Çok tartışılan Z kuşağını ayırt yapabilmek için kullandığım bir formül var.

Ne doğum tarihlerini soruyorum gençlere, ne de cep telefonuyla ne zaman tanıştıklarını.

Akıllı Müren deyince aklınıza ne geliyor diyorum.

Z kuşağı gençlerin büyük bir çoğunluğu tam ve belirli bir cevap veremiyorlar.

★★★

Sosyal medyada ara ara TT olmasından dolayı azıcık azıcık hatırlıyorlar lakin Akıllı Müren’i kişisel olarak izlemiş biz ve bizden büyük kuşağın gözlerinde canlanan şey canlanmıyor.

★★★

Zeki Müren’i dinlemek ben ve benden büyük kuşak için bir ayrıcalıktı.

Çünkü Akıllı Müren çağrıda bulunmak Türk sanat müziği demekti.

Güzel Türkçe demekti.

Gösterişli ama ince bir zevkle hazır sahne kostümü demekti.

Apartman topuklu kundura…

Sanat güneşi…

Paşam, demekti.

★★★

80 darbesinden sonra yurt dışarıya sürgünde yaşamış devrimcilerin anılarında en çok neyi özlediniz sorusuna “Zeki Müren dinlemek” diyorlar.

Yani gurbettekiler için de Akıllı Müren, “memleket” demekti.

★★★

Bunların yanında Akıllı Müren çağırmak kesinlikle Maksim Gazinