Geçtiğimiz yıl 14 Haziran'da, garson olarak çalıştığı Ortaca ilçesine bağlı Dalyan Mahallesi'ndeki restorandan mesai bitimi ayrılan ve daha sonra ortadan kaybolanCansu Kaya'nın 3 gün sonra Dalyan kanalı Çandır Geçişi mevkiinde, su üzerinde cesedi bulunmuştu. Üzerinde sadece iç çamaşırı olan Cansu Kaya'ya, Muğla Adli Tıp Kurumu uzmanları tarafından yapılan ilk otopside, cinsel istismar bulgularına rastlandığı raporedilmişti. 

Ardından boğulduktan sonra cansız bedeninin suya atıldığı tespitleri aynı rapora geçmişti. Güvenlik kuvvetlerinin yaptığı araştırmada Cansu Kaya'nın son görüştüğü garson N.D. ve lise öğrencisi M.P.Ç. gözaltına alınmıştı. İlk ifadelerinde Cansu Kaya'yı görmediklerini söyleyen iki sanık, daha sonra Cansu Kaya'nın kanala yüzmek için atladığını ancak dışarı çıkmadığını belirterek, "Üzerimizde kalır diye Cansu'yu görmediğimizi söyledik" demişlerdi. N.D. ve M.P.Ç. hakkında 'kasten öldürme, cinsel saldırı, cinsel istismar ve kişilik haklarından yoksun kılma' suçlarından ömür boyu hapis cezası istemiyle Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. 

SANIK 'YÜZME BİLMEDİĞİ HALDE DENİZE GİRDİ' DEMİŞTİ

Sanık N.D., mahkemedeki ifadesinde, "Cansu ve M.P.Ç. ile birlikte arkadaşımıza ait teknede oturduk. Sonra tekne turuna gideceğini söyleyip yanımızdan ayrıldı. Ona, bizi bırakıp gittiği için 'Bir daha benimle konuşma' diye mesaj attım. 15 dakika sonra geri geldi. Yüzme bilmediği için önce karşı çıktık. Israr edince yüzme bildiği için M.P.Ç. suya girdi. Ardından Cansu üstündekileri çıkararak iç çamaşırıyla suya atladı. Ancak bir daha yüzeye çıkmadı. Ben de dalgıç feneriyle suya girdim. Burnumdan kan gelinceye kadar dibe dalarak aradım. Daha sonra panikledik. Bu olayın üzerimizde kalacağını düşündük. Kıyafetleri İztuzu Plajı yolundaki köprüden kanala attık." demişti. Cinsel ilişki ve boğazını sıkma olayına karşı çıkan N.D., "Cansu benim kardeşim gibiydi. Boğazını kesinlikle sıkmadım. Şiddet de uygulamadık. Kesinlikle cinsel ilişki filan kurmadık" diye konuşmuştu.  

ÇELİŞKİLİ ADLİ TIP KURULU RAPORLARI

Muğla Ağır Ceza Mahkemesi, N.D. ve M.P.Ç.'nin avukatları Coşkun Demir ve Aliİncesu'nun talepleri üzerine genç kızın ölümüyle ilgili sırrı çözmek için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. Bunun üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Cansu Kaya'nın suda boğularak öldüğüne dair bir rapor gönderdi. Mahkeme, Muğla Adli Tıp Kurumu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun raporlarının arasında çelişkiler bulunduğuna dikkat çekerek, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kurulu'na her iki raporu da göndererek, çelişkilerin giderilmesini ve ölümüyle ilgili kesin raporun verilmesini talep etti. 44 profesör, doçent ve uzmandan oluşan genel kurul, geçtiğimiz günlerde Cansu Kaya'nın ölümüyle ilgili raporunu açıkladı. 

"CİNSEL İLİŞKİ YOK"

Kurul ilk olarak, cinsel ilişki kurulduğuna dair Muğla Adli Tıp uzmanlarının hazırladığı raporda, Kaya'nın kızlığında taze yırtığın 10 gün içinde olduğuna dair ifadeleri, "Üç gün suda kalmış, çürüme bulgularının çok fazla olduğu cesette bu tarz bulguların bulunması neredeyse imkansızdır." diyerek benimsemedi. 

"TRAVMA YOK" 

Yine Muğla Adli Tıp Kurumu'nun, boyun ve beyin kısmının kanamalı olduğuna dair açıklamasına, "Bu kanlı görüntü cesedin çürümesinden kaynaklanır. Kafatasında kırık, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanması tanımlanmadığına göre kişinin travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmamıştır." ifadeleriyle cevap verildi.

"CANSU KAYA SUDA BOĞULARAK ÖLMÜŞTÜR"

Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporun sonuna ayrıca "Cansu Kaya suda boğularak ölmüştür. Suda boğulma olayında bir başkasının ya da başkalarının etkisinin veya katkısının olup olmadığının adli tahkikatla aydınlatılması oy birliği ile mütaala olunur." görüşünü ekledi.  
Tutuklu sanık N.D.'nin avukatı Ali İncesu, "Müvekkilim ilk ifadesinin haricinde en başından bu yana cinsel ilişki olmadığını, cinayeti işlemediklerini söyledi. Cansu'nun yüzme ısrarının onu ölüme sürüklediğini belirtti. Adli Tıp Genel Kurulu müvekkilimin söylediklerini doğruladı" dedi. Diğer sanık M.P.Ç.'nin avukatı Coşkun Demir ise "Müvekkilimin doğruyu söylediğini ve suçsuz olduğuna inanıyorum. Mahkemenin de bu yönde karar vermesini ve müvekkilimi beraat ettirmesini bekliyorum" diye konuştu.