Dünyada en sık görülen 3. kanser türü olan sütun kanserinin her yaşta görülme riski olsa da en sık 50 yaşından sonradan gözlenmektedir. Kalın bağırsak olarak aşina ve sindirim sisteminin en son kısmında yer alan bölgede artan bir hastalık olan kolon kanseri, yaşamı baştan başa her 20 kişiden 1'inde görülmektedir. Sütun kanserinin son zamanlarda genç yaş gruplarında görülmesinin nedeni olarakta çağımızın en büyük sorunlarından biri olan obezite ve sigara kullanımıdır. Erken teşhis konması halinde, kanser hücreleri yalnızca sütun içi ile sınırlı olarak saptama edilebilir. Erken tanı konamaması halinde ise, kanser yakın organlara, lenf bezlerine ve kan dolaşımı yoluyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yayılım gösterebilir.

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Dikte Çapkınoğlu, kolon kanserinden korunmak için hiçbir risk faktörü olmasa bile herkesin 45 yaşından itibaren düzenli olarak kolonoskopi taraması yaptırması gerektiğini belirterek, "Rutin taramalarda; her sene gaitada dar kana bakılması ve 5 yılda bir kolonoskopi açısından değerlendirilmeniz öneriliyor. Fakat tarama sıklığı, tehlike faktörleriniz ve ek hastalıklarınız gibi birçok etkene bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Polipler kolonoskopide saptama edildiği takdirde işlem sırasında derhal alınabiliyor ve bu nedenle sonra gelişebilecek olan sütun kanseri büyük oranda önleniyor. Hem kanser gelişmiş ise erken evrede yakalanması baştan sona adamakıllı iyileşme sağlanabiliyor” diyor.

Etken olabilecek faktörler

Kolon kanserinin oluşum nedeni henüz tamamen bilinmese de, o kadar çok etkenin sorumlu olabileceği belirtiliyor. Kolon kanserinin oluşum sebepleri; önlenebilir ve önlemez olarak ikiye gruba ayrılıyor. Önlenemez nedenlerin en önemlisi, ailede sütun kanseri öyküsü bulunması. Keza 50 yaşından büyük elde etmek, kolonda polip varlığı öyküsü, inflamatuar bağırsak hastalığı tanısı almış almak da önlenemez sebepler arasında gösteriliyor. Sigara, kronik içki alımı, atıl yaşam sürmek ve obezite ise önlenebilir nedenler arasında yer alıyor. Pek fazla etmen sorumlu olsa da, bağırsak içinde yerleşen polipler, kolon kanserinin en sık görülen nedeni olarak birincil sırada yer alıyor. Hemencecik herkeste gelişebilen polipler genelde zararsız oluyorlar. Ancak poliplerden bazıları, 8-10 sene gibi bir süre diliminde, ölümcül olabilen sütun kanserine dönüşebiliyor. Dr. Emir Çapkınoğlu, çoğunlukla belirti vermedikleri için sütun poliplerinin ancak uyumlu yapılan kolonoskopi yöntemiyle tespit edildiklerini anlatarak, "Kolon polipleri, 10-15 dakikada tamamlanan kolonoskopi yöntemiyle tehlikesiz bir şekilde ve adamakıllı çıkartılabiliyor. Dolayısıyla kolon kanserinden en iyi korunma yöntemi, poliplerin düzenli olarak taranması ve çıkartılmasıdır” diyor.

Belirtileri dikkate alın

Sütun kanserinde belirtiler genelde polipler kanserleşmeye başladıkça ortaya çıkıyor. Başlıca daha sık veya daha eksik tuvalete gitme gibi bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikler, karında şişkinlik ve gaitaya kan bulaşması gibi bir takım belirtilerle kendini gösteriyor. Dr. Emir Çapkınoğlu, "Semptomlarını çakmak en azından kolon kanserinin erken evrede yakalanmasına tezgâhtar oluyor” diyerek, şöyle devam ediyor: "Sütun kanserinin en erken belirtisi başlıca dışkıya bulaşan kuytu kanama oluyor. Karın ağrısı ve şişkinlik gibi semptomlar ise genel olarak bitki örtüsü birazcık daha büyüyünce ortaya çıkıyor.”

Yüksek oranda tedaviye cevabı

Erken dönemde tanı konulduğunda sütun kanserinin tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor. Öyle ancak özellikle bağırsak duvarına sınırlı şekilde yakalanmış olan erken faz kolon kanserinde 5 takvim yaşam şansı yüzde 90 gibi yüksek bir oranda seyrediyor. Erken yakalanan kolon kanserinde, çoğunlukla ilk olarak cerrahi yönteme başvuruluyor. Bu yöntemde tümörlü alan ile çevresindeki dokular, lenf düğümleriyle birlikte çıkartılıyor. Lenf düğümleri, kanserli hücrelerin kolonun ötesine yayılıp yayılmadıklarının belirlenmesi için mikroskop aşağı inceleniyor. Kanser hücreleri çevreye yayılmamışsa erken safha kolon kanserinden bahsetmek olası oluyor, ama çevreye yayılma tespit edilirse, ileri safha sütun kanseri olarak değerlendiriliyor.

Dr. Emir Çapkınoğlu, çoğu hastada kanserli birim çıkartıldıktan sonra kolonun iki ucunun hemencecik bağlanabildiğini belirterek, "Bu sayede hasta günlük yaşantısına daha hızlı dönüş yapabiliyor ve hayat kalitesi kaybı yaşanmıyor" diyor. Kanserin evresine göre; ameliyat öncesinde ya da sonrasında kemoterapi, nadiren de radyoterapi yöntemine başvuruluyor. Dr. Dikte Çapkınoğlu, uzak organlara yayılmamış olan erken evre kolan kanserlerinde robot ve laparoskopi gibi kapalı tekniklere başvurulduğuna işaret ederek, "Bu yöntemler daha az ağrı ve daha az enfeksiyon riski doğruca hastaların jurnal yaşamlarına daha kısa sürede dönmeleri gibi manâlı faydalar sağlıyorlar” diyor.

Kaynak: www.kadinvekadin.net URL: https://www.kadinvekadin.net/kolon-kanseri-onlenebilir-mi.html