Taraflar çoğu vakit anlaştık diye düşünse de yalnızca boşanma konusunda anlaşmanın, yeterli olmadığını; yeniden boşanma davasının konusu olan velayet, nafaka, tazminat ve boşanmaya emrindeki ek bir dava olan mal paylaşımına ilişkin hususlarda da anlaşmaları gerektiğini önemle açıkça belirtmek gerekiyor.

Sadece boşanma konusunda anlaşmak yani nafaka, tazminat ve velayet konularında anlaşamamış elde etmek anlaşmalı boşanmayı gerçekleştirmeye yetmiyor.

Dava çekişmeli olarak görülüyor; ve hatta dava “boşanmanın kabulü” ile tamamlansa bile tarafların boşanmanın eki konusundaki itirazları medeni halinde değişim meydana getirmiyor.

Eski tarihli Yargıtay kararlarında, boşanma davalarında hükmün boşanma kısmı taraflarca temyiz edilmiyorsa kısmen kararın kesinleşmesi mümkün iken;

Son birkaç yıldır Yargıtay bakış değiştirerek taraflar boşanmanın ekleri konusunda anlaşamamışlar ve ilk mahkeme kararı her iki tarafça boşanma dışarıya (nafaka, tazminat, velayet hususlarında) istinaf/temyiz edilmişse, kararı bir tam olarak değerlendirmektedir. Bu durumda kararın tamamı kesinleşene değin yani tüm istinaf ve temyiz süresince resmiyette medeni hal değişikliği yapılamamaktadır.

Dolayısıyla her iki taraf da boşanmak istemiş olmasına karşın diğer konularda anlaşamadıklarından tüm yasal itiraz süreleri kesinleşene dek resmiyette evli kalmaya devam etmektedirler.

Bu konuda net bir hukuki düzenleme olmadığından, dilekçe ve teamüllere göre hareket edilmektedir.

Tüm bu itiraz yollarının tamamlanması süresinin uzunluğu göz önüne alındığında, tarafların bu konuda uygulamada eskisi gibi kısmen kesinleşmenin sağlanması yönündeki talepleri uygulayıcılar aracılığıyla kanun koyuculara da iletilmiştir.

Tekrarlanan istinaf ve Yargıtay süreçleriyle bugün çekişmeli bir boşanma davasının kesinleşmesi 5 yılı bulabilmektedir.

Süreci kesin olmamakla birlikte önümüzdeki zamanlarda buna ilişkin bir düzenleme getirilmesi beklenmektedir.

Sadece boşanma konusunda anlaşmak boşanmak için yeterli mi

Avukat Bahar Varol

 

Kaynak: www.milliyet.com.tr