Karneyi değerlendirirken çocuğun güçlü yönlerine hedefe kilitlenmek gerektiğini belirten Tarhan, çocukla duvar örmek yerine köprü kurulmasının önemine işaret etti. Tarhan, “Şunu hiç bir vakit unutmamalıyız, yaşam başarısı akademik başarı ile ahlaki başarının toplamıdır. Karneyi zeka aile değerlerinin en önemlileri şefkat ve nezaketi koruyarak ele almalıyız. derhal gençlerin anladığı dil ikna ve inandırma yöntemidir. Takdir ve iltifat yöntemleridir. O da olumlu yönleri üstüne olmalı. Kişiliği yok, davranış ve çabaları övülmelidir” tavsiyesinde bulundu. Pandemi sürecinin çocuk ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğa huzurlu bir konut ortamı sunmanın önemini vurguladı. 

Pandemide risk hala devam ediyor

Bu yıl yarıyıl tatilinin pandemi şartlarında geçirildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu sürecin azıcık daha devam etmesinin öngörüldüğünü belirterek şunları söyledi:

“Tatil denildiği vakit hepimizin bir algısı var. Bir yere gitmek, eğlenmek, kafamıza tarafından yaşamak gibi bir algılama var. Bilhassa çocuklarda da benzer şekilde. Pandemi nedeniyle koşullar değiştiği için ve risk hala geçmediği için şimdi biz geçen sene Haziran’daki rakamlardayız. şu anda biz vaka sayısı olarak 5 binlerdeyiz hemen şimdi binin altına düşmedik. Böyle bir durumda toplumun asgari %50’si de aşılanmadan, geçen yaz yapılan hataları yaparsak bitmiş üçüncü, dördüncü zirveleri yaşarız. İşin ciddiyeti aynen devam ediyor. 10 ay içerisinde 340 sıhhat çalışanı vefat etti. Terörle mücadelede bile bu değin asker, polis kaybı değil. bu nedenle işin ciddiyetinin fazla manâlı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Büyük ihtimal bu işlem uzun sürecek. Bunu bilelim, bu konuda 15 Şubat’ta okullar açılacak her şey normale dönecek gibi bir beklenti yanılgıya sebep olur. Böyle bir beklenti oluşturmak, yüksek beklenti oluşturmak yanlış olur ve halk kusur yapmaya başlar. Geçen yazı tekrarlarız. Aynı hatayı tekrarlamamak için realist beklentilerle ilerlememiz gerekiyor. Şu andaki gerçekçi beklentiler ve bilimsel veriler de gösteriyor ama şimdi risk azaldı. İyiye gidiyoruz, azalmalar başladı. Ümitsizliğe kararsızlığa hiç yer yok lakin azıcık daha katlanma etmemiz ve dayanmamız gerekiyor.”

Akademik galibiyet telafi edilir

Ailelerin bu dönemde en çok çocuklarının eğitimlerine ilişkin endişe yaşadığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ailelerimizin bize sordukları şu: Çocuklarımız bu dönemi nasıl telafi edecekler? Aileler akademik başarıyı hiç düşünmesinler. Onu eğitim sistemimizdeki şu andaki bu sene sınava gireceklerde bu seneki ders notunun sınava etkisi düşürülerek adil çözümler üretilebilir. Çünkü burada internete erişim eşitliği tam olmadı. Özel okullar daha avantajlı durumda. O bakımdan daha sıkıntılı durumda. Böyle durumlarda eğitim sistemimizin sınavdaki puan yükünü daha düşük tutmak gibi önlemler belli alınır. Ölçme ve değer biçme sistemimizde bununla ilgili ayarlar yapılır. O yönden eğitim konusunda endişelenmesinler” diye konuştu.

Çocukların ruh sağlığı daha önemli

Ailelerin çocukların ruh sağlığı konusunda endişelenmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ama şundan endişelenebilirler; çocukların ruh sağlığı açısından. Çocuklarımız böyle bir durumda fazla etkilendiler. Her yaşta çocuk için bu geçerli. Bilhassa 0-12 yaş grubu için bambaşka düşünmek lazım. 12-19 yaş grubu için yani ergenlik dönemi için bambaşka düşünmek lüzumlu. 0-12 yaş grubu içerisinde çocuklar anne ve babaya bakarlar. Onları gözlemlerler. Baba panik değil, rahatsa evde huzurlu bir etraf varsa o çocuklar için sokakta veya şurada burada elde etmek manâlı değildir. Online dersin devam edip etmemesi hiç manâlı değildir. Çocuk evde çok mutlu olur hatta bazen anne ve baba fazla evde olup müdahale edip karışıyorlar diye ‘Anne baba siz gezin, biz iyiyiz’ diyen çocuklara da rastlayabiliyoruz. bu nedenle çocuklarda fazla önemli bir uyma yeteneği vardır, bu yaş gruplarında. Çabucak ahenk sağlarlar. Evde huzurlu bir iklim oluşturmaya odaklanalım şimdi. Evin sıcak ve neşe saçan bir alan olması haline gelecektir” diye konuştu.

