Covid-19, kan pıhtısına nasıl sebep oluyor?

''Covid 19'un vücuda tesir sürecinde her şey, akciğerlerimizde lekeli ve temiz hava gaz değişiminin gerçekleştiği yapıların duvarını yaratıcı hücrelerin içine bu virüsün girişi ile başlıyor. Virüs bu girişi, 'ACE2' adı verilen özel kapılar aracılığıyla gerçekleştiriyor. Bunun sonucunda akciğer hücrelerinin içinden dıştan aşırı düzeyde 'sitokin' ve 'kemokin' adı verilen yangı ('enflamasyon') maddeleri çıkıyor. Bu maddeler, vücudun gösterdiği 'fazla bağışıklık yanıtına yan olarak, damarların içindeki tabakayı önce uyarıyor, peşinde yıkım edip meslek göremez ayla getiriyor. Sonuçta damar içinde kan koyulaşıyor ve öbür boyutlarda kan pıhtıları oluşup (VTE) damarları tıkayabiliyor.

Hastaların %19'unda görülüyor

Covid-19 hastalarının sıradan %19'unda bu tablo ile karşılaşılıyor ve kritik düzeydeki hastalarda oran giderek yükseliyor. Bambaşka nedenlerle yoğun bakımda yatanlar ile Covid-19 tanısı ile yatanlar karşılaştırıldığında, Covid-19 hastalarında VTE sıklığının daha yüksek olduğu dobra dobra görülüyor.

Pıhtı oluşumundaki risk faktörleri

Covid-19'daki damar içi pıhtılaşma(VTE), yaşlılarda, aşırı kilolularda, hareket kısıtlılığı olanlarda, sigara içenlerde, daha önce öbür bir nedenle VTE geçirmişlerde, şeker hastalığı veya kronik böbrek hastalarında, kanser hastalarında, yürek veya akciğer yetmezliği olanlarda daha sık görülüyor.

Pıhtı gelişen bayan hastalar, erkeklere tarafından %20 daha az durumda. Bu durum, toplum içinde olağan yaşantılarını sürdüren kadınlar için geçerli olsa da bakımevlerinde kalan kadın ve erkeklerin etkilenim oranları eşit.

Ilave risk faktörleri aralarında, sepsis, gebelik zehirlenmesi, doğum sonrası enfeksiyon, kanın koyulaşmasına yol açan veya pıhtıya zemin hazırlayan venöz yetmezlik-varis gibi hastalıklar sayılabilir.

Hayatını kaybedenlerin yaklaşık olarak tamamında VTE saptanıyor

Çin'in Wuhan kentinden, Hollanda'dan, Fransa ve İtalya'dan bildirilen ilk çalışmalarda, Covid-19 nedeniyle yoğun bakıma yatırılmış hastalar için damar içi pıhtılaşma-VTE sayıları ürkütücü bir düzeydeydi. Güncel 20 çalışmada VTE oranının %3.3-%100 aralarında olduğu; %100'lük oranın, covid-19 sebebiyle kaybedilmiş hastaların otopsilerinde kaydedildiği bildiriliyor. Öteki yana, Covid-19 sebebiyle peşine düşüp takip edilen hastaların üçgenin taban olmayan kenarı ultrason ya da akciğer bilgisayar tomografi incelemelerinde %15-%85 gibi yüksek oranlarda pıhtıya rastlanıyor.

Akciğer dokularındaki küçük damarlarda kan pıhtıları görülüyor

Covid 19'dan ölümlerin tamamını kan pıhtılaşmasına bağlamak muhakkak muhtemel değil. Zira diğer problemler yanına, pıhtılaşma sorunu öne çıkmayabilir. Ağır Covid-19'daki ölüm nedeni genelde solunum yetmezliğine bağlıdır. Bu da, esas hastalığın üzerine ilave olarak gelen, bakteri ya da mantar kaynaklı olabilen, zatürre (‘pnömoni’) sonucudur. Fakat kayıp, anormal damar içi pıhtılaşma nedenli de olabilir. Covid-19 ardından solunum yetmezliğine bağlı olarak kaybedilmiş kişilerin akciğerlerinde gözlenen şansın dönmesi, ayrı nedenlere yan solunum yetmezliklerinden kaybedilenlerin akciğerlerine benzememektedir. Covid-19'lu hastaların akciğer dokularında, minik damarlar içinde kan pıhtıları görülmekte, bu da damar içi pıhtılaşma-VTE'nin en azından solunum yetmezliğini doğurduğunu düşündürmektedir.

Aşırı pıhtılaşmaya yol açan etmen virüsteki dikensi çıkıntılar

Covid-19 koronovirüsün hücrelere yapışmasını ve hücrelerin içine girmesini karşılayan dikensi çıkıntılar (‘spike protein’), bağışıklık moleküllerine (‘kompleman proteinleri-MASP2’) bağlanırlar. Bu bağlanma ve moleküller, bağışıklık sisteminin öteki ögelerini de harekete geçirebilir ve aşırı bir enflamasyon durumuna yol açabilirler. Bir yana hasta hücreleri imha ederken, öteki yana da ceset için büyük siklet içeren, 'damar içi pıhtı önleyici unsurların’ çalışmasını baskılarlar. Öteki bir deyişle, virüsün kendisi, damar içi pıhtılaşma ile sonuçlanan bir 'fazla bağışıklık’ yanıtını başlatır. Nitekim, Covid-19 hastalarında damar içlerinde görülen pıhtıların yanında bağışıklık moleküllerinin (kompleman proteinleri) de biriktiği gözlenmiştir.

Bazı durumlarda taburcu sonrasında da kan sulandırıcı öneriliyor

Ana toplardamarlarda pıhtı (DVT) riskine karşı önlem amaçlı, düşük dozda kan sulandırıcı hap kullanmakta olan covid-19 hastalarında, damar içi pıhtılaşma-VTE oranı %8 - %69 iken, bu hastalar yoğun bakıma girme durumuna geldiklerinde oran %85'e çıkabiliyor.

Kan sulandırıcı ilaç (‘DMAH’) kullanımının her hastada işe yarayıp yaramadığı ihtilaflı olsa da, hastaneye Covid-19 tanısı ile yatırılmış olan hemen hemen bütün hastalarda bu çare uygulanıyor. Ilave tehlike faktörlerinin bulunduğu bireylerde ise, taburcu sonrası 1-2 hafta süreyle kan sulandırıcı ilaç kullanımı öneriliyor.

Bağışıklığı baskılayıcı bir takım ilaçların (‘immunosupresif’) kullanımının koruyucu olabileceğine ilişkin bir takım öncü kanıtlar görülmekte.

Kompleman proteinlerini ve bu vesile ile karoser bağışıklığının fazla yanıtını baskılayan bazı ilaçlar (‘monoklonal antikorlar’) pek fazla ülkede deneniyor.

Sonuç olarak, hastada aşırı -ve ölümcül- bağışıklık reaksiyonunun fitilini ateşledikten sonradan koronavirüsün kendisinin artık fazla da pozitif önem taşımadığını anlatmak olasıdır.

Kaynak: www.milliyet.com.tr