İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kabahat örgütü lideri Sedat Peker'in yayınladığı videolarda bulunduğu iddialara ilişkin canlı yayında açıklamalarda bulunuyor.

Habertürk'te Açık ve Net Özel'e misafir olan Soylu, Kübra Par moderatörlüğünde; gazeteciler Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Veyis Ateş ve Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlıyor.

Aristokrat'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde: 

-Bir organize kabahat şüphelisinin, suçlusunun, yıllarca Türkiye'de herkesin bildiği, tanıdığı, hayatının nereden geldiği belirlenmiş olan bu ismin iftiraları, iddiaları saçmadır. Bu iddialarla muhatap değiliz, bunu içten bulmuyoruz. Birinci ve ikinci videoda uyarı ederseniz şahsımla alakalı hiçbir şey yok. Hepimiz eski Türkiye'yi biliyoruz. Bir delinin her türlü sapkınlığın içerisinde olan kişinin söylediği ipe sapa gelmez sözler olarak görmedim. İstihbaratımızda binlerce elemanımız var. Terör örgütleriyle diğer organize suç çeteleriyle nasıl uğraş ettiğimizi biliyoruz. Ara Sıra en büyük uyuşturucu kaçakçılığını onlar vasıtasıyla öğreniyoruz.

-Baktım ama, bir eleman bir spikerlik yapıyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları ve iftiraları iyice boş olsa da devlete laf ediyor, Türkiye'ye sözde kendi adına vesayet ortaya koymaya çalışıyor güya, tırnak içinde. Ve herkese ipiniz elimde diyor ve Türkiye'de bir sessizlik egemen. Neticede terörle uğraş etmişiz, Türkiye'de kabahat çeteleriyle çaba etmişiz darbe vurmuşuz. Uyuşturucu ile uğraş ediyoruz, etmişiz. En önemli yakalamaları, operasyonlar yapmış netice elde etmişiz. FETÖ ile çaba ediyoruz. DEAŞ yanı başımızda. Türkiye bunlarla çaba ederken güya birileri Türkiye'nin sahayı temizlemesinden ya ürkerek ya da son kaleyi kaptırmamak için bir hamleye gidiyorum.

-Yıl 2005. Ben Başbakan Yardımcısıyım. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu. Başbakan Davutoğlu. 7 Haziran seçimleri öncesi MYK toplantısında 'Biz HDP ile tüzük yapabiliriz' diye bir tümce çıktı ağzından. Hepimiz baktık. Tercih geçtikten daha sonra AK Parti çoğunluğu elde edemedi, tek başına iktidar kurabilme kabiliyeti oluşmadı. Ya CHP ile ya öteki siyasal partilerle biraraya gelecek. Bugünkü gibi hatırlıyorum. İlk MKYK toplantısında bugün Derman Partisi'nin başkanı Ali Babacan, "Bu işlere bakmamalıyız, şimdi ekonomiyi ayakta tutmalıyız" dedi.

-Dedim ama, "Bizim sorumluluğumuz bugün demokrasiyi ayakta yakalamak ve hükümeti kimin kurabileceğine ait çabalarımızı gerçekleştirebilmek". Bu tercih tamamlanmamıştır, kampanya devam etmektedir, dedim. Kasım'da da tercih oldu. Sayın Davutoğlu ve ekibi CHP'yle AK Parti'nin iktidarı için canhıraş mücadele verdiler. Bir kısım arkadaşlarımız bunun doğru olmayacağını, Türk siyasetinin doğasına aykırı olduğunu, Türkiye'yi diğer bir tarafa içten getirebileceğini ortaya koydu.

-Büyük bir mücadele başladı. Bir taraftan HDP ile tüzük yapabilme kabiliyeti ortaya koyan birisi. Tasa Recep Tayyip Erdoğan. Onu külliyede enterne edip, atıl halde bırakan, ABD'nin Avrupa üzerinden uyguladığı politikayı Türkiye'de egemen kılmak. Bunun doğru olmadığını söyledik. Tartışmalar böylece şiddetli oluyordu oysa, bir ara sayın Davutoğlu'nun tam anlamıyla dengesi kayboldu, 'Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum' dedi. 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 arasındaki süreci anlatıyorum. 

