ABONE OL

Koronavirüs salgını hala tüm dünyada etkisini sürdürmeye devam ederken maske kullanımı, hijyen önlemleri ve mesafe kuralları gibi çoğu tedbirin yanı sıra bağışıklık sistemini zinde yakalamak da azami dikkat ettiğimiz faktörlerden biri haline geldi. Bağışıklığı kuvvetlendirmek için dinç beslenmeye, spor yapmaya, stresten uzakta durmaya itina gösterirken D vitamini takviyesi kullanımında da çoğaltma yaşandı.

Bağışıklık sistemi çelimsiz olan kişiler hastalık sürecini daha güç geçirirken, yapılan bazı çalışmalar, virüsün D vitamini eksikliği olan kişilere daha kolay bulaştığını ve D vitamini eksikliği görülmeyen kişilerde hastalığın seyrinin yetersiz olan kişilere göre daha bakımlı ilerlediğini gösteriyor.

D vitamini her ne değin yağda çözünen bir vitamin olarak bilinse de aslında sterol yapısında bir ön hormondur. Dinç bir cisim gelişimi, büyüme, kemik sağlığı ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi gibi çoğu konuda üstünlük sağlamaktadır. Ama beslenme ile birlikte D vitamini ihtiyacı az miktarda karşılanabilir; ihtiyacımızın en büyük büyük kısmını güneşten karşılayabiliriz.

Kış aylarının yanı sıra, çağdaş yaşam biçimi içinde güneşten kullanma imkânımız da oldukça eksik. Bütün gün kapalı ofislerde veya evlerde zaman geçirmemiz yaklaşık olarak güneşe hiç maruz kalmamamıza niçin oluyor. bu nedenle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de D vitamini eksikliği epeyce yaygın görülüyor. Türkiye’deki D vitamini eksikliği sıklığı %46 ile %80 arasında değişmektedir. D vitamini eksikliği yaşamış kişilerde ise takâtsizlik, halsizlik, bütün vücutta görülen ağrı, depresif ruh hali ve bağışıklık sisteminin zayıflaması belirtileri ortaya çıkıyor.

D vitamini en çok ton balığı, sardalya, karides, ançuez gibi yağlı balıklar ve deniz ürünlerinde bulunuyor. Bunun yanı sıra, yumurta sarısı, süt, yağlı peynirler, tereyağı gibi süt ürünleri de D vitamini taşıyan gıdalardır.

Oysa kişide D vitamini eksikliği tespit edildiyse bu eksikliği tek başına besinlerle gidermek epeyce zordur ve tüketiminde itinalı olunmalıdır. D vitamininden varlıklı gıdalar, dolu yağlar ve kolesterol açısından zengin oldukları için artı harcamak yürek damar hastalıkları açısından risk yaratabilmektedir. Dolayısıyla gereken yardım mutlaka hekim tavsiyesiyle alınmalıdır.

Kandaki ideal D vitamini düzeyi 30 ng/ml ve üzerinde olmalıdır. 20-30 ng/ml arası yeteneksizlik olarak kabul edilirken, 20 ng/ml ve altı ise eksiklik olarak tanımlanmaktadır. Günlük D vitamini ihtiyacı da şahısların kandaki D vitamini düzeyine göre belirlenir.

Çünkü D vitamini takviyesi pozitif alındığında ve kandaki düzeyi önerilerin üzerine çıktığında toksik etki yaratır. bu nedenle bilinçsizce destek almak yerine mutlaka bir doktora başvurup kandaki seviye belirlendikten daha sonra doktorun önerdiği dozlarda göstermek gerekir.

Kaynak: www.milliyet.com.tr