MedyaRadar'ın haberine tarafından Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili ve gazeteci Ahmet Şık, Avusturya’da gözaltına alınan firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon Euro istediği açıklanmış Veyis Alev ve Sezgin Baran Korkmaz arasındaki konuşmanın ses kaydını yayınladı.

 

Bunun üzerine Alev, sosyal medya hesabından yaptığı yorumlama ile Ahmet Şık’a seslendi ve “Muafiyet zırhına sığınıp Sezgin Baran Korkmaz’ın omzundan bana ateş açma…” dedi.

Veyis Alev’in çıkışı üstüne Ahmet Şık bir paylaşımda daha bulundu ve çarpıcı ifadeler kullandı.

İşte o izah etme…

"HAKİKAT KENDİNİ KOLAY ELE VERMEZ."

Sanırım bir 10 sene olmuştur, Veyis Ateş’le tanışalı. Birbirimize bilhassa mesafelendiğimizden yok lakin o günden bu yana zaman zaman hâl hatır sormanın ötesine gitmeden devam eden bir ilişkimiz oldu. Birbirimize aleyhinde birbirimizi kıracak herhangi bir şey de geçmedi aramızda. Ve bütün samimiyetimle söylüyorum bu son tartışmaların içinde bulunan ismin Veyis Ateş olmasından nedeniyle üzgünüm.

Hem iş etiğini ayaklar altına bölge hem de hukuki olarak suç teşkil eden bir fiilin içinde olmasından nedeniyle üzgünüm.

Yakıştıramadım.

Ancak bugün yaptığı iki öbür izah etme ile doğrusu kendisine yakışanı yaptığını kanıtlamış oldu. Ve bu açıklamalarına dair birkaç kelam etmek koşul.

İlk açıklamasında yayınladığım ses kaydında bulunan sesin kendisine ait olmadığını iddia edip o bildik savunmayı yapmış: “Sezgin Baran Korkmaz ve örgütünce, yasa dışı yollarla kaydedilen ve öbür telefon konuşmalarımdan kaydedilerek oluşturulan bu ses kaydının, montajlanma yöntemiyle oluşturulduğu açıktır.”

Bu çok aşina savunu için söyleyeceğim tek şey şu ancak kimse aptal değil.

Veyis Alev, Irk TV’deki yayında Sezgin Baran Korkmaz’la iddia edilen içerikte olmayan bir takım görüşmeler yaptığını kendisi de kabul etmişti. O konuşmaları yaptığı tarihlerde de Sezgin Baran Korkmaz, Alev’in bugünkü açıklamasında ısrarla vurguladığı gibi “Milli ve milletlerarası yargıda üçkâğıt iddiasıyla aranan” biriydi. Ulusal ve uluslararası yargıda üçkâğıt iddiasıyla aranan birinin neden sorununu çözmeye kastetmek istediğini ve bunun bir gazetecilik “hayırseverliği” olup olmadığını da Alev’in kendisi eğer hakikate emrindeki kalarak açıklarsa hepimiz öğreniriz. Eğer oysa panik halinde saçmalamak yerine hakikatleri konuşursa bu hayırsever girişiminin, 20 yıldan uzun zamandır dostluğu olduğu Süleyman Aristokrat’nun İçişleri Bakanı olmasıyla ilgisi olup olmadığı da ortaya çıkar.

Veyis Alev, "Sahibi tutuklanan birtakım şahıslar, meslek üstü yakalanmanın telaşıyla alelacele montajlanmış bu ses kaydını tıpatıp geçmişteki örnekleri gibi sosyal medyada servis etmişlerdir” demişsin. Buna yanıt devretmek bile gereksiz.

Bilmelisin ki bir sahibim olsaydı Sezgin Baran Korkmaz’dan istenilen 10 milyon Euro sus payı için beni de arabulucu kılmak isterlerdi. Bir sahibim olsaydı ben de Silivri Hapishanesinde değil mafya yöntemleriyle gasp edilmiş Paramount otelde kalırdım. Ve bir sahibim varsa o elbette kendimden daha artı saygı duyduğum hakikatten başkası değildir. Eğer gerçekte suçlanacaksam, hakikati anlatabilecekken anlatmamak gibi ağır bir suç işlersem olmalı.