-Ben partinin teşkilat başkanıydım. 'Hepinizin odalarında neler konuştuğunu bir bir biliyorum' diyordu MYK üyelerine söyledi bunu. Koalisyon tartışmaları yaşandığı zamanlar. 'Hepinizin neler söylediğinizi biliyorum' dedi. Biz donduk, arkadaşlarımızla birbirimize baktık. Bunun Türkçe ne anlama geldiği apaçık besbelli. sonra çeşitli dedikodular çıktı, maddi takibin yapıldığı yönünde ama karineye ulaşamadık.

-Sayın Cumhurbaşkanımızla bugün gibi hatırlıyorum Külliye'de birlikte olduk. 'CHP ile iktidar hazırlığı sözkonusu, genel vaziyet bu' dedim. 'Sen ne düşünüyorsun' dedi. Dedim ama, 'Rahmetli Erbakan 1974'de yaptı üzerinden darbe geçti. baştan savma da olsa Refahyol 'a ancak geldi. 1994'de SHP ile beraber yaptık, veladdalin amin! Türk siyasetinin doğasına yerinde bir doğa yok. Yurttaş iki tarafı birbirini denetlesin diye, birbiriyle uzlaşsınlar diye yok, tam tersi birbirini teftiş etsinler diye 1800'lerin sonundan itibaren bir siyasal sistem kuruldu. Bunu getirip dıştan angaje edilmemiş. Doğal bir serüven bu. Bu macera ne zaman bozulmuşsa sıkıntı meydana geldi. Sayın Cumhurbaşkanımıza 'ben bunun hatalı olacağını düşünüyorum' dedim. 'Haklısın' dedi.

-1 Kasım seçimlerinden daha sonra bu çaba devam etti. Ahmet Davutoğlu'nun etkin olduğu think thang kuruluşlarından birisine bugün HDP'nin eş başkanlarından Mithat Sancar geldi. Bir şey söyledi orada. Özeti şu; Apo içeriden çıkacak. İki, Suriye'de, Kuzey Suriye'de bir devlet kurulacak, başına geçecek. Üçü, Türkiye'de özerk bir anayasa yapılacak, kendine ait bir tüzük yapılacak. Ki biz bunu sonra CHP, İYİ Parti, HDP'nin kendi içerisinde o şeyi gördük. Yukarıdan aşağıya bir değer biçme yaptık.

-Sayın Cumhurbaşkanımızın külliyeye nasıl sıkıştırılmak istendiğini hep beraber gördük. Hakikaten bu meselelerin hangi siyasal sonuçlar doğurduğunu da tüm Türkiye fark etti. Ben teşkilat başkanıydım. Sayın Davutoğlu ile çalıştım da. O dönem de olmadığımız süreçler yaşadık. Biz 6-7 dost biraraya geldik, 'bu mesele tehlikeyi bir noktaya gidiyor' dedik. 'Bunun geri dönüşü olmayacak' dedik.

-CHP ile kurulacak koalisyon 1 Kasım'dan sonra butlan oldu. Bir Recep Tayyip Erdoğan varlığı var. Siyaset bilgisi var, Türkiye'de yaptıkları var. üstelik dışarının eliyle onun sıkıştırılmaya çalışıldığı bir süreç var.

-Burada ortaya çıkan süreç bütün anlamıyla, biz arkadaşımızla mücadele başlattık, 3-4 arkadaşımız ve o vakit da büyüklerimiz vardı. İsimlerini vermeyeyim. Sayın Davutoğlu'nun partinin içerisinde, partinin genel kuruluş kodlarını, yürüyüşünü, vizyonunu, sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuna uygun hareket etmediği kanaatini bir vesileyle gördük.

-Bir MKY öncesinde imzalar toplandı. Bunda benim de dahlim var. Arkadaşlarımızın da dahlim var. Ben burada olduğum için söylüyorum. Netice itibariyle HDP, Kuzey Suriye ya da Apo ya da başka bir şey meselesini kendi siyasal anlayışımızdan uzaklaştırmık olduk. Yıl 2015 ve 2016. Sonra Binali Bey genel başkan oldu.

