Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin'in mülakatı...

Nasılsınız? Her şey yolunda mı?

Her şey çok hoş. Güz de geldi, iyi oldu. Sanırım yazdan bunalmıştım.

Gördüğüm kadarıyla dizilerde de asıl yaşamda da makyaj yapmıyorsunuz. Estetik de yok, değil mi?

Hem kendime hem dostlarıma makyaj yapmayı çok hoşlanırım hakikatinde. Kesintisiz makyaj yapmam, canım istediğinde yaparım. Bunu bir lüzumluluk olarak görmüyorum. Estetik olsa muhakkak olurdu herhalde, zati gözünüzün önünde geliştim.

‘Suçsuzlar Apartmanı’ harika bir dizi ve siz İnci rolüne çok yakıştınız. Reyting rekorları kıracak bir dizi olacağını bekliyor muydunuz?

Sarihçesi yalnızca anlattığımız öyküye odaklandım, reytingi hiç düşünmedim. Anlattığı öykü o kadar eforlu ki zati beni ilk sürükleyen şey oydu. Ekibimiz de hem eforlu hem tatlı olunca netice olarak ortaya çok galibiyetli bir dizi çıktı.

İnci olmayı hoşlandınız mı?

Ne senaryoyu ne kişiliği hoşlanmadan rastgele bir projenin içinde hiç bulunmadım. İnşallah da bulunmam. İnci’yi enteresan buluyorum, olağanlığın içindeki derinliği denetletiyor. Hakikatinde çevrede hep tesadüftüğümüz, benim de yaşamımda olan, çevresindekiler mutlu ederek mutlu olacağını düşünen biri. Tıkandığı noktada da baskıdan dolayı çok ciddi kararları bir âmâlıkla alabiliyor. İlerisini ben de çok merak ediyorum İnci için.

Dizi, asıl bir yaşam öyküsünden uyarlama. Dünyanın en güç şeylerinden biri sanırım saplantı. Neler seziyorsunuz çekimlerde?

Sarihçesi İnci’nin görünen bir saplantısı yok şu an için. Henüz o saplantılı konutun içine de girmedi, dolayısıyla ben de çok merak ediyorum, İnci konuta girerse neler olacağını. Gülüyor

Sizin saplantılarınız var mı?

Hiçbir zaman görsellikle veya titizlikle alakalı saplantılarım olmadı. Öğrenmiyorum buna saplantı denir mi ama benim kumpasla alakalı bir hassasiyetim var. Bana ait olan zamanı tanımlamam çok ehemmiyetli yaşamımda. Günlük tasarım muhakkak değilse o zaman moralim alt üst oluyor. Sanki beynim anlaşıyor. Kendi özel alan çizgimde kendiliğinden yaşamama karşın mevzu çalışmaya gelince herhalde bilinçaltım kendini hazır sezme tasasına düşüyor. Dolayısıyla net giderekmelere lüzumum oluyor.

MUTSUZLUKLARINI BAŞKALARININ POPOSUNU KONUŞARAK GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞAN İNSANLAR İÇİN ÜZÜLÜYORUM

Geçenlerde sosyal medyadaki kilonuzla alakalı yorumlara tepki gösterdiniz. En çok nelere kızıyorsunuz ve rahatsız oluyorsunuz?

Kilomla alakalı yorumlara “Beni bi’ salın” diye başkaldırı etmedim. Siz de öyle kavradıysanız ne makûs! Genel olarak birbirimizin dış görünüşünü suçlamakla alakalı iri bir hadsizliğin içinde dolanıyoruz. Mutsuzluklarını başkalarının poposunu konuşarak geçiştirmeye çalışan insanlar için üzülüyorum. Kendinizi rahat vazgeçin, başkalarını vazgeçin. Herkes usandı artık bu mevzudan.

KENDİMİ ÖĞRENDİM ÖĞRENELİ ŞARKILAR YAZIYORUM

Gelelim yaşama... Dizi dışında nelerle meşgulsünüz?

