Yüzyıllar boyunca denizcilik ulaşım için ve taşımacılık için en verimli yöntem olarak konumunu korudu. Günümüzde halen daha taşımacılığın %85'i deniz yolu ile yapılmaktadır. Denizin bu konuda bayrağı açık ara önde taşımasında dünyanın dörtte üçünün denizlerle çevrili olmasının payı tabiki çok büyüktür. Ancak diğer taşımacılık yöntemlerine nazaran daha uzun sürelerde nakliyat yapılıyor olması en büyük dezavantajı olarak kalmıştır. Çağımızın gelişen teknolojisi, ucuz enerji kaynaklarının keşfedilmesi ve gerek hava yolu ile gerekse demiryolu ile taşımacılığın çok yol katetmiş olması bile bunu değiştirmekte başarılı olamadı. Deniz taşımacılığı daha ucuz olması avantajı ile her zaman en önde yer aldı. Bütün bu zorluklara göğüs geren deniz taşımacılığı küresel krize karşı koymakta başarılı olamadı.

Hemen her sektörün büyük darbe aldığı küresel kriz dolaylı yoldan denizciliği de etkiledi. İnşaat sektörünün etkilenmesi Çanakkale'den uzakdoğuya ihraç edilen inşaat demiri sayısında azalmaya sebep oldu. Avrupa'nın azalan çelik ihtalatı, tedarikçilerinden biri olan Hindistan'ın çelik ihracatında düşüşe, dolayısıyla dünyanın en büyük kömür tedarikçilerinden olan Endonezya'nın Hindistan'a yaptığı kömür ihracatını dörtte birine düşürdü. Bunun gibi daha binlerce örnek, domino taşı etkisiyle birbirini olumsuz yönde etkileyen bütün bu ticaret yolları, deniz nakliyatına olan arzda büyük bir düşüşe sebep oldu. Arzın çok fazla olduğu 2000'li yılların başında pervanesi olan ve yüzen her deniz cisim fahiş fiyatlardan alıcı bulan, 30 yaşına kadar çalıştırılan gemiler şimdi 15-20 yaşına gelince artık jilete gitmeye mahkum edildi. Jilete giden gemiler tabi ki ton başına ödenen yüksek hurda rakamlarına değil, maliyetine kadar gerileyen fiyatlardan jilete gitti.

Vakti zamanında sektörü bilen bilmeyen ama elinde maddi gücü bulunan herkesin yatırım yaptığı kâr marjı yüksek bir sektördü. Krizin sebep olduğu piyasadan yanlızca bu tecrübesiz ve sektöre yabancı firmalar değil, yılların tecrübesine sahip firmalar da payını aldı. Duayen olarak nitelendirilen, bir asıra yakındır dünya denizcilğine yön veren köklü ve devasa firmalar kepenk kapatmaya mahkum oldu. Günlük kirası 100.000 dolara gelen gemilerin şu günlerde 10.000 dolardan kiracı bulabilmeleri büyük başarı olarak addedilmekte. Durum o kadar karışık ki, 150.000 ton yük taşıyan bir dökme yük gemisinin kirası 15.000 ton yük taşıyabilen dökme yük gemisi ile aynı rakamlarda. Yegane sebebi ise büyük gemileri elleçleyebilen liman sayısının az olması ve ufak gemilerin ise her limana girebilmesinden ibaret. Taşıyacağınız yük için ufak pick-up tipi bir araçla bir tırı dorsesiyle beraber aynı rakamdan kiralayabildiğinizi düşünürseniz konuyu gözünüzde daha net canlandırmış olursunuz.

Gemilere olan arzın azalması, dünya filosunun ihtiyacın çok üzerinde olması filoda ufalmaya sebebiyet verdi. Tabi ki ilk elenenler yaşlı gemiler oldu. Kriz boyunca jilete giden gemilerin artışı ve yeni inşa gemi siparişlerinin çok düşmesi üzerine dünya filosundaki gemi sayısı gittikçe azaldı ve market fiyatlarının daha tatminkar rakamlara ulaşabilmesi için umut veren tohumlar ekilmiş oldu. Bu umut verici detayları gözlemleyen ve kriz ortamını avantaja çevirmeyi amaçlayarak yatırım yapan büyük girişimciler filoya yeni gemiler eklenmesine sebep oldu. Bu da dolaylı yoldan market rakamlarına ikinci bir olumsuz dalgalanma olarak tekrar yansıdı. Ekilen umut tohumları topraktan çıkamadan ölmüş oldu.

Teknolojinin yarın neler getireceği tabi ki bilinemez. Ama deniz yolu taşımacılığı her zaman vazgeçilemez bir nakliyat yolu olarak kalacak. Küresel krizden bu yana sektör ve sektörle en yakın dirsek temasında olan diğer alanlar büyük kayıplar verdi. Küresel kriz öncesindeki o yüksek rakamlara tekrar ulaşılabileceğini artık hiç kimse düşünmüyor. Ama krizin bir gün biteceği ve denizciliğin tekrar şahlanacağı kesin. Önemli olan bunu öngörebilmek ve o an geldiğinde hazırlıklı olabilmek.

M. Abdülaziz DAMAR
Uzakyol 1. Zabit