygulayan bu kötü niyetli insanlar, ekonomi dünyasının tüm aktörlerini rahatsız etmektedir. İflas erteleme yeni bir kurummuş gibi algılanıyor. Ancak iflas erteleme, 2000 yılından önce de Türk hukukunda mevcut olan bir yöntem. 1956 yılında kabul edilen Türk Ticaret Kanunu'nun 324'üncü Maddesi'nde yer alan iflas erteleme kurumu, 2001 krizi sonrası gerçekleştirilen İstanbul Yaklaşımı sonucunda İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değişikliklerle boyut değiştirdi. İflas ertelemeye birtakım ek sonuçlar bağlanarak o dönemde zor durumda olan şirketlerin biraz nefes alması sağlandı ve bu sayede bu şirketler ticari hayatın içerisinde kaldı. Ama tabii bugün, olay bambaşka bir boyut kazandı" diye konuştu.

"TARAFSIZ VE BİLİNÇLİ OLMALI"
İflas erteleme kararlarında bilirkişilerin ve şirketlere atanan kayyumların niteliğinin de önemli olduğunu belirten Keçeci, "İflas erteleme olaylarının kamuoyunda yarattığı tereddütler ve sıkıntılar nedeniyle siyasi iktidarın sıkıntıları giderecek, kötü niyetli tarafları yok edecek tasarrufları da bir an önce alması gerektiğini düşünüyoruz. Mahkemelerin karar vermesinde esas olan bilirkişi heyetlerinin daha tarafsız, daha bilinçli ve iflas erteleme istenilen şirketin iş konularına vakıf kişilerden oluşmasını sağlamak, bu işin en temel çıkış yollarındandır. Yine yasanın öngördüğü kayyum kurumunun da daha bilinçli, bilgili ve o iş konusuna hakim, yöneticilik deneyimlerinden de nasibini almış insanlardan seçilmesi çok önemlidir. Gelişi güzel bilirkişilerle ve tesadüfen tayin edilen kayyumlarla iflas erteleme kurumu, konuya bir çözüm getirmekten çok bu günlerde olduğu gibi yalnız kaos oluşturacaktır" dedi.

"YASAL DÜZENLEME GEREKİYOR"
Yaşanan duruma çözüm getirilmesini isteyen Keçeci, "Bu duruma bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Çözüm için siyasi iktidarların tüm kamuoyu tarafından anlatılan ve ifade edilen iflas erteleme eksikliklerini giderecek bir düzenleme yapması gerekir. Yasanın taraflara hakkaniyet ölçülerinde uygulanır bir hale getirildiğini göstermek gerekir ki; ticari hayatımızda tekrar huzur sağlansın" diye konuştu.

Öte yandan Denizli'de Mart ayı sonuna kadar mahkemelerden 13 şirketin iflas erteleme kararı aldığı öğrenildi.