Aile sigorta sistemimiz ailemizi koruyor

Bu dönemde aile içindeki iletişimin kayda değer olduğunu gösteren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ailede negatif irtibat yerine pozitif irtibat öne çıkmalıdır. Cümbür Cemaat birbirini düzeltmeye çalışmasın, benlik savaşlarına gerek yok. Herkesin birbirini tamamlamaya çalışan, pozitif taraflar güçlendiren bir tutum içerisinde olması kayda değer. Bizim kültürümüz zaten aile içerisinde rekabetçi değil, bilhassa tamamlayıcılığı yükselten bir kültür. Bu büyük bir fırsat. Dünyada pandemi sonrası ciddi bir boşanma ve intihar salgınları var. Bizde bu olmadı. Bunu sağlayan aile sigorta sistemimiz. Halen sarsıntılara rağmen dağılmıyor, devam ediyor. Lakin risk de tabii. Biz elimizdeki bu aile değerlerini güçlendirelim ve bunu devam ettirelim. Bu krizi kazanıma dönüştürmüş oluruz” dedi.

Bilgisayarı elinden edinmek yerine zekice kullanmayı bilgi vermek önemli

Çocuklarda bilinçli teknoloji kullanımına uyarı çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “12 yaşından büyük çocuklar da buluğ çağı dönemine antre yapıyor. Özellikle %80’inin hemen hemen ellerinde bilgisayar var. Bu durumda bilgisayarları çocukların elinden almak yerine bilgisayarı bilgece kullanmayı öğretmek yani onları medya okuryazarı yerine getirmek manâlı. Onlarla birlikte onların alaka alanlarına girip onlara tavsiye ve konferans belirlemek yerine hatalı bir şey yapıyorlarsa yanlışı konuşmak yöntemi kullanılmalı. Yani genci veya çocuğu karşımıza olmak yerine onu yanımıza alıp birlikte konuşabilmek manâlı” diye konuştu.

Çocuk ve ebeveynler aralarında köprü kurulmalı

Karnenin değerlendirilmesi konusunda da ailelerin yapıcı bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:
 “Çocuklar karnelerini aldılar. Herzamanki ebeveyn tutumu nedir? Karneye bakıyor. İyi notları görmüyor. Derhal çelimsiz notlarla ilgili eleştiri yapıyor. ‘Yediğin önünde yemediğin arkanda. Ne bu karnenin hali?’ dediğimiz lahza çocuk anne ve babasıyla arasında duvar örmeye başlar. Hâlbuki bizim anne ve baba olarak çocukla aramızda köprü kurmaya ihtiyacımız var. Anne çocuk ilişkisi, baba - çocuk ilişkisi karneden daha önemlidir. Bunu bozmadan bu işi çözmek gerekiyor. Zeki anne ve babalar böyle durumlarda ‘Çocuğumun ders durumunu nasıl düzeltirim? 7-8 dersi iyi lakin 2-3 parça başına kötü, nasıl düzeltiriz?’ deyip çocuğa düşüncesi de sorulduğu vakit kendini kıymetli hissetmesi sağlanmış olur.  Bu şekilde konuşarak çocuğun bir şeyler öğrenmesini sağlamamız gerekir.”

Tutum ve çabaları övülmeli

Baskı, tehdit ve tehdit etme yöntemleri ile çocuğa tabiri caizse akort çekmeye çalışmanın bu çağın yöntemi olmadığını dile getiren Tarhan, “Bu zamanki çocukların, gençlerin anlayacağı dil değil. Anne ve babalar bunu unutmamalı. acilen gençlerin anladığı dil ikna ve inandırma yöntemidir. Takdir ve övgü yöntemleridir. O da olumlu yönleri üstüne olmalı. Adalet etmediği sözleri söyleyerek kişiliğini yok, davranış ve çabaları övülmelidir. Kişiliği övülürse çocuğun egoları şişer. Evde, bir takım alışverişlerde yükümlülük verilebilir. Böyle durumlarda özellikle gençler özgürlük ve sorumluluk dengesini öğrenmeli” diye konuştu.

