Daha Önceki Bakan Hüseyin Çelik, Osmanlı'nın son yarıyıl padişahlarından II. Abdülhamit’i anlatan bir yazı dizisi hazırladı. Hüseyin Çelik’in şahsi web sitesinden yayımlanan yazı dizisinin dünkü kısmında dikkat sürükleyen ifadeler yer aldı.

“İşin özü mazi husumeti, tarih ve ecdat husumeti ne kadar hastalıklı bir ruh hali ise ‘maziperestlik’ başka bir deyişle geçmişimizde, tarihte ne varsa bunları kutsama yaklaşımı da o kadar hastalıklı bir ruhun tezahürüdür” diyen Çelik şöyle devam etti:

“Tarih, ibret ilmidir. Biz tarihi, geçmişte düşülen kusurlara bugün tekerrür düşmemek, geçmişteki iyi ve hoş şeyleri ise günümüze ve geleceğimize ışık yakalamak için okur ve okuturuz. Ne var ki, okuduğumuz veya okuttuğumuz tarih doğru olmalı. Ders kitapları veya dizilerle süsleyip boyadığımız tarihin, günün birinde boyaları döküldüğünde genç jenerasyonlar sonrasında kendisine öğretilen hiç bir şeye, doğru da olsa inanmamaya başlar.”

“UNUTMAYALIM Kİ, ÖN SIRÇA DİKİZ AYNASININ SURAT KATI BÜYÜKLÜĞÜNDEDİR”

Hüseyin Çelik “Tarih okumak, araba süren bir şahsın arada bir, lüzum oldukça dikiz aynasına bakması gibidir” diyerek şu değerlendirmeleri yaptı:

“Unutmayalım ki, ön sırça dikiz aynasının surat katı büyüklüğündedir. Ön sırçaya bakıp araba sürmesi gereken bir sürücü, kesintisiz dikiz aynasına bakarsa otomobili ya duvara ya da bir kayaya bindirir. Öğrenilmelidir ki günümüzün cılızlık ve noksanlığını geçmiş süslemeleriyle karşılama edemeyiz. Hayallerini, anılarının önüne geçiremeyen şahıslar veya cemiyetler asıl anlamda galibiyet öyküleri yazamazlar”