Şarkılarım birikti, kendimi öğrendim öğreneli şarkılar yazıyorum, besteliyorum ama profesyonel olarak bir adım atmaya Alper Aytekin ile birlikte daha yeni karar verdik. Dizi dışında şu an bir müzik yolculuğunun da içindeyim.

Dışarıdan soğukkanlı, mütevazı bazen kıpır kıpır bazen suskun ama acıma dolu bir imaj çiziyorsunuz. Siz kendinize dair neler anlatırsınız?

“Acıma dolu” demeniz beni neşelendirdi, çok teşekkürler. Yeri geldiğinde uysal olabiliyorum fakat çok soğukkanlı bir insan olduğumu söyleyemem. Bir şeylerden sevmiyorsam son deva olarak suskunlaşabilirim, onun dışında hakkını denetleyen, meraklı ve konuşan bir insanım.

“Hem çekici hem de suçsuz görünmeyi muvaffak olan ender biri” sınıyor sizin için. Buna katılıyor musunuz?

Vallahi iyi bi kızım Gülüyor Asıl, dürüst ve natürel biriyim. Natürelliği yalnızca pozitif anlamda kullanmıyorum, bazen güç de oluyor, dümdüz olduğum için bazı şeyleri dümdüz söylüyorum, konuşuyorum, soruyorum. Suçsuz, çekici ve hoş olmak umurumda değil, iyi insan olma maksadındayım. Gerisi geçici ve boş.

YAŞAM ŞAHSİ BİR YOLCULUKTUR, DAYATMALAR İNSANI KENDİSİNDEN UZAKLAŞTIRIR

Cemiyetin dayattığı hoşluk algısına tepki gösteriyorsunuz. Çok da haklısınız. Siz bu mevzuda neler yaşadınız?

Benim estetik kavrayışım asıllık üzerine. Medyanın cemiyete dayattığı hoşluk algısı gelip geçici fakat kalıcı zararlar vazgeçebilen, riskli bir yosunu. Dayatılan her şeye karşı olduğumu söyleyebilirim. Yaşam şahsi bir yolculuk ve dayatmalar insanı anca kendinden uzaklaştırır, saplantılar gibi olumsuz tesirli neticelere neden verir.

Hiç politikaya ilgi duyduğunuz oldu mu?

Alaka dinlemekten ziyade istesek de istemesek de politikayla yaşıyoruz. İsteyerek bir ilgi duymadım. Gülüyor

Politikacı olsaydınız ilk hangi mevzuda çözüm üretmek isterdiniz?

Eğitim sistemine bir katkım olsun isterdim. Herkesin denk eğitim alma hakkı olması gerekiyor. Eğitim sisteminde de daha spektrum, herkesin kendi maharetini bulabildiği, müsabaka değil dayanışma üzerine heyeti, ilk olarak insan haklarını, hayvan haklarını, tabiatı anlatan, yaşamda da bir karşılığı olan bir eğitim sistemi ne hoş olurdu.

OYUNCULUKTA DORUK NİYETİM YOK. AİLEM BENİMLE ŞEREF DUYSUN, VİCDANIM RAHAT OLSUN YETER

Sizin için oyunculukta doruk neresi?

Bildiklerim, okuduklarım, yazdıklarım, izlediklerim gün be gün beni oluşturuyor. Bir doruk niyetim yok, doruklara inanmıyorum. Bana çok palavra geliyor böyle fikirler. En iyisini yapmaya çalışıyorum her zaman. Alnım ak olsun, ailem kızlarıyla şeref duysun, vicdanım rahat bir biçimde yaşamıma devam edeyim, yeter.

Ufak yaşlardan itibaren bu sektörün içinde olmanın hırpalayıcı tarafları oldu mu?

Sektöre erkenden alışmış oldum, yaşamım da ona göre şekillendi. Öz hissim benzerdi; 19 yaşımda da nam şan değildi mevzu; bir yaşam yolu çizmekti, şuurla attım adımlarımı. Yaşam bu kadar süratli akarken kendini yenilemek gerekliliği, hep bir tetikte olma gerekliliği var.

Klişe bir sual sorayım; şan size neler ifade ediyor?

