Habertürk'ün haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çekya'da bir basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"AB Konseyi dönem başkanı Çek Cumhuriyeti makamlarına başarılı konut sahipliği için teşekkür ediyorum. Bugün Prag'da 44 Avrupa ülkesinin devlet ve hükümet başkanları olarak bir araya geldik. Kritik bir dönemde icra edilen bu kayda değer zirveyi hemen şimdi tamamladık.
Her açıdan yoğun, içerikli ve verimli toplantıların olduğu bir gün geçirdik.

Genel oturumların yanı sıra liderlerle uzlaştırma, güvenlik, enerji, iklim konularında dairesel masa toplantılarda Avrupa'yı da etkileyen küresel sorunları ele aldık. Türkiye'nin bu meselelere yaklaşımı ve birliğe katılım konusundaki görüşlerimizi muhataplarımıza şahsen aktardım. Doruk marjında Çekya Başbakanı ve AB Komisyonu Başkanı ile üçlü bir mülâkat gerçekleştirdik.

Fransa Cumhurbaşkanı sayın Macron, Bulgaristan Cumhurbaşkanı ve İspanya Başbakanı ile bir araya geldik. Görüşmelerde ikili meselelerle birlikte Avrupa'nın geleceği, güvenliği, refahı da dahil küresel konuları masaya yatırdık.

"NORMALLEŞME HEDEFİNE ULAŞMAMIZI UMUYORUM"

Ermenistan Başbakanı sayın Paşinyan'la da bir görüşmemiz oldu. Bölgemizde iyi komşuluk ilişkileri temelinde tam normalleşme hedefimize ulaşabileceğimize içtenlikle inanıyorum.

Avrupa siyasi topluluğunun kıtamızdaki sorunların ele alınması, iki taraflı çözümler için zamanlı bir girişim olduğu kanaatindeyim. Bu platformun üyelik sürecine halel getirmesini asla kabul etmeyeceğini vurguladık.

Esas ve öncelikli beklentimiz Avrupa siyasi topluluğunun üyelik sürecine katkı sunmasıdır. Bu görüşmelerimi zirvede ve ikili temaslarımda açıklama ettim. Zirvede genel kanaatin bu yönde olduğunu memnuniyetle müşahede ettim. Ülkemiz, güvenlik, savunma, terörizm, göç, enerji arz güvenliği, afiyet ve tedarik zincirleri gibi esas sıkıntıların aşılmasında yaşamsal öneme sahiptir.

"TÜRKİYE'NİN ÖNÜNE ÇIKARILAN ENGELLER ADİL DEĞİL"

AB'nin karşılaştığı meydan okumaların üstesinden gelinmesinde Türkiye'nin yeri doldurulamaz. Bu hakikatin Avrupalı dostlarımız kadar da kabul edilmeye başlandığını da gördüm. Türkiye'nin önüne çıkartılan engellerin adil olmadığını, bu durumun Avrupa'nın menfaatlerine de zarar verdiğinin altını çizdim.

Bu konuda bundan böyle daha vizyoner ve stratejik kararların alınması gerektiğine inanıyoruz. AB'nin bir takım ülkelerin çıkarlarına ve ihtiraslarına teslim olmadan Türkiye birlik ilişkilerini katılım perspektifi temelinde ilerletmesini bekliyoruz.

"TÜRKİYE AVRUPA İÇİN ANAHTAR ROLÜNDE"

Yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin birlik ve Avrupa için anahtar olduğunu gözler önüne seriyor. Zirvede bu husus muhataplarımızca da teslim edilmiştir. Özellikle ülkemizin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü takdirle karşılanıyor.

Savaşın birincil gününden itibaren akıcı kanı durdurma, ölümlerin ve yıkımın önlemek için çok büyük uğraş sarf ettik.

Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını her fırsatta muhataplarımızın dikkatine getirdik. Bütün zorluklarına rağmen tahıl koridorunun açılması, esir takasının sağlanmasını manâlı bir diplomatik galibiyet olarak değerlendiriyoruz.