-Bugün bir Kuzey Suriye'de bir devlet kurulmaya çalışılıyor. Suriye'nin içerisinde ABD'nin üsleri 6'dan 14'e çıktı. 2020 ve 2021'de. Bir taraftan bütün bunlar sağlanırken Türkiye'ye aleyhinde bir idareli atak var. Bunu daima berebar yaşadık. Türkiye dağılsın, hesaplı olarak küçülsün, hareket kabiliyeti olmasın. Bizim istediğimiz bir anayasası olsun. Türkiye, Suriye, Lübnan, Irak gibi ülkelerin konumuna düşsün. 17-25, 6-7 Ekim, 15 Temmuz. Bütün süreçlerin içerisinde Türkiye bir operasyona bağlı tutuluyor. Uyarı ederseniz Türkiye'nin faizi 4-4,5'tu. Bugün 20 seviyelerinde. Burada Türkiye'nin üzerine getirilmeye çalışılan bütün da budur. 

-Burada kasıt Türkiye. Fazla kolay bir işlem var; Türkiye'de bugün siyasal istikrarı nasıl sağlıyor? İçeride bir problem gözükmüyor. Dün Cudi'de, Cudi Tenis Turnuvası yapıldı. Kimle sağlıyor? MHP ile Meclis'teki işbirliği ile. Tartışılmayacak siyasi avantaj var. Başkanlık hükümet sistemi var. Siyasi değişkenlik yok. Peki ne yerine getirmek gerekli? Terörden bir şey yapılıyor mu? Hepimiz terörü unuttuk. Sultanahmet, Dolmabahçe, Ankara saldırıları, Gaziantep'e dek DEAŞ, PKK her şey. Her gün bir bombanın patladığı, İstanbul'da kapanmayı göze bölge alışveriş merkezleri vardı.

-Burada öznelikle benim alakam değil. Ben olayın adamakıllı fotoğrafını görüp, eski Türkiye'nin sol kalıntılarını süpürmeye geldiği andan itibaren birileri devreye girdiler. Özel Harp ne süre kuruldu? Parasını kim verdi? Bunu rahmetli Ecevit söyledi. 6-7 Eylül olaylarını kontrgerilla örgütledi. Paşa kitapta 'biz yaptık' diyor. Sabri Yirmibeşoğlu. Bugünün işi mi? Erhan Tuncel ile Sedat Peker'i kim iki taraflı yapar? Bu sorunun cevabını bana verir. Erhan Tuncel kim? Sedat Peker'e Erhan Tuncel'i kim emanet eder?

-Bireylerden yok bir sistemden bahsediyorum. Erhan Tuncel yıllardan beri bu ülkenin en manâlı meselelerinden birisi olan Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi gözükmüyor mu? Hangi anlayış emanet eder? Bu değin cürümün içerisinde olan bir kişi tecavüz etmiş bir kıza. Karakola gidiyor, emniyette tanı ediyor 'budur' diyor. Dosya orada kapanıyor. Benim iddiam değil, evrak var. Ben bir iddianın sahibi değilim. Tecavüzden nedeniyle karakola götürülüyor. Sonuç itibariyle orada herşey kapanıyor. Oradaki iki kişi, 'Biz Bilecik'ten aldık' diyor. Neyi alıyor? Tabanca ruhsatlarını. 'Bilecik'e hiç gitmedik' diyor. Bilecik'te kim var? Veli Küçük var. Doğru mu? Meselenin hangi iklimde oluştuğunu tasvir etmek için anlatıyorum bunu.

-Genellemek çok yanlış bir şey olur. AK Parti siyasi hayatı içerisinde 2002'ye dek eğer varsa, 2002'deki notları çok açık bir şekilde gösterebilirse arkadaşlar. O zamanın manşetlerinde 'Türkiye'yi mafya teslim aldı' başlığı var. Türkiye mafyaya teslim oldu. Ben AK Parti'de değilim o dönem. AK Parti'nin birincil meselesi budur. Avukatlar, meslek adamları ve Türkiye'deki herkes bilir. AK Parti Türkiye'de başta ekonomiyi sıçratmadı, mafyayı bitirdi. 

