ABONE OL

Horlama tespit edilen hastanın uyku tıbbı ile ilgilenen bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurması gereklidir. Uyku apnesinin uyku esnasında apne atakları, horlama epizodları ve gün içinde uykuya yatkın olması durumunda düşünülmesi gerekiyor.

Hastaların öncelikle önemsemediği bu rahatsızlık tedavi edilmediği takdirde çoğu ciddi hastalığa yol açabilmektedir. Bunlar aralarında kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları, serebvasküler olaylar, ateroskleroz ilk kez elde etmek üzere birçok rahatsızlık yer almaktadır.

Horlama yapan birçok sebep var. Bunlar çocuklarda adenoid vejetasyon dediğimiz geniz eti büyümesi, bademciklerin normale kadar büyük olması, septum dediğimiz burun orta hattaki kıkırdakta çarpıklık olması, nazal polip hastalığı, farenks seviyesindeki patolojilerde horlama görülmektedir.

Genel Olarak hastaların uyku hastalığı konusundaki teşhisi partneri veya ailesi kadar olmaktadır. Bir Takım hastalarımızda ileri derecedeki horlama, apartman sakinlerini bile rahatsız edici seviyelerde olabilmektedir.

Bu şart aile içi ilişkileri etkileyebilmekte, boşanmalara deha sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca hastada yapmış olduğu psikolojik tahrip, hastalarda yaygın anksiyete, buhran, sosyal çekilme gibi psikiyatrik yardım gerektiren durumlara yol açmaktadır.

Muayene sırasında horlama ya da uyku sağlığını bozabilecek patolojiler saptama edildiğinde bu patolojilerin geciktirilmeden düzeltilmesi elzemdir. Uyku hastalıklarını tahsis etmek için altın standart usul ‘polisomnografi’ denilen uyku testinin yapılmasıdır.

Bu test hastane ortamında bir gece uyutularak yapılabileceği gibi, evinizde de yapılabilmektedir. Bu konuda deneyimli teknisyenlerin gözetiminde yapılan polisomnografik (PSG) testler, uyku sırasında çoğalan bütün patolojileri ortaya koymaktadır.

Testin doğruluğunu, hastalarımızın bu test yapılırken, rahat etmesi ve en az 6-8 saatlik bir uyku periyodunun olması ile mümkün olabilmektedir. Uygun uyku etkinliği sağlanmadan yapılan polisomnografik testler maalesef klinisyene tezgâhtar olamamaktadır.

Doktor göre önerilecek tedavi modalitesi, hastadan hastaya değişmektedir. Hastanın yaşı, ek hastalığı olması, ameliyata ve ameliyat sonrası dönemde harmoni sağlaması gibi birçok etken çare modalitesinin belirlenmesini etkilemektedir.

Uygun hastalarda uygun cerrahi yöntemler başarıyla uygulanabilmektedir. Bu cerrahi yöntemler ve hastanın ameliyat sonraki dönemde hekimin tavsiyelerine uyumu başarı oranını artırmaktadır.

Kaynak: www.milliyet.com.tr