Eğer bayan ve erkek beyninde nörobiyolojik farklılıklar varsa, beyni ilgilendiren rahatsızlıklarda bayan ve erkeğin tedaviye yanıtları öbür olabilir mi? ya da daha yelken direği noktada düşünürsek kadın ve erkeğe ayrı çare protokolleri uygulanabilir mi? Böyle bir şey uygulamada olmasa da bu konu üstünde çalışan bilim insanları var. Hatta sadece cinsiyete özel yok, kişisel çare üretme üzerine yoğun araştırmalar yapılıyor. Bugün biraz bu çalışmalardan bahsedeceğim.

Duygu ilişkili öğrenmede, kadınlarda beynin sol amigdala bölgesi, erkeklerde sağ amigdala bölgesinin daha etkili olduğunu destekleyen incelemeler var. Sağ amigdalanın ana konu ve bariz detayları hatırlama konusunda daha iyiyken, sol amigdalanın ince detayları hatırlama konusunda daha iyi olduğu düşünülüyor. Günlük hayatınızda ortalamada erkeklerin konunun esas hatlarını, kadınların ise fazla daha detaylı halini hatırladıklarına tanık olmuşsunuzdur. Ast her beyin kendine özeldir. Beynin tek bir cinsiyeti yoktur. Bayan beyni özelliklerine sahip erkekler ve erkek beyni özelliklerine sahip kadınlar vardır. Bu apayrı bir konu detaylarına girmeyeceğim.

Hemen bir ilacın, amigdalanın kadın ve erkek beyninde biraz farklı etkileri olduğunu bildiren bir çalışmadan bahsedeceğim. Propranolol adı verilen yürek ilacı bir beta blokerdir. Beta blokerler adrenalin ve noradrenalin reseptörlerini (alıcılarını) bloke ederek (engelleyerek) aktivitelerini düşürürler. Amigdalanın fonksiyonunu yerine getirmesindeki en manâlı iki nörokimyasal olan adrenalin ve noradrenalinin aktivitesinin düşmesi, amigdalanın fonksiyonunu tamamiyle yerine getirememesine niçin olur. Amigdala daha çok korku ile ilişkili anılarda etkili olduğundan, fena anıların etkisinin azaltılmasında propranolol kullanılabiliniyor. Posttravmatik stres bozukluğunda propranolol kullanımı ile ilgili yayınlar var. Larry Cahill ve arkadaşları bir deney yapmışlar. Propranolol bahşedilen bir grup bayan ve erkeğe, bir erkek çocuğunun yolda annesi ile yürürken başlarına gelen dehşet bir kaza videosu izlettirilmiş. Bir hafta daha sonra hafızaları teste bağlı tutulduğunda, erkeklerin hikâyenin ana temasını hatırlamakta zorlandıklarını, kadınların ise çocuğun elinde taşıdığı futbol topu gibi minik detayları hatırlamakta zorlandıklarını gözlemlemişler. Bu sonucu, bir takım ilaçların yan etkilerinin bayan ve erkekte ufak farklılıklar gösterebileceğinin bir kanıtı olarak değerlendirebiliriz.

2000'li yılların başında Virginia Commonwealth Üniversitesi'nden psikiyatrist Susan Kornstein SSRI türevi antidepresanların, kadınlarda tedavide erkeklere kıyasla daha iyi sonuç verdiğini gösteren bir çalışma yayımladı. Ondan sonra bu konuda diğer çalışmalar yapılmaya başlandı. Psikiyatride özellikle kişiye özel tedavi dozları belirlemek son dönemde çok popüler. Çünkü yalnızca cinsiyet olarak değil, daha önce de belirttiğim gibi herkesin beyni kişiye özeldir. Kimi hap dozları bazılarına yetmezken, aynı doz başkalarına eksik gelebilir. Kadınların SSRI'lara erkeklerden daha iyi yanıt vermesi durumu biraz daha ayrı yorumlanabilir. Çünkü menopoz sonrası kadınların SSRI türü ilaçlara yanıtı erkeklerle benzer oluyor. Bu durumda östrojenin bir rolü olup olmadığı tartışılıyor. Diğer birkaç çalışmada ise erkeklerde depresyon tedavisinde dopamin ve norepinefrin üzerinden tesir eden ilaçların daha etkin olduğu gözlenmiş. Benzer şart menopoz sonrası kadınlarda da saptanmış. Fakat emrindeki ama bunlar kesin kabul edeceğimiz sonuçlar değil. Özellikle psikiyatrik tedavilerin kişiye özel düzenlenmesi cinsiyete tarafından düzenlenmesinden daha öncelikli bir teşebbüs olmalı.

DR. SEVDA SARIKAYA / AKŞAM Gazetesi

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/cinsiyete-gore-tedavi-degisebilir-mi-haberi-543190