-Özne seçilmemin sebebi şu; bir, ben hükümetin bir üyesiyim. AK Parti'nin yöneticiliğini de yaptım. Yalın kılıç mücadelemize devam ediyoruz. Terörle mücadelemize devam ediyoruz. Türkiye'de 15 Temmuz civarında 5550 birey terör örgütüne katılıyordu. şimdi, 12 kişi, üçü ya da dördü yurt dışarıda. Bu katılmıyor demektir. Türkiye'de organize suç örgütleri açısından, ben Ankara'dan geliyorum, İzmirliler söylesinler, 355 kabahat şebekesini çökerttik, 393 uyuşturucu çetesi çökerttik. Eğer siz buna yalan derseniz ben herşeyi kabul edeceğim. Okulların önünde uyuşturucu çeteleri çocuklarımıza uyuşturucu satıyorlardı. Banzai içen çocuklar zombi gibi tekrar duruyorladı. Bana İstanbul'da üç örneği göstersinler, Ankara'da göstersinler. AK Parti iktidarı dedi fakat, 'Bunu yapmakla sen mükellefsin' . Ortaya konulan iradeyle bunu sağladık. Bu bir galibiyet mı? Bana kadar başarı. Bu topyekün bir galibiyet. Sadece benim başarım değil. üstelik FETÖ ile çaba yapıyoruz. Bizim üzerimizde FETÖ ile ilgili az gidiyorlardan bütün tersi sert gidiyor diye eleştirenler var mı, yok mu? Her gün bir DEAŞ operasyonu yapılıyor mu? Türkiye'nin içinde değişkenlik sağlayamayacaklarsa, hükümetin uyguladığı politikalar ve bununla birlikte İçişleri Bakanlığı'nın müktesebatı. Benim İçişleri Bakanlığımı teslim aldığında 6500-7000 birey kalmıştı. Kaymakamların üçte biri gitmişti. FETÖ'den dolayı gitmişti. Hiçbir ortaya koymadan Türkiye'de operasyonları yürüten, çocukları sıcacık bakımlı sokağa çıkartan bir anlama. Ben açık söyleyeyim, bu operasyonun Türkiye'nin üzerine gelen operasyon olarak gördüm, bizim de kendimizi ifade edeceğimizi anladım ve ortaya çıktım.

-Gerek organize suç örgütlerinin mensupları, liderleri, gerekse bu konularda iktidarı ve siyaseti istismar etmek isteyenler yanaşırlar, kendi meşguliyet alanlarını, sivil toplum örgütlerini, meslek alemini oluşturmaya çalışırlar. Amaçları nedir? Sedat Peker'in korumaya mı ihtiyacı var? Amacı ne? Tam da bahsettiğimiz. 'Ben akademisyenleri kan banyosunda yıkayacağım'. Adam benim herşeyime küfrediyor, takipsizlikle övünüyor. Hangi partiyse, sadece AK Parti ile ilişkisi yok oysa. CHP'li Gürsel Tekin'in attığı tweeti sen de biliyorsun, ben de biliyorum. Tüm bunların tamamı organize kabahat mensuplarının birtakım yerel zafiyetlerden istifade ederek meşruiyet sağlamalarıdır.

-16 Ocak 2015. DHKP/C'nin Sedat Peker'e, ilgili kişiye korkutma. 26 Ocak 2015 'ben koruma istemiyorum', sonradan 'ben istiyorum' diyor. Yeniden kurul toplanıyor, istihbarat ve terör biraraya geliyor ve kendisine koruma veriliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, Terörden sorumluluk sahibi da zannediyorum Mustafa Gayretli. Şu Anda şu adam, Nurettin Demir. Biz nelerle uğraşıyoruz. Nurettin Demir Kadıköy eski ilçe emniyet müdürü. Kardeşi Nurten Demir, 1992'de DHKP/C'den öldürdü, öteki kardeşi DHKP/C ile iltisaklı. Sanal tehditle, kurgu bir tehditle, ben İçişleri Bakanıyım. İstanbul'da her dönem kimlere koruma verildiğini bilemeyebilirim. Yakın koruma, tehditlere yönelik korumalar, il emniyet tehditleri belirler. Bu riskli bir iştir. Benim dönemimde koruma 5 bine düştü. Bunun yüzde 40'ı da etken ve savcılardır.

-Nurettin Demir 93-99 DHKP/C. 2015'de Kadıköy İlçe Emniyet müdürü kardeşinden kalan DHKP/C mirasıyla kurgu üretir. Silsile-i meratip böyle başlamış. Bu kişi FETÖ'den cinayet yemiş. Kadıköy'de cümbür cemaat bilir ancak bir kişi bunun karşısında bir şey söylesin. Ben bir önceki Kadıköy İlçe Güvenlik Müdürünü görevden aldım. Yükümlülük bana mı ait? Hayır. Benim telefonum 27 yıldır aynı. Bataklık Operasyonu'nun birincil ihbarı şahsıma geldi. İstihbarat, terördeki arkadaşlar bilir ancak, benim ihbar hattım geniştir. Işlem içten çıktı ve Bataklık Operasyonu başladı.

