Merkez Şehitkamil ilçesi Taşlıca Mahallesi kırsalındaki toprak evde önceki gün çıkan yangından yaralı kurtulan Naciye Bakır, yaşamlarını yitiren eşi Mehmet Emin Bakır ile çocukları Mücahit (13), Halime (12), Dilovan (7), Büşra (6), Emin (5) ve Tacettin'in (2) defnedildiği Yeşilken Mezarlığı'na gitti.

En küçük çocuğunun mezar taşına kapanan Bakır, Kürtçe ağıtlar yakarak gözyaşlarına boğuldu.
Naciye Bakır, muhabire yaptığı açıklamada, fakirlik içindeki yaşamlarında çok zorluklar çektiklerini söyledi.

Hayatlarının hep yoksulluk içinde geçtiğini belirten Bakır, şöyle devam etti:
"Bir şekilde kendimizi idare edip, geçimimizi sağlıyorduk. Akşam evime ateş düştü. Bütün çocuklarım gitti. Ben uyanıncaya ve pencereyi açıncaya kadar geldim ki çocuklarım yok. Herkes bugün çocuklarıyla gezip dolaşıyor. Bense çocuklarımın hepsini yan yana toprağa verdim. Benim bugün çocuklarım yok. Elimi atıyorum başkalarının çocukları bana yabancı geliyor. 6 çocuğumu burada toprağa verdim. Bugün gelmişim, onların mezarı üzerine oturmuşum. Etrafıma bakıyorum kimsem yok. Bir Allah'ım var, başka da kimsem yok. Ciğerim yanıyor. 3 kızımı, 3 oğlumu kaybettim."

Çocuklarının ve eşinin hayatını kaybettiği yangın anında yaşadıklarını da anlatan Naciye Bakır, "Yangını fark edip kendimi dışarı attım. Eşime seslendim, elimi pencereye attım pencere açılmadı. Arkama, önüme ve her yere baktım, her yerde ateş vardı. Elimi kapıya attım hep ateşti. Pencereyi açtım bahçeye çıktım, bir baktım ki ateş çocuklarımın üzerine düşmüş. Kimseyi göremedim. Hemen koştum bekçiye haber verdim. Bekçi gelene kadar olan olmuştu." dedi.
Aileden geri bir tek kendisinin kaldığını dile getiren Bakır, "Benim çocuklarıma hep eller baktı. Ne bir sahipleri vardı, ne de kimseleri vardı. Ailemden bir ben kaldım. Benim sahibim de Allah'tır. Bugün Anneler Günü ama benim çocuklarım her şeye muhtaçtı. Biz ne Anneler Günü ne de doğum günü, hiç böyle şeyler yaşamadık." diye konuştu.