Bir kişinin anadilinden diğer bir dilde okuma, yazma, konuşma, dinleme becerilerinden en düşük birine hâkim olması olarak tanımlanan iki dillilik, kişilere hayatlarında büyük avantajlar kazandırıyor. Bir Zamanlar çocuklara erken yaşta iki dil öğretilmesinin konuşmalarında gecikmeye ve düşüncelerinde karışıklığa yol açtığının düşünüldüğünü aktaran Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Hozan Saatçioğlu, fakat yakın dönemlerde yapılan çalışmaların bebeklikten itibaren iki dilin birlikte konuşulmasının hiçbir zararı olmadığını, hatta ileri dönemlerde akli olumlu etkilerinin olacağını gösterdiğini söyledi.

"İkinci dili aynı kişilerle konuşmalılar"

Çocukların iki dili doğumdan sonradan eş zamanlı öğrenebileceğinin altını çizen Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Hozan Saatçioğlu, "Bunun çocuğun gelişimi açısından herhangi bir soruna yol açmadığı gösterilmiştir. Çocuğun ebeveynleri ayrı dilleri konuşuyorlarsa, ebeveynler bu şekilde konuşmaya devam edebilirler. Her ebeveynin aynı dili sürekli konuşması çocuğun öğrenmesini kolaylaştırmaktadır. Çocuklara ikinci dil erken yaşlardan itibaren başlanabilir. Böyle bir durumda çocuğun düzenli olarak ikinci dile maruz kalması, aynı ortamlarda, aynı kişilerle ikinci dili konuşması önerilir. Çocuk evde anadilini konuşabilir ancak kreşte ikinci dili öğrenebilir ya da bakıcı ile ikinci dili konuşuyorsa, aralıksız bu şekilde devam etmesi öğrenmesini kolaylaştıracaktır" diye konuştu.

"Beyinde olumlu yapı şansın dönmesi yaratıyor" 

Takriben 30-40 yıl öncesine değin iki dilliliğin çocukların dil gelişimini geciktirdiği, zihinsel bir karışıklığa yol açtığı, çocukları akli yorduğu ve iki dilli çocukların zihinsel çaba gerektiren işlerde yaşıtlarından geri kaldığının öne sürüldüğünü ve böylece de iki dilin birlikte veya erken yaşta öğrenilmesi önerilmediğini andıran Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Hozan Saatçioğlu, bu konuda yaşanan manâlı değişimi şöyle anlattı:

Son dönemlerde yapılan detaylı bilimsel incelemeler sonucunda çocukların erken yaşta iki dili öğrenmesinin, bazen dillerinin akıcı konuşmasını geciktirdiği ancak bunun geçici olduğu ve çocuklar için kalıcı herhangi bir olumsuzluğa yol açmadığı gösterildi. Aksine erken yaşta iki dili eş zamanlı veya ardarda öğrenmenin çoğu avantajı olacağı gösterildi. İki dilliliğin beynimizin bilgiyi alıp işlerken kullandığı zihinsel mekanizmaları daha faal uyardığı, daha büyük beyin ağları kurduğu (bulmaca çözmek ya da yeni bir hüner kazanmak gibi) ve beyinde olumlu yapısal şartların değişmesi yarattığı belirtilmektedir. Beyin plastisitesi (beynin bağlantılarını düzenleme ya da yeni bağlantılar kurma yetisi) denilen bu değişikliklerin beyin sinirlerinin dejenerasyonuna alternatif yeni yollar üreterek, demans gibi beyin hastalıklarını geciktirebildiği söylenmektedir.

İki dil konuşmanın 7 kayda değer avantajı

Uzm. Dr. Hozan Saatçioğlu, iki dilliliğin avantajlarını ise şöyle sıraladı:

"Daha pozitif kişi ile konuşabilme ve empati yapabilme böylece sosyal becerilerin ilerlemesi, ayrı kültürleri anlayabilme ve önyargıların azalması, yeni dilleri daha basit öğrenebilme, meslek ve kariyer yapmayı kolaylaştırması, zihnin dille ilgili farkındalığını ve sözel algılamayı ilerletmesi, yaratıcı ve elastik düşünme, planlama yapıp sürdürme ve davranışı teftiş etme becerilerinin ilerlemesi, demans gelişimini geciktirme."

"Karışıklığa niçin olmuyor"

İki dilli olmanın avantajları göz önünde bulundurulduğunda çoğu ailenin çocuklarını iki dilli olarak büyütmeye hevesli göründüğüne dikkat çeken Uzm. Dr. Hozan Saatçioğlu, "Çocukların beyin gelişimi birincil 5 yaşında çok seri olduğu için, erken dönemlerde iki dilli olarak büyütmek öneriliyor. Bebekliğin birincil dönemlerinden itibaren aynı zamanlı olarak belli başlı dilinin yanında bir yabancı dili öğretmeninin bebeğin dil gelişiminde herhangi bir karışıklığa neden olmadığı ve ailenin imkânı varsa bu şekilde başlamaları önerilmektedir. Çocuk dili öğrenme sürecinde ara sıra ayrı dillerin kelimelerini kullanabilir oysa dillere hâkim olmaya başladıkça bu durumu aşacaktır" dedi.

"Her ebeveyn kendi bildiği dilde konuşmalı"

Ailenin aynı zamanlı iki dili öğretme imkânı varsa bu şekilde dil öğretilebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Hozan Saatçioğlu, uyarı edilmesi gerekenler konusunda şu bilgileri paylaştı:

"Her ebeveyn kendi bildiği dilde çocukla konuşmaya devam eder. Bu sürekliliğin olması, çocuğun iki dili de paralel öğrenmesini makul kılar. Çocuğun yaşı büyüdükçe iki dili de öğrenmesi ve kullanması ilerleyecektir. Ailenin iki dili eşzamanlı öğretme imkânı yahut o vakit ardarda öğretme ile iki dil öğretilebilir. Çocuk evde anadilini konuşurken kreşte ya da okulda ikinci dili öğrenebilir. Ebeveynler ikinci dili konuşmak zorunda değildir, çocuğun ana diline hâkim olması için evde birinci dili konuşmaya devam etmeleri önerilir. Çocuk bazen iki dili harmanlayarak konuşabilir. Bunun iki dilliliği öğrenirken alışılagelmiş bir durum olduğu bilinmeli ve dilleri konuşmaya benzer şekilde devam edilmelidir."

Hangi durumlarda iki dil öğretilmemeli? 

Bir Takım özel durumlarda iki dil öğretmenin içten olmayacağını da sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Hozan Saatçioğlu, bunları şöyle açıkladı:

"Çocukların zihinsel gelişiminde bir bozukluk olduğunda veya otizm spektrum bozukluğu gibi dil becerilerini erken dönemlerde geciktiren durumlarda, erken dönemde iki dili bilgi vermek önerilmez. Böyle durumlarda çocuğun bir dili öğrenmesi ve kullanması hedeflenmelidir."

 

Kaynak: www.milliyet.com.tr