Gün içerisinde yüzlerce defa yaptığımız bu işlem onlarca adale, kıkırdak ve kemik yapının uyumlu bir şekilde çalışması ile ortaya çıkan oldukça üst düzey bir fonksiyon olup saniyeler içerisinde eğilim etmektedir. Besinlerin bu yolculuğu sırasında ortaya meydana çıkan her türlü patoloji yutma güçlüğüne yol açabilmektedir.

Yutma güçlüğünün nedenleri arasında; takma dişler, ağzı ve diş yapısındaki bozukluklar, tükürük salınımındaki bozukluklar, yemek borusu ve mide kapakçıklarındaki deformasyonlar, felç, alzhimer, demans, ağız, gırtlak ya da yemek borusu tümörleri, kemoterapi, ışın tedavisi sayılabilir. Yutma güçlüğüne yol açan hastalıklar esas olarak 3 ana bölgeyi etkilemektedir. Bunlardan ilki ağız bölgesidir. Yutmanın bu birincil aşamasında besinler çiğneme yolu ile yutulabilir hale getirilmekte olup dil, dudaklar, dişler ve tat alma rol bölge yapılarımızdır. Dolayısı ile bu yapıları ilgilendiren her türlü problem yutma güçlüğüne yol açabilmektedir.

İkinci bölge yutak ve gırtlak bölgesidir. Yutmanın en önemli evresi olan bu aşamada ağzımızda çiğneme hareketleri ile yutulabilir ışık halkası getirilen besinler aşağı dürüst itilerek yemek borumuza yönlendirilmektedir. Bu aşamada besinlerin nefes borumuza kaçmaması yani aspire etmemek en manâlı amaçtır. Üçüncü alan ise yemek yemek borumuzdur. Besinlerin midemize transferini karşılayan bu yapıyı ilgilendiren her türlü patoloji de doğal olarak yutma güçlüğüne yol açmaktadır.

Bu 3 bölgeyi ilgilendiren her türlü problem yutma güçlüğü ile sonuçlanabilmektedir. Bu problem adale, kemik ya da kıkırdak yapıları tutan bir rahatsızlık olabileceği gibi bu yapıların ahenkli bir şekilde çalışmasını engelleyen nörolojik bir rahatsızlık da olabilir. Yani özetle, yutma güçlüğü oldukça geniş bir spektrumdaki hastalıklardan kaynaklanabilmektedir.

"Yutma güçlüğünün nedenleri mutlaka etraflıca araştırılmalıdır"

Her yutma problemi olan hasta mutlaka konu hakkında tecrübe sahibi bir KBB hekimi kadar görülmelidir. Yutma güçlüğünün nedenleri mutlaka etraflıca araştırılmalıdır. Rutin KBB muayenesinin ötesinde gırtlak ve yutak endoskopik olarak değerlendirilmeli ve gereken olgularda hastaya endoskopik tetkik esnasında besinler yutturularak yutma fonksiyonu hakiki zamanlı olarak ta izlenmelidir. Baryumlu yutma çalışması (hasta yutarken çekilen süratli filmler) mutlaka yapılmalı ve gereken olgularda daha ileri seviye görüntüleme ve laboratuvar yöntemlerine de başvurulmalıdır.

Tedavi yöntemleri ortaya çıkaran sebebe yan olarak değişim göstermektedir. Sınırlı bir grup hastada ilaç tedavilerinden üstünlük sağlanabilmektedir. Reflü ilaçları, motilite düzenleyici ilaçlar bu grup içerisinde sayılabilir. Kronik yutma problemi olan hastalarda tedavide en önemli asistan yöntem yutma terapisidir. Besinlerin kıvamlarının değiştirilmesi, yutmada rol alan yapıların güçlendirilmesine yönelik özel egzersizler, yutma sırasında gerçekleştirilen birtakım özel manevralar gibi yaklaşımlarla yutma probleminin belirgin düzeyde ortadan kaldırılması mümkündür. Manâlı bir grup hastada da cerrahi yaklaşımların düzeltici etkisi olmaktadır.

Ağız kenarından salya akması, besinlerin genize veya nefes borusuna kaçması, yemek yemek borusu problemleri gibi noktalarda cerrahi tedaviler son derece yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Özetle, her yutma problemi olan hasta mutlaka konu hakkında tecrübe sahibi bir KBB hekimi tarafından görülmelidir.

Kaynak: www.milliyet.com.tr