Çin’in yarattığı aşırı kapasitenin Amerikan çelik endüstrisine zarar verdiğini anlatan yerli üreticiler, Türkiye aleyhine de suçlamalarda bulundu. ABD’li yerli üreticilerin Türkiye’ye yönelik devlet desteği aldığı ve kapasite fazlası bulunduğu suçlamalarını kesinlikle kabul etmediklerini belirten ÇİB Başkanı Namık Ekinci, “Biz kendi sermayemizle büyüyen bir sektörüz. Devlet desteği almıyoruz, almak da istemiyoruz. Hatta dünyadaki kötü gidişat nedeniyle üretimde kısmaya gittik” dedi.

Yerli piyasayı korumak üzere Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok ülkeye karşı anti-damping ve korunma önlemi soruşturmaları açan ABD’li yerli üreticiler bu kez şikayetlerini yetkililere anlattı. Çin’in yarattığı aşırı kapasitenin Amerikan çelik endüstrisine zarar verdiğini anlatan yerli üreticiler, Türkiye aleyhine de suçlamalarda bulundu. ABD’li yerli üreticilerin Türkiye’ye yönelik devlet desteği aldığı ve kapasite fazlası bulunduğu suçlamalarını kesinlikle kabul etmediklerini belirten ÇİB Başkanı Namık Ekinci, “Biz kendi sermayemizle büyüyen bir sektörüz. Devlet desteği almıyoruz, almak da istemiyoruz. Hatta dünyadaki kötü gidişat nedeniyle üretimde kısmaya gittik” dedi.

ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi 12-13 Nisan 2016 tarihlerinde düzenlediği “Küresel çelik pazarı ve ABD piyasasına etkisi” konulu dinleme toplantısında ABD’li çelik sektörü temsilcilerini dinledi. Çin başta olmak üzere Türkiye’nin de içinde olduğu birçok ülke hakkında suçlamalarda bulunan ABD’li üreticiler, ülkede ithal çelikten ötürü büyük sorunlar yaşandığını belirttiler. Ayrıca Çin’in yarattığı aşırı kapasite fazlasının Amerikan çelik endüstrisini tehdit ettiği açıklanarak Çin’in serbest piyasa ekonomisinde hareket etmediği ve kapasite düşürmeye gitmesi için uluslararası alandaki baskının artırılması gerektiğine dikkat çekildi.

ABD’li yerli üreticilerin Türkiye aleyhine yaptığı suçlamaları değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “ABD’li yerli üreticilerin Çin mallarının ara mal olarak kullanılarak Türkiye üzerinden ABD’ye girdiğini belirten suçlamalarını kesinlikle kabul etmiyoruz. Türkiye, ABD’den aldığı hurdanın bir kısmını verimli ve teknolojik yapısı ile nihai ürüne dönüştürerek ABD’ye ihraç etmektedir. Kalan kısmını ise iç piyasada ve diğer dış pazarlarda kullanmaktadır. Teşvikli ve dampingli Çin mallarının yalnızca ABD değil, biz de en büyük şikâyetçilerindeniz. Çin’in ekonomik büyümesinin yavaşlamasıyla birlikte azalan iç talep nedeniyle aşırı üretim fazlasını dünya pazarlarına arz etmesi ve bunu yaparken Dünya Ticaret Örgütü kurallarını hiçe sayması Türk çelik sektörünün üretim ve ihracatını da olumsuz etkilemektedir. Türkiye’de de Çin tehdidine karşı gerekli önlemlerin alınması için çalışmalar yürütüyoruz. Ancak Çin bahane edilerek Türkiye’nin de önünün kesilmeye çalışılması ve haksız ihracat yapan Çin ile aynı potaya konarak itham edilmesi bizi oldukça rahatsız etmektedir” dedi.

Türkiye, Güney Kore ve Hindistan’daki kapasite fazlasının ABD’yi tehdit ettiğine dair açıklamaları da eleştiren Namık Ekinci, “Güney Kore ve Hindistan için kapasite artışı fazlası doğru olabilir fakat Türk çelik sektörü olarak kapasitemizi artırmak gibi bir durum söz konusu değildir. Hatta dünya çelik sektörü koşullarına göre üretimde kısıtlamalara gittik. Eğer teşvik alan ve damping yapan üreticiler olsaydık, üretimimizde kısıtlama yapmamıza gerek kalmazdı. Türkiye, ürettim miktarından daha fazla tüketim miktarı olan bir ülkedir” diye konuştu.

Söz konusu toplantıda gündeme getirilen çelik sektöründeki iş kayıplarını da değerlendiren Namık Ekinci şu hususları vurguladı: “Dünya çelik sektörü son yıllarda krizden geçmektedir. İş kayıpları, petrol fiyatlarının düşmesi ve verimsiz iç dinamikler gibi birçok değişkenler ele alınmalıdır.”

Ekinci, “Adil bir şekilde ithal edilen Türk çeliği gibi ürünlerin ABD iç piyasasına girmesinin engellenmesi, içerde fiyatları yükselterek çelikle bağlantılı sektörlerin maliyetlerini artıracaktır. Bu durumun olumsuz etkisi devlete ve vatandaşa yansıyacaktır. CATO gibi öncü düşünce kuruluşlarının toplantıda belirttiği gibi ithal ürünlerin engellenmesi ABD’li üreticileri kısa dönemde rahatlatırken uzun dönemde ABD ekonomisine büyük zararlar verecektir” diyerek açıklamalarına devam etti.

Türk çelik firmalarının devlet desteği aldığını öne süren diğer suçlamayı da kesinlikle reddeden ÇİB Başkanı Namık Ekinci sözlerini şu şekilde bitirdi: “ABD’li üreticiler ve ABD Ticaret Bakanlığı’nın temsilcileri, Türk çelik üreticilerinin ABD’ye ihracatlarının engellenmesi gerektiğine yönelik görüşlerini haklı göstermek için firmalarımızın devlet desteği aldıkları iddiasını ortaya atıyorlar. ABD’li yerli üreticilerin asıl gayesi dampingli malların girişini değil, bunu bahane göstererek tüm ithalatı engellemektir. Hatta Türkiye’nin ABD’den hurda ithal edip bunu işleyerek daha ucuza ihraç etmelerinin başka bir açıklaması olamayacağını dile getiriyorlar. Biz sektör firmalarımızın sonuna kadar arkasındayız. DTÖ kuralları çerçevesinde adil ticaret yapıyoruz. Türk çelik sektörü AKÇT kuralları gereği devletten hiçbir surette destek almıyor, almak da istemiyor. Nitekim yakın zamanda sonuçlanan sıcak haddelenmiş çelik CVD soruşturmasında incelenen her iki üreticimiz de tüm teşvik suçlamalarından aklandı ve ABD Ticaret Bakanlığı da çelik üretimine teşvik verilmediğini teyit etmiş oldu. ABD’li yerli üreticiler, her ortamda Türkiye’de teşvik verildiği şikayetlerini yinelerken, geçtiğimiz günlerde verilen levha ile ilgili şikayetlerinde resmi olarak sübvansiyon şikayeti eklemediler. Bu da artık kendilerinin bile Türkiye’de çelik sektörüne teşvik verildiğine inanmadıklarını gösteriyor. Türk çelik sektörü olarak kendi sermayemizle büyüyoruz. Ürünlerimizi ABD’li tüketicilerin talebi dolayısıyla teknolojik ve verimli altyapımız, cüzi kârlar ve rekabetçi fiyatlarla ihraç ediyoruz. Bu durum yerli üreticileri rahatsız ediyor. Bu nedenle haksız yere suçlanıyoruz.”