“Muafiyet zırhına sığındığımı” iddia etmişsin ama bu ülkede kurulu mafya düzeninin sahibi veya aparatı olanlara sırtını dayamayan hiç kimsenin dokunulmaz olmadığını hala dokunulamayan biri olarak sen benden daha iyi bilirsin.

Şimdi İçişleri Bakanı Süleyman Asilzade ile seni arabulucu kılarak karşılaşmak istediğimi söylemişsin fakat tartışmaların odağına yerleştiğin günden bu yana söylediğin tek içten bu olsa gerek. Fakat bu doğruyu da “Bakan Bey ile siyaseten uzlaşamadığını lakin tavrını çok beğendiğini söylemedin mi?” diyerek kendince elverişli hale getirmek istemişsin.

"SÜLEYMAN ARISTOKRAT İLE YAKINLIĞINI BİLDİĞİM İÇİN…"

Manipüle ettiğin doğruyu da açıklayayım fakat avarelik kalmasın. Süleyman Aristokrat’nun istifa ettiğini açıkladığı gece ve ardından yaşananlara dair yazdığım yazı için görüşmek istediğim ve aranızdaki yakınlığını bildiğim için seni arayıp talebimi sana ilettiğim doğrudur.

Devamı da şöyle oldu. Beni arayıp Soylu’nun karşılaşmak istemediğini söyleyince ben de “Madem manzara vermiyor, yazıya baksın yanlış bir şey yazmak istemiyorum” dedim. Yalan içten bilemem ama bana cevaben, yazının içeriğinin hatalı olmadığının Asilzade tarafından teyit edildiğini söyleyince ben de yazıyı yayınladım. Merak edenler için yazının linkini şuraya bırakayım: https://www.birartibir.org/siyaset/673-al-takke-yok-kulah

Şunu da anlatmak lüzum ki geçmişte hakaret edip hırsızlıkla suçladığı kişiye menfaati için diz çöküp biat ettikten sonra teşekkürsüz cümle kuramayan asalet yoksunlarına, işkenceyi savunan ve işkencecileri koruyanlara senin gibi “sayın” demem. Prensipleri menfaatlerine ezdirenler, insanlık suçunun azmettiricisi ve koruyucu olanlar saygıyı yargı etmez. İktidara sabit faşizmin aparatı olan biriyle siyaseten uzlaşamadığım gibi besbelli beğenecek bir konuşma da zaten yoktu.

"SANA DAVA AÇMAYACAĞIM"

Cümbür Cemaat gibi ben de telefonlarımın dinletildiğinden eminim. Sahibinden istersen aramızda geçen ve kayda dargın olduğunu düşündüğüm bu konuşmamızı da yayınlayacağından şüphem yok. Laf bu yasa dışı faaliyeti için dava açmayacağım. Zaten kendisi, evrensel hukuk normlarını kendine rehber eden bir yargının egemen olduğu bir hukuk düzeninde, sahipleri ve sahibi olduğunu düşündükleriyle yargılanacaklardan biri olacak. Çünkü liyakatle sahip olunmayan makam ve mevkilerde oturanlar tüm gücüyle adaletsizliğe tutunur. Hukuksuzluğa göz yumar. Hukuksuzluk üzerine kurulu bir düzenin suç ortağına dönüşür. Ve güce sahip olanla o güce biat edenlerin menfaatleri arasındaki dengenin toplamından yargı çıkmaz.

Ama elbet bu değişecek. Bu harmoni yıkılacak ve bir gün hepiniz gideceksiniz. Biz de devam edeceğiz. Eski hayatımızı daha hoş kılarak öyle devam edeceğiz. Şimdi siz buradasınız ve iktidardasınız diye her şeyin dağılmasına izin vermeyeceğiz. Ne gitmenizin en ince ayrıntısına kadar imkânsız ışık halkası gelmesine ne de kurduğunuz mafya düzeninin devam etmesine müsade vermeyeceğiz. Barışın egemen olduğu, hukuk ve demokrasi normlarının hüküm sürdüğü eşit ve adaletli bir Türkiye’yi cümbür cemaat için var edeceğiz.'

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/ahmet-sik-ile-veyis-ates-arasinda-sert-tartisma-haberi-534391