Kesintisiz bu suale maruz vazgeçiyor. Gülüyor Fakat nasıl bir yanıt vermem gerektiğini hiç bir zaman kavrayamadım. İçten söylüyorum, öğrenmiyorum. İşim bunu getiriyor, onun dışında iyi şeyler yapmaya daha basit vesile olabiliyor. Bu bir efor ve bunu hoş şeyler için kullanabilmek ne hoş.

ANNEM GİBİ UFAK ŞEYLERLE MUTLU OLMAK, BABAM GİBİ İFTİHARLI OLMAK İSTERİM

Yaşamınızdaki rol modelleriniz kimler?

Annem, babam, ailem… Annem gibi ufak şeylerle mutlu olmayı, yaşama karşı coşkusunu asla kaybetmemeyi, herkeste ve her şeyde hoş bir taraf görebilmeyi, babam gibi öngörülü, iftiharlı olmayı, ailesine ve işine en üst derecede bağlı olmayı isterim.

Hayranlarınızdan hakkınızda dinlediğiniz en donakaltıcı ve en güzelinize giden laflar neler?

Vallahi, beni tanıdıklarını düşünüyorum ki bu dahi çok donakaltıcı benim için. “Farah bunu demez”, “Farah bunu yapmaz” gibi şeyler dinleyince bunlar güzelime gidiyor ve donakaltıyor beni. Kendimi doğru insanlara, doğru ifade edebilmişim gibi seziyorum.

KENDİNİ İFADE EDEMEYEN İNSANLARIN YAŞAMIMDA YERİ YOK

Siz ne stil insanlara yaşamınızda yer vermezsiniz?

Kendini ifade edemeyen insanların yaşamımda yeri yok. Ben hep konuşarak her şeyin çözüleceğine inandım, konuşulmayan şeyler yük olmaktan başka bir şey olmaz insana. Birisiyle konuşulamayan bir mesele varsa ve ne kadar gayretlersem çabalayayım konuşamıyorsak işte o zaman küsmeden uzaklaşmak herkes için en yararlısı oluyor.

Birinden basit mi bırakırsınız yoksa sabır mı edersiniz?

Bir yere kadar katlanırım ama iyiye giden bir hal göremezsem bırakırım. Zati bellim böyle hisler karşılıklıdır, yalnızca biri aksiyon almak mevzusunda daha yiğittir.

Yaşamta nelere mesafelisiniz?

Hak yemekten korkarım. Kırılmışsam da kırmışsam da kimseyle dargın kalmak istemem. Birinin kalbine kırdığımı sezersem karşılama etmek, en azından karşımdakini tamamen kavramak isterim ki hatamı düzenleyeyim veya başka birine yapmayayım. Buna izin vermeyen insanlar da oldu yaşamımda. “Ben böyleyim” gibi mantıksız bir kalıbı kullanarak böbürlerine yenik düşenler gördüm, işte orada elimden geleni yaptığımı ve geri dönüş alamadığımı sezdiğim zaman arkama bakmadan dönüp giderim ve gerçekten mevzu kapanır benim için.

Farah’ın aşk tasviri nedir? Nasıl biri ayaklarınızı yerden keser?

Bir tasvirim yok, böyle konuşmalardan dostlarımla beraberken dahi çok beğenmem. Bir şeyi ne kadar kelimelerle belirlemeye çalışsanız o kadar sığlaşabiliyor.

HAYATINI SOSYAL MEDYANIN ŞEKİLLEDİRDİĞİ İNSANLARA ÇOK ÜZÜLÜYORUM, İNTERNET OLMASA HEPSİ BİR HİÇ!

Sosyal medya ile nasıl bir ilişkiniz var?

Beğeniyorum sosyal medyayı. Daha çok kullanıyorum artık. Bazen çok paylaşım yapıyorum, bazen unutuyorum. Yaşamımın içinde bir yeri var ama yaşamımı şekillendirmiyor, ona göre yaşamıyorum. Öyle insanlar görünce üzülüyorum, internet olmasa hepsi bir hiç! Çok ürkütücü geliyor bana. İnternetsiz dünyada da varlığını sürdürmek, kendini unutmamak gerekli!

Kaynak: www.sacitaslan.com