Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), ekim ayına ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının gerisinde faiz kararını açıkladı. Merkez faizi yüzde 12’den yüzde 10,50’ye indirdi. Ekonomistlerin beklentisi faizin yüzde 11 seviyesine indirileceği yönündeydi.

TCMB Ağustos ve Ekim aylarında piyasa beklentisinin aksine yüzde 80’i aşan enflasyon ve devam etmekte olan küresel sıkılaşma döngüsüne karşın politika faizinde indirime artan bir şekilde yüzde 12 seviyesine çekmiş ve olarak da ekonomide ivme kaybını göstermişti.

TCMB ağustos ve eylül aylarındaki sürpriz kararlarıyla faizde toplam 200 baz puan indirime gitmişti. TCMB karar metninde indirime gerekçe olarak “parasal koşulların destekleyici olması kritik tartı arz etmektedir” ifadesi kullanıldı.

Kasım’da da aynı hücum sinyali

150 baz puan faiz indiren TCMB ayrıca Kasım toplantısı için “benzer bir adım atıldıktan sonradan faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesi gündeme alındı” açıklamasını yaptı.

PPK sonrası açıklama şöyle:

Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi etkinlik üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel artış tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun zaruri bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları doğruca temel gıda başta almak üzere bazı sektörlerdeki talep kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının büyüme eğilimi sürmektedir.

Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve milletlerarası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. aynı zamanda, gelişmiş ülke merkez bankaları çoğalan enerji fiyatları ve arz-istek uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara ast olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar.

Ülkeler aralarında farklılaşan iktisadi görünüme emrindeki olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda büyüyen belirsizliklere yönelik merkez bankaları göre geliştirilen yeni destekleyici başvuru ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

2022’nin ilk yarısında enerjik bir çoğalma gerçekleşmiştir. Yılın ikinci yarısına dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne muhabere etmektedir. bununla beraber, imalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç istek ve arz kapasitesi üstünde şimdilik sınırlı olan etkileri yakından peşine düşüp takip edilmektedir. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere kadar daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında artma dinamiklerinin yapı kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir.

Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan kuvvetli katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve esas ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için yük arz etmektedir. Kredilerin çoğaltma hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından peşine düşüp takip edilmektedir.

Keza, son dönemde keskin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının bildiri edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından peşine düşüp takip edilmektedir. Komite, mali aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edecektir.

Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, hesaplı temellerden uzakta fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, yiyecek ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu enerjik olumsuz arz şokları etkin olmaya devam etmektedir. Komite, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve parasal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel uzlaştırma ortamının her tarafta tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.

Eksilen dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye karşın belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki büyüme trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik tartı talep etmektedir.

Bu çerçevede Komite, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan daha sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin bütün politika araçlarında daimi ve güçlendirilmiş liralaşmayı özendirme eden geniş ayrıntılı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değer Biçme süreçleri tamamlanan kredi, güvence ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

TCMB, fiyat istikrarı esas amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe sinyâl eden zinde göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, zıt para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artma eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin daimi olarak gerilemesi aracılığıyla makroekonomik istikrarı ve parasal istikrarı olumlu etkileyecektir.

Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının dinç ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için yerinde zemin oluşacaktır.

Kaynak: www.superkulup.com URL: https://www.superkulup.com/faizi-1-50-puan-indiren-merkez-bankasindan-yine-indirim-sinyali.html