Şu asıl kadar dünya pazarlarına 6 milyon tonun üzerinde tahıl ve yiyecek ürününün sevkiyatı gerçekleşti.

Tahıl sevkiyatının önümüzdeki süreçte de devamı ilk olarak Ukrayna halkı edinmek üzere Avrupa'nın ve dünyanın çıkarına olacaktır. bu vesileyle Rusya'nın gübresini de yine alıp Türkiye üzerinden ihtiyacı olan ülkelere göndermenin gayreti içerisinde olacağız.

Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, dostça diyalog kurabilen, iki ülkenin de güven duyduğu olmasının değeri gitgide artarak daha da iyi anlaşılıyor.

Nitekim bugünkü temaslarımızda öyle çok Avrupalı lider Türkiye'nin diplomatik hamlelerinden sitayişle bahsetti. Sahada yaşanan kabul edilemez gelişmeler işimizi zorlaştırsa da en kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğu inancıyla çatışmaları sonlandırmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz.

"BAZI ÜLKELER TÜRKİYE İLE İYİ KOMŞULUK YERİNE KIŞKIRTMAYI SEÇİYOR"

Hal böyle iken bir takım birlik üyesi ülkelerin Türkiye ile meslek birliği ve iyi komşuluk yerine gerginliği tırmandırmayı ve kışkırtmayı tercih ettiklerini görüyoruz.

Burada şu hususunun altını çizerek tanımlamak isterim; Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, hak ve hukukunda gözü yoktur.

Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını milletlerarası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik.

AB'nin de bu konuda birlik dayanışması adı aşağı hileli ve hukuksuzluğa destek olmak yerine muhataplarımızı ikili toplantılara davet etmesini bekliyorum.

Kıbrıs'ta çözümün tek anahtarı, Kıbrıs Türk halkının hakim eşitliği ve eşit milletlerarası temsilinin tescilidir.

Daimi çözüm için Kıbrıs adasındaki gerçeklerin kabulü gerekiyor. Biz bu hakikatler ışığında adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.

Türkiye olarak Avrupa ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirmek, üyelik sürecimizi ilerletmek için işbirliğine hazırlanmış olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

"İSVEÇ'İN YENİ BAŞBAKANINI ANLAYIŞLI OLMAK İSTİYORUM"

İsveç Başbakanı ile şu an itibariyle görüşemedik. Ben yeni başbakanı anlayişli olmak istiyorum. Yeni başbakan kadrosunu gerçekleştirdikten sonra mülâkat fırsatı bulduğumuzda gönül rahatlığıyla görüşürüz, burada bir sıkıntımız yok.

Bildiğiniz gibi zaten Ermenistan'la özel temsilcilerimiz vasıtasıyla görüşmeler karşılıklı devam ediyor. Biz de Paşinyan'la görüşmemizi cana yakın bir havada gerçekleştirdik. Bu röportaj esnasında bir takım talepler laf konusu oldu. Bu taleplerle ilgili olarak da gerek özel temsilcilerimize gerekse Dışişleri bakanlarımıza görevlendirmeyi yaptık. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşecek, özel temsilcilerimiz aynı şekilde görüşecekler. Ondan daha sonra meydana çıkan neticeye göre adımımızı atacağız.

"MİÇOTAKİS KONUŞMAMDAN RAHATSIZ OLMUŞ"

Bu akşam yemekte konuşmam vardı. Konuşmamı yaptım. Beyefendi konuşmadan çok rahatsız olmuş. Rahatsız olduğu için de gerçekte bu cins yemek adabına terstir; kimden izin aldı, nasıl yaptı bilmiyorum, herhalde başkandan almıştır izni. Orada çıktı bir söylev yaptı. Yani kendisine işte bizim birazcık ağır gelecek ifadeler kullandığımızı söyledi. Doğrusu ağır bir şey de yoktu. Olması gereken yerde değiller. Hala bunları biliyorsunuz,tüm politikaları yalan üstüne kuruludur.

