15-16 Haziran Direnişi bundan 45 yıl önce devlet eliyle sendikal bürokrasinin güçlendirilmesine karşı işçilerin isyanıydı. 
1970'te, çalışma yaşamını ve temel sendikalar mevzuatını düzenleyen 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası'nda değişiklik yapan tasarı, Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin işbirliğiyle önce Millet Meclisi ardından Senato'dan geçirildi. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi. Yasa taslağı 11 Haziran 1970'te Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın onaylamasıyla yürürlüğe girdi.

Tasarıyla 274 sayısı Sendikalar Kanununda şu değişiklikler getiriliyordu: 
* Bir işçi sendikasının Türkiye çapında faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki toplam işçi sayısının üçte birini üye kaydetmiş olması gerekir. 
* İşçi federasyonlarının faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki toplam işçi sayısının üçte birini üye kaydetmiş olması gerekir.
* İşçi konfederasyonu kurulabilmesi için daha önce sözü edilen sendika ve federasyonların üçte birini, sendikalı işçilerin üçte birini üye yapması gerekir. 
* Sendika üyeliğinden ayrılabilmek için tek tek noter karşısına çıkmak gerekir. 
Sendika kurmak için en az üç yıl işyerinde çalışmak gerekir. 
* Uluslararası işçi kuruluşlarına ancak en fazla işçiyi barındıran konfederasyon üye olabilir. 
Mecliste yapılan görüşmelerde 4 ret oyuna karşılık 230 oyla yasa kabul edildi. 
Bu maddelerin hepsi DİSK’te somutlanan işçilerin mücadeci anlayışını ve inisiyatifini kırmak ve sendikal harekette Türk-İş diktası getirmek için getirilmişti. Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk’ün “Çok yakında DİSK’in çanına ot tıkayacağız” açıklaması bunun net ifadesi oldu. Patronlar da bu yasa değişikliğinin arkasındaydı. 
DİSK'li sendikacıların ve yöneticilerin tepkileri, 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul'un belli başlı merkezlerine doğru yürüyüşe geçmeleriyle yeni bir evreye girdi. Son 1,5 yıldır bazı büyük fabrikalarda çeşitli işçi hareketleri ve direnişleri sürmekte olduğundan birçok fabrikada ve işçi semtinde gerginlik artmıştı. 15 Haziran 1970'te patlak veren olaylar da bir nevi dışavurum oldu. Kentin Anadolu yakasında başlayan yürüyüş Kartal ilçesinden yürüyüşe katılan işçilerle Ankara Asfaltı (E-5 karayolu) boyunca ilerlerken, kendilerine başka fabrikalardan da katılanlar oldu. Göztepe dolaylarında, Otosan Fabrikası işçileri ile DMO işçileri de onlara katıldı ve yürüyüş saat 17:00'ye kadar sürdü. Bir başka yürüyüş kolu da Beykozve Paşabahçe'den Üsküdar'a doğru oluştu.16 Haziran'da ise Gebze'den başlayan işçi yürüyüşü, Kartal'dan katılan işçilerle birleşerek Bağdat Caddesi üzerinden Kadıköy İskele Meydanı'na kadar ulaştı.
 

 
 İŞYERLERİNDE KOMİTELER KURULDU

İSK üyesi işçiler ise bu tasarıyı sert bir şekilde tartışırken, verilecek mücadeleler için işyerlerinde Anayasal Direniş Komiteleri adı verilen komiteler kurdu. 13 Haziran’da DİSK’e bağlı sendikaların yönetim kurulları ile işyeri temsilcilerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Tasarının Mecliste kabul edilmesinden 4 gün sonra 15 Haziran 1970’te protesto eylemleri başladı. İlk gün 70 bin işçi ilk önce fabrikalarına girip çalışmadan beklediler. Daha sonra fabrika dışına çıkarak yürüyüşe geçti. 

150 BİN İŞÇİ SOKAKTAYDI

16 Haziran 15 Haziran’a göre daha görkemliydi. Kimi verilere göre işçi sayısı 150 bini geçmişti ve Türk-İş yasanın arkasında olduğunu açıklasa da Türk-İş üyesi işçilerin sayısı DİSK üyelerini geçmişti. İstanbul’da işçiler üç koldan yürüyüşe geçti. Cağaloğlu’na gelen işçiler buradan Valiliğe yürümek istedi. İşçilerin yolu zırhlı askeri birlikler tarafından kesildi. İşçilerin bir kısmı bu barikatı aşarak Valiliğin önünden Eminönü’ye indi. Topkapı’dan gelen bir başka işçi kolu ise Unkapanı köprüsüne ulaştı. Beyoğlu ve İstanbul yakalarından gelen işçilerin birleşmesini engellemek amacıyla yetkililer Galata ve Unkapanı köprülerini açtı. Bunun üzerine bazı işçiler motorlarla Beyoğlu tarafına geçti. Geçemeyenler ise yeniden Topkapı tarafına doğru yürüdü. Levent ve Mecidiyeköy’de de kitlesel yürüyüşler yapıldı. 

SIKI YÖNETİM İLAN EDİLDİ
İşçilerin kararlılığının dindirilememesi üzerine İçişleri Bakını, Vali ve DİSK yöneticileri İstanbul’da toplantı yaptı. DİSK Genel Sekreteri Kemal Sülker şu açıklamayı yaptı: “Girişilen tahripkar eylemlerle ilgimiz olmadığını İçişleri Bakanı’na söyledik ve kesinlikle bu tahripkar olayları tasvip etmediğimizi bildirdik. Ayrıca işçilere de radyoda bir uyarma yaparak kötü cereyanlara alet olmamalarını istedik.” 
16 Haziran akşamüstünde İstanbul ve Kocaeli’de sıkıyönetim ilan edildi. 21 DİSK yöneticisi gözaltına alınırken, 5 binin üzerinde işçi önderi işten atıldı. Yasa değişikliğine direnen pek çok fabrikanın işçisi üretimi durdurma eylemine devam etti. Bu nedenle bazı sanayi bölgeleri askeri birlikler tarafından denetim altına alındı. 

Eylemler sırasında ve sonrasında hayatını kaybedenler
16 Haziran günü ölenler
  • Yaşar Yıldırım, Mutlu Akü Fabrikası işçisi
  • Mustafa Bayram, Vinleks işçisi
  • Mehmet Gıdak, Cevizli Tekel Fabrikası işçisi
  • Doğukan Dere, esnaf
  • Yusuf Kahraman, polis memuru
Eylemle bağlantılı direnişlerde ölenler
  • Hüseyin Çapkan, eylemlerden sonra direniş başlatan Gıslaved işçilerinden Lastik-İş sendikası üyesi işçi
  • Necmettin Giritlioğlu, Aliağa rafinerisi inşaatında çalışan ve greve giden Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı
Eyleme katılan işçilerin çalıştıkları fabrika / işletmelerden bazıları
  • Türk Demir Döküm
  • Sungurlar
  • Derby
  • Elektrometal
  • Rabak
  • Auer
  • Çelik Endüstrisi
  • Mutlu Akü
  • Vinileks
  • Otosan
  • Arçelik
  • Vita