Güneydoğu'da PKK'nın nüfuzunu kırmak için yapılan sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasaklarına karşın oluşturulan “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisini imzaladığı için tutuklanan Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, mahkeme kararını “İlk celsede beraat etmeliydik. Beraat veremedikleri için böyle bir yola başvurdular diye düşünüyorum” sözleriyle değerlendirdi.

Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, “O metinde ifade edilen, talep edilen her bir adımın gerçekleşmesini yürekten istiyorum. Bu artık olmazsa olmaz” dedi. Mahkeme kararına ise, “İlk celsede beraat etmeliydik. Beraat veremedikleri için böyle bir yola başvurdular diye düşünüyorum.”

Öğrencilerim aklımda
Camcı ile tahliye sonrası ilk gününde bir araya gelindi. Aklında yine öğrencileri vardı. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nden uzaklaştırma süreci tamamlanmadan finalleri ve bütünlemeleri yaptığına seviniyordu. Çünkü, 4 sınıfa, 5 ayrı ders veriyormuş. Hepsi de bölümün temeli olan dersler… “İmzanı çek ya da istifa et” dediklerinde de “öğrenciler ne yapacak” diye sormuş. Alanda o dersleri verecek uzman sayısının oldukça az olduğunu dile getirdi.

İnsan kalmak için
Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, “imzanı çek” diyen kişinin rektörün kendisi olduğunu dile getirerek, “Bizler için bu olacak şey değil. Bir yetişkine, ‘imza at ya da imza çek’ demek… Rektör bey de bunun söylenmemesi gerektiğini arka planda biliyordur. Şöyle bir algı var; yıllardır emek verdiğin pozisyonu kaybetmemek adına bu yapılabilir düşüncesi… Ama bizim için artık o imzanın anlamı başka bir şey. Bu ülkede artık insan kalma mücadelesi o. İşimi kaybettim, tutukladılar çekmiyorum imzamı… Buradaki varoluşumuz içinde bir sürü şey anlamını yitiriyor. Bir sürü şeyin içi boşalıyor. Biz özgür değiliz. Bu tanıklığın vebalini sırtımızda taşırken özgür değiliz. Buna karşı bir “dur” demek, mücadeleye karar vermek, mücadelenin içine girmek özgürleştirici. Bunu kesinlikle söyleyebilirim. Cezaevinde bir arkadaş ‘özellikle ülkenin Batı’sında bir buzlanma var. Gündelik hayatı sürdürmek için görmeme, duymama hali var. Bildiri buzkıran işlevi gördü’ dedi. Çok doğru söyledi” diye konuştu.

Zenginleştik…
Camcı, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’deki 400-500 kapasitenin bine ulaştığını dile getirerek, “Kapatılmak insanlık dışı. Ama dışarda ne yapıyoruz? Kapıları biz kapatıp, içerden kilitliyoruz. Çok güzel kadınlarla bir araya geldik. O kadar zenginleştik ki… Bizi çok sıcak karşıladılar. O süreci bizim için kolaylaştırıp, insanileştirecek her şeyi yaptılar. Ayrılık zor oldu.”