Daima yalan, dürüstlük yok. Hadi bir araya gelelim dediğinizde, kıyıdaş ülkelerle filan, buna da yanaşmazlar. Fakat Türkiye'den kendileri daha ön adım atmayı filan bekliyorlar. Araya da birçok ülkeyi sokuyorlar. Bugün çoğu ülke onlarla münasebetleri konusunda bizden adım atmayı beklediler. Aynı şekilde Güney Kıbrıs, 'Konuşalım bir araya gelelim' dedi. 'Şimdi konuşuyoruz işte ayakta. Fakat sizin bir yerlerden müsade almanız gerekiyor' dedim. 'Yok, müsade almam' dedi. 'Bugüne dek böyle geldi bu iş, izin almadan konuşamazsınız' dedim. 'Benim iki ayım kaldı bu işi konuşalım' diye laflar etti. Muhataplarınız muhakkak, bu görüşmeleri yapabilirsiniz, bizim de şu an itibariyle Yunanistan'la görüşeceğimiz herhangi bir şey değil, zamana teslim etmek suretiyle, vakit içerisinde temenni ederiz fakat bir hitabe fırsatını yakalarız.

Bunların tamamını özet çıkarmak basit bir şey değil. Avrupa siyasi topluluğu AB'nin bir alternatifi yok. Avrupa siyasi topluluğu öbür yaradılış olarak çıktı. şu anda Çekya'nın birincil toplantısını yapmış olduğu bir adım oldu. Konuyla ilgili olarak zannediyorum ki, hemen bu toplantılardan daha sonra da Avrupa siyasi topluluğunu bu toplantısının sonuç bildirgesini yayınlayacaktır. Orada neler konuşulduğu ifade edilecektir.

"ZAMANI GELİRSE SURİYE BAŞKANI'YLA GÖRÜŞEBİLİRİZ"

Şu an itibariyle böyle bir şey söz konusu yok. Lakin 'Mümkün değildir' ifadesini kullanmam da, alışılmış bir siyasetçi değilim. Dolayısıyla vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin başkanıyla da röportaj yoluna da gidebiliriz. Şu an itibariyle zaten daha alçak düzeyde görüşmeler yapılıyor. Lakin bizim bütün arzumuz Suriye'deki terör gruplarının buradan arındırılması ve biliyorsunuz burada şu anda briket evler yapma suretiyle geri dönüşü hızlandırmanın adımlarını atıyoruz.

Geri dönüşümle ilgili 550 bin civarında Suriyeli kendi topraklarına döndü. Rusya-Ukrayna savaşı bölgedeki atılacak adımları da bir yerde erteledi. Suriye'deki olaylarda Rusya'nın, İran'ın etkili rolü var. Koalisyon güçlerinin etkili rolü var. Koalisyon güçlerinde ilk önce Amerika edinmek üzere terör örgütlerine ciddi manada tabanca, mühimmat, araç gereç destekleri yapılıyor. Bütün bunları da vakti saati geldiğinde Amerika'nın yetkilileri ile yetkililerimiz görüşerek, bunlardan Suriye'nin lüzum kuzeyde, doğusunu, gerekse tam kuzeyini arındırmalarını istiyoruz. Şu belli başlı kadar istediğimize ulaştık mı, hayır ulaşmadık, takipçisiyiz devam ediyoruz.

"BİZE SALDIRAN HANGİ ÜLKE OLURSA OLSUN..."

(Bir gece ansızın gelebiliriz derken Yunanistan'a saldırmayı mı kast ediyorsunuz?' sorusuna) Yani konuyu anlamışsın fiilen. Bu yalnızca Yunanistan için geçerli değil. Bizi rahatsız eden, bize saldırgan hangi ülke olursa olsun onlara karşısında cevabımız 'Bir gece birden gelebiliriz'. Bunu böyle bilmeleri, böyle anlamaları gerekli. Şu an itibariyle siz anladığınıza tarafından her hâlükarda onlar da anlamıştır.

