Vücuda alınan besinlerin yakılarak enerjiye dönüştürülmesi olarak da tanımlama edilebilir. Besinlerle aldığımız enerji vücutta çeşitli amaçlarla kullanılır. Bunlardan ilki organlarımızın niyetlenmek için sarf ettiği enerjidir. Yani kalbimiz, beynimiz, bağırsaklarımız gibi bütün organlarımız amaçlamak için kayıtlı bir enerjiye gereksinim duyar. Bu bizim ‘bazal metabolizmamızı’ oluşturur. Diğeri ise kendi kontrolümüzdeki kaslarımızla hareket, çalışma gibi faaliyetlerle harcadığımız enerjidir. Besinlerle aldığımız enerji bazal metabolizma ve jurnal aktivelerimizde kullandığımız enerji ile bir denge halindedir. Eğer besinlerle aldığımız enerji harcadığımıza göre fazlaysa ceset bunu depolamaya başlar (özümleme olayları bütünü) ve kilo alırız. Egzersiz ve bazal metabolizma için kullandığımız enerji daha fazlaysa denge depoları aydınlatma yönüne kayar (katabolizma) ve kilo veririz.

Yaşla birlikte metabolizma da değişir

Kilo almaktan şikâyet eden birçok kişiden geçmiş yıllarla ilgili ‘Daha önce de aynı miktarda yemek yiyordum, ama kilo almıyordum’, ‘Önceden de pozitif hareket etmiyordum, lakin aynı kiloda kalıyordum’ gibi dağıtılmış karşılaştırmalar duyarız. Bu değişimin klasik fakat ikna edici bir sebebi vardır o da yaşlanmadır. Yaşlanma ile bazal metabolizma hızı dediğimiz organlarımızın tükettiği enerji miktarı azalmaya başlar. Kişiden kişiye değişmekle birlikte, her faktör aynı kalsa bile kişinin 40 yaşındaki bazal metabolizma hızı 20 yaşındakine göre kabaca günde 150 kalori daha azdır. Bazal metabolizmayı etkileyen diğer başlıca faktörler doruk, kilo ve cinsiyettir. Kilo verdikçe bazal metabolizma hızı azalır. Kişinin perhiz yaparak kilo verince, aynı diyeti yapmasına rağmen sabit kiloda kalmasının sebeplerinden biri bazal metabolizma hızının kilo verince düşmesidir. Bazal metabolizmayı etkileyen öteki kayda değer bir etmen cinsiyet olup erkeklerde metabolizma hızı kadınlardan daha yüksektir.

Kilo kaybı için işin matematiğini öğrenin

Özellikle obez olmayıp fazla kilolu olan hastalar (Cisim kitle indeksi 25-29,9 kg/cm2 olan kişiler) bazen yalnızca birkaç hesaplama aracılığıyla kilo vermenin önündeki engelleri aşabilir. Aldığınız kalorinin, aktivite ve bazal metabolizma ile harcadığınız kaloriden düşük olması kilo tahsis etmek için şarttır. Aradaki farkın büyüklüğü ve süresi ise kilo verme hızınızı ve geri almamayı ifade eder. Diyelim ancak 90 kg, 165 cm boyunda, 30 yaşında kadın bir hasta ayda 4 kg belirlemek istiyor. Bu kişinin bazal metabolizma hızı formül ile hesaplanacak olursa 1680 kcal/gündür. Bir kişinin ayda 4 kilogram yani haftada 1 kilogram vermesi için aldığı kalori ile yaktığı kalori ile arasındaki farkın kabaca günde bin kalori olması gerekmektedir. Sağlık Durumu açısından 1000-1200 kalorilik diyetlerin altına düşülmesi önerilmediği için örneğimizdeki kişinin ayda 4 kilo vermesinin tek yolu aktivite ve çalışma ile yaktığı kaloriyi arttırmasıdır. Her gün yapılacak 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş, bisiklet, yüzme veya açma germe egzersizleri kilo verme ile kalp sağlığı açısından da olumlu katkılar sunar. Alıştırma ile harcanan kalori egzersizin süresi dek egzersizin tipi ve ağırlığı ile de ilişkilidir.

Eğer diyete ve egzersize rağmen hasta kilo veremiyorsa bir doktor kadar değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmede obeziteye sebep olabilecek durumlar incelenmeli ve altta bir hastalık yatıp yatmadığı araştırılmalıdır. Örneğin hastanın obeziteye eşlik eden beden (santral) kısmında yağlanma, tüylenme, adet düzensizliği, karında mor çatlaklar, yüzde yuvarlaklaşma gibi belirtileri varsa cushing sendromu gibi böbreküstü bezi hastalıkları kilo verememenin sebebi olabilir. Çağdaş tıbbın obezite tedavisinde rolü obeziteyi çare etmenin yanına obezitenin gelişmesini önlemektir. Bunun için bilhassa tehlikeli bireylerde metabolizmayı oluşturan parametreler dikkatli gözden geçirilmeli, bireye obeziteden korunması için yapılması gereken yaşam biçimi değişiklikleri etraflıca anlatılmalıdır. aynı zamanda obezite tedavisi için perhiz ve alıştırma gibi yaşam kalitesi değişiklikleri ile kilo vermekte zorlanan hastalar farmakolojik tedaviler için ilgili hekime başvurmalıdır.

Kaynak: www.milliyet.com.tr