Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, gönüllü bir araştırma ağı olarak Antalya'da 2012 yılında kurulan YÜCİTA'nın, Türkiye'de ideal bir coğrafi işaret sistemi oluşturulması misyonuyla çaba gösterdiğini söyledi. Prof. Dr. Tekelioğlu, her yıl uluslararası iki çalıştay yaptıklarını, şu belli başlı değin 3'ü Fransızca, birer de İngilizce ve Türkçe, toplam 5 kitap yayımladıklarını açıkladı.

2020'de tescil rekoru 

Türkiye'de coğrafi dikkat çekici tescili açısından 2020'nin fazla verimli geçtiğini bildiren Prof. Dr. Tekelioğlu, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla tescil edilen 631, başvuruda 695 mahsul bulunduğunu belirterek, "695 başvurunun 448'i 2020'de yapıldı. 2020'de 162 ürünün coğrafi işaret tescili gerçekleşti. 2017'deki 117 kayıt sayısı rekoru geçilmiş oldu. Ama maalesef tescillerde üreticilerimizin payı pozitif değil. 2017'de 117 tescilden biri, 2020'de 162 tescilden 5'i üretici birliklerine ait" dedi.

Tescillerin yüzde 80'ini kurumlar oluşturuyor

Sistemin üreticiler için geliştirildiğini, yasada üreticilere öncelik tanındığı halde, üreticilerin örgütlü olmadığı için sistemde yer almadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Tekelioğlu, "Tescillerin yüzde 80'ini oda, borsa, belediye, kaymakamlık ve özel idareler alıyor. Bunlar imalatçı kurumlar değiller, ama bu çabalarını destekliyoruz. En azından milli değerlerimize sahip çıkmak açısından. Çünkü mahsul, tescil edilerek, haksız rekabete karşısında korunuyor. Lakin sonraki aşamalarda maalesef Türkiye sınıfta kaldı" diye konuştu.

Tesciller katma değer yaratmıyor 

Türkiye'de tescillerin katma layık yaratmadığını ifade eden Prof. Dr. Tekelioğlu, coğrafi işaretlerde yönetişimin tanınmadığını, alınan tescillerin büyük oranda duvarlara asılı kaldığını anlattı. Prof. Dr. Tekelioğlu, "Mesela Malatya kayısısı 7 Temmuz 2017'de AB tescili aldı. Fakat benzer yıl fiyatı yüzde 35 düştü. Yani besbelli katma değer yok. Çünkü yönetişim bilinmiyor, yönetişim ve kontrol coğrafi işaretlerde fazla kayda değer. Coğrafi işaretler bir sac ayağına aynı. Kayıt, yönetişim ve denetimden oluşur" diye konuştu.

Yönetişim ve yoklama aşamaları 

Coğrafi işaretlerde ilk üçgenin taban olmayan kenarı olan tescilin en kolay ve sistemin en fazla yüzde 10'unu kapsadığını bildiren Prof. Dr. Tekelioğlu, esas payın yönetişim ve denetimde olduğunu vurguladı. Tekelioğlu, "Denetimsiz bir coğrafi işaret sistemi düşünülemez. Denetim coğrafi işaretlerin meşruiyetidir. 2019'da fazla olumlu bir gelişme oldu ve Tarım Orman Şurası sonuçlarında 38'inci maddede, coğrafi işaretlerde yönetişim ve yoklama konusunda zorunlu yasal düzenlemelerin yapılacağı bahsediliyordu. Bir seneden artı süre geçti herhangi bir gelişme yok. Dolayısıyla sistemi oturtamadık" dedi.

'Coğrafi işaretlerde Türkiye sınıfta kaldı' 

1995'ten beri tüm çabalara karşın sistemde başarılı olunamadığını dile getiren Prof. Dr. Tekelioğlu, "Onun için coğrafi işaretlerde Türkiye maalesef sınıfta kaldı diyorum. Bu yıl fazla şey bekliyoruz. En azından yönetişim ve denetimde gerekli adımların atılması lüzumlu. Somurtkan takdirde sistem yürümez. Yapılması gereken çok kayda değer bir konuda üreticileri sisteme entegre etmek durumundayız. 10 Ocak 2018'de coğrafi işaretlerde sembol kullanım zorunluluğu getirildi. Tüketicilerimiz halen coğrafi işaretleri ve amblemleri tanımıyor" diye konuştu.

AB tesciline karşın fiyatı düştü

Bu konuda hiçbir kamu spotu olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Tekelioğlu, "Böyle giderse zaten coğrafi işaretler doğmadan ölmüş olacak. Tüketiciler coğrafi işaretlere güvenini yitirecek ve korkunç bir itibarsızlaştırma olacak. Bu uluslararası düzeyde de olacak. Malatya kayısısının fiyatının ayrıca de AB tescilinden sonradan yüzde 35 düşmesi, bir anlamda AB logosunun da itibarsızlaştırılması demek. O yüzden yönetişimi mutlaka gündeme edinmek gerekli. Yasada tescil sahibinin tescilden doğan hakları belirtildiği halde sorumlulukları hiçbir hükümde yer almıyor. Bir madde halinde yasaya ek edilmeli" dedi.

Bu potansiyel hiçbir ülke değil

Denetimde de nihai sonuca ulaşılamadığına uyarı çeken Prof. Dr. Tekelioğlu, yönetişimden sonraki adım olan denetimin AB normlarına göre adamakıllı egemen, objektif ve donanımlı özel sertifikasyon kuruluşlarınca yapılması gerektiğini anlattı. Organik tarımda bunun gayet iyi yürüdüğünü de belirten Prof. Dr. Tekelioğlu, şunları söyledi:

"Ona benzer bir şey mutlaka yaşama geçirilmelidir. 2021 için bunlar yapılırsa Türkiye için büyük açılımlar olacaktır. Çünkü coğrafi işaretler Türkiye'de fazla olağanüstü bir alan. Türkiye'nin coğrafi göze çarpan potansiyeli dünyanın hiçbir ülkesinde değil. Türkiye'nin bu alandaki zenginliği iyi bir coğrafi dikkat çekici sistemiyle taçlandırılmalı. İyi işleyen ideal bir coğrafi işaretler sisteminin yaşama geçirilmesi, Türkiye'ye sosyo hesaplı, kültürel açılımlar sağlayacaktır. Türkiye petrol aramasın, petrol burada, lakin bunları değerlendirmemiz gerekli. Pandemi tarımın önemini bir defa daha gösterdi. Önümüzdeki dönemde coğrafi işaretler çok daha tartma

Kaynak: www.milliyet.com.tr URL: http://www.milliyet.com.tr/pembenar/cografi-isarette-2020-rekoru-kirildi-6428662