Konuyla ilgili biliyorsunuz özel temsilcilerimiz var. Çalışmalarını sürdürüyor. Özel temsilcilerin üzerinde Dışişleri Bakanlarımızın çalışmaları var. Özet haline getirdikten daha sonra bu çalışmaların içerisinde bilhassa kargo taşımacılığından tutunuz, havayolu taşımacılığına varıncaya dek bütün bunlar üstünde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bir an önce Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan aradaki ilişkileri ısıtalım ve bu işi çözelim istiyoruz.

Derhal ben yeni başbakandan bahsediyorum. İsveç'in yeni başbakanı zaten bu toplantıda yok, gelmedi. Önceki Dışişleri Bakanı buradaydı. Başbakan önceki buradaydı. Onlarla bacak üstü görüşmemiz oldu. Bu görüşmede de kendilerine her şeyi bütün açıklığıyla söyledik. İsveç'te bu terör örgütlerinin yürüyüşleri devam ettiği sürece, parlamentoda bu teröristler yer aldığı sürece bizim İsveç'e bakışımız olumlu olmayacaktır.

"HANIMLAR ANLAŞIYOR AMA MACRON'LA İYİ ANLAŞAMIYORUZ"

Ön şartımız falan değil. Biz sadece Azerbaycan'la aranızdaki hukuku olgunlaştırın ve derhal barışla ilgili sözleşmeyi yapın,bunu yaptığınız anda bizimle ilgili en ufak bir pürüz kalmaz. Kapılar açılacaksa kapıları açarız, hava, kara, demiryolu, bunların önünü açarız.

Macron Türk Birliği'ne gelecek, böylece dedi. Hangi mevsimde geleyim dedi. En sonunda G-20'den sonradan gelsem nasıl olur dedi. Gel dedik, fakat gelirken hanımla da beraber gel... Latifemizi de yaptık kendisine. Hanımlar iyi anlaşıyor lakin biz seninle anlaşamıyoruz dedik.

Açıkçası Finlandiya Başbakanı hanımefendiyle kısa bir mülâkat yaptık lakin iyi geçti. Kendisine Finlandiya ile ilişkilerimizin İsveç'e göre daha öbür olduğunu söyledim. Finlandiya terörün kol gezdiği yer değil. Fakat İsveç terörün kol gezdiği yer. Burada Finlandiya-İsveç noktasında NATO'nun karar vermesi gerekir. NATO kararı Finlandiya lehine verirse biz de bu konuda elimizden geleni yaparız.

"YARIN PUTİN'LE GÖRÜŞECEĞİZ"

Daha çok bu iki ülkenin liderleriyle yaptığımız görüşmelerden o neticeyi çıkarmamız gerekli. Her iki liderle de çok rahat görüşebilen, şahsımla olduğu için azıcık ağır oluyor ama nasıl olursa olsun tek lider benim. Sayın Putin'le de görüşüyorum, Zelenekski ile de görüşüyorum. 200 esir değişimi yaptık. Bu tutsak değişimlerini yapmakla kalmadık. Ukraynalı esirlerin ailelerini de aynı şekilde ülkemize aldık, şu anda misafirimiz bunlar. 200 değiş tokuş gerçekleşti.

Buna aynı bir uygulamayı derhal yapan bir başka ülke yok. Biz 200 takası ne değin önemsiyorsak, tahıl olayını da, gübreyle beraber o kadar önemsiyoruz. hemen bu çalışmaları ilgili birimlerimiz devam ettiriyor. Kısa zamanda buradan netice çıkaracağımıza inanıyorum. Yarın inşallah sayın Putin'le bir telefon görüşmemiz olacak. Bunların değerlendirmesini de yapacağız."

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/cumhurbaskani-erdogan-esadla-gorusme-mumkun-degil-diyemem-haberi-555459