-Sultanbeyli Emniyet Müdürü'nün Nejad Daş'la birlikte para taşıma işi bana geldi. Burada Nurettin Demir sahte ihbar gönderiyor. Aynı sahte ihbar kiminle oldu? CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun korumalarını aldım. Korkutma yoktu. Sizin tehdidiniz değil. Herhangi bir rapor yok, korumanız olması gerekir mi? Hayır. Sonradan ne oldu? Örneğin Kaftancıoğlu'na tehdit nereden gelebilir?

-Bunu takip eden, amaç gösterildiği vakit konuya müdahale eden devletin kurumları var. Kaftancıoğlu'nun korumasını aldım, 15 gün daha sonra Kaftancıoğlu DHKP/C korkutma etti. Niye tehdit etsin? Bir sektör oluşmuş. 2017'de Özgür Taşdemir. Bütün sistematiği, iki yerde kumarhanesi var. Bu kumarhaneler nedeniyle, DHKP/C baskını sebebiyle, bu tehdidi yenilediler. DHKP/C'nin kurgu tehdidi üstüne bir korkutma daha yenilediler. Ben bunu 2018'in ortalarında öğrendim. Sedat Peker'in polis koruması olduğunu öğrendim. Canan Kaftancıoğlu'nun da koruması olduğunu bilmiyorum. Ama şunu söyleyeyim; Pervin Buldan'a korumayı ben verdim. O günün benzeyen başkanı Sezai Temelli, ona da korumayı ben verdim.

-Öğrendiğimde ne oldu? Başında ben bu korumayı verir miydim? Vermezdim. Öğrendiğimde 2018'in ortalarından daha sonra İstihbarat Başkanı 'Bir operasyondayız, azıcık sabredin' dedi. 'Biz bunları dinliyoruz, bir meslek üstündeler, ne olursunuz sabredin' dedi. Netice itibariyle azıcık sabrettik, daha sonra da aldık onları. Özel korumalarda yurt dışına gidildiğinde devlet sağlar. Bu müşteri yakın korumalarda yurt dışına gidildiğinde kendisi izin alır gider. Koruma yurt dışına çıkmak üzere kendi ilinden müsade alır. Diyanet İşleri Başkanı yurtdışına gidiyorsa devlet tarafından karşılanan bir işle birlikte gider.

-Bizim arkadaşlarımız 'biraz daha bunun takip edilmesi gerekir, alırsak diğer bir şey anlaşılır' dedi. Orada sadece koruma üzerinden bir peşine düşüp takip. bununla beraber eğer biz buna şart değişikliği sözkonusu edersek başka bir şey düşünülmeye başlar.

-Bu konuyla ilgili soruşturma açtık, Mülkiye Kontrol Kurulu Başkan Yardımcılığımızın başkanlığında. Emniyet Denetleme Başkan Yardımcımızla. Bu koruma işinde yetersiz, aksak nedir bunların tamamına bakacak. Burada kimin bir istismarı, imtiyazı varsa, kurgusu varsa hesabı sorulacak.

-Bu konuyla ilgili herhangi bilgim yok. Ben her kriminal olayı biliyor değilim. Kaçmam da, söylerim. Organize kabahat örgütü mensupları her yere sızıp ya da hırsızlar. Benim adımı kullanan asgari 30 birey hapse girdi. Hakikaten bir kısmı geçmişte tanıyor. Kimiyle siyasette, kimiyle diğer bir yoldan. Rize'de akarsu kaçakçılığından dolayı adam öldürüyor. Öldüren bunlar. Mahkeme toplanıyor. Olay ortadan kalkıyor. 1998-2000. Meselenin nasıl devletin içine sirayet ettiğine açıklama yapmak için açıklama etmeye çalışıyorum. Ben bu ülkenin evladıyım. Bugün İçişleri Bakanıyım, yarın değilim. Ben bunları açıklama etmezsem sorumluluk sahibi hissederim kendimi.

-AK Parti örgütleriyle Sedat Peker arasında bir ilişki var demeyi kabul etmem. Bir organize kabahat örgütü liderinin ipe sapa gelmez iddiaları kabul edersek İçişleri Bakanı'nı da yargılarız.

 

Kaynak: www.patronlardunyasi.com URL: https://www.patronlardunyasi.com/haber/Bakan-Soylu-Mehmet-Agar-in-marinada-olmasi-kesinlikle-hatali/250826