Karne değerlilik ölçüsü değildir

Pandemide gerekli birlikte zaman geçirme durumunun oluştuğuna muhabere eden Tarhan, sözlerine şöyle devam etti: “Birlikte zaman dinmek gençler için bir fırsattır. 12-13 yaşından itibaren gençler anne – babayı bundan böyle uzakta sevmeye başlıyor. Biyolojik doğamız ve kalıtımsal kodlarımız bunu gerektiriyor. Çocuk özgürleşmek ve bireyselleşmek istiyor. Çocuğumuzu başarı odaklı yetiştirirken akademik mi, yaşam mı, ahlaki galibiyet mı olmalı? Tüm bunları aynı anda düşünmemiz gerekiyor. Bu da çocukların anne ve babayı model alması ile fazla yakından ilgili. Ebeveynler karneyi konuşurken karne psikoloji düşünülmeli. Karneyi bir değerlilik ölçüsü gibi sunmamak gerekiyor. Çocuğun kıymetli olup olmadığını, başarılı olup olmadığını karne gösterir biçiminde davranmamak gerekiyor. Karne sadece başarı yolunda basamaklardan bir tanesidir.”  

Çocuklara işine düşkün olmayı ve insani değerleri öğretmeliyiz

İnsanın yaşam başarısında en sonda görünmeyen hedeflerin olduğunu gösteren Tarhan, “Topluma, insanlığa işe yaramak, yaratılışa, varoluşa uygun olarak bir şeyler olabilmek insanın hayat felsefesi ile ilgilidir. Pandemi döneminin bize kazandıracağı en kayda değer şey çocuklarla hayat felsefesinde her tarafta varoluşsal konuları konuşabilmek olacak. derhal popüler kültür bize müsamaha öğretiyor, hız öğretiyor, şımartma gerisinde koşmayı ve hedonizmi öğretiyor. Bu küresel bir salgın haline geldi. Çocuklarımızı bundan korumazsak bu nesli kaybedeceğiz. Bu neslin kayıp tür olmaması için kesin onlara insani değerlerle birlikte keza gayretli olmayı keza de insani değerlere sahip olmayı öğretmeliyiz. Bu dönemde birlikte süre geçirmenin yarattığı bir fırsat var” dedi.

Karne bir fırsat olarak değerlendirilmeli

Bu çağa “Distrust Age” yani 21 yüzyıla güvensizlik çağı denildiğini belirten Tarhan, “Bizim kültürümüz, inanç sistemimiz, değerler sistemimiz güvene fazla tartma veriyor. Hazreti Peygamberin en büyük vasfı, bu. Peygamberlikten önce de eminlik vasfıydı, eminlik vasfımızı tekrar canlandırmaya ihtiyacımız var. Güven budur. Onun için bunları ailede oluşturalım. Bunlara önem verelim ve mesela karne burada nasıl bir fırsat? Karnenin psikolojik etkisiyle çocuk, annem babam kızacak diye yalan söylemeye başlar. Eğer aile eline geldiği süre bak çocuğum sen çalışmışsın şu dek dersini yapmışsın, şu değin dersini yapamamışsın deyip değerleme yapmalı. Böyle durumda kabullen yönet metoduyla, kabullen birlikte yürü metoduyla gitmek manâlı. Bu yapılırsa çocuk, ‘Annem ve babam beni seviyor lakin hatalarımı düzeltmek için benimle iş birliği istiyor’ diyecek çocuğun aidiyeti artacak. Kendine güveni zedelenmeyecek. Onun için çocuklarımızı azarlayarak, korkutarak yönetme döneminde değiliz bu çağda. Bu zamanın çocukları da bilinçli. Onun için biz, hiç bir şekilde böyle korkutarak çocuklarımızı yönetemeyiz” diye konuştu.

Annelik ve babalık pratikleri değiştirilmeli

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son olarak şu tavsiyelerde bulundu: “Burada anne ve babalar, analık ve babalık pratiklerini değiştirecekler. Kendi annelerinden babalarından öğrendikleri senaryolar bugün geçerli değil. Çünkü aktörler değişti, yeni aktörler var. Buna tarafından analık babalık senaryolarınızı değiştirmemiz lüzumlu. Çocuklarımızla iyi işbirliği kurarız ve çocuklarımızı keza de pandemi döneminin verdiği yakın ilişkiyi fırsata dönüştürürüz” dedi. Şunu hiç bir süre unutmamalıyız yaşam başarısı akademik başarı ile ahlaki başarının toplamıdır."

Kaynak: www.milliyet.com.tr URL: http://www.milliyet.com.tr/pembenar/karne-psikolojisinde-neye-dikkat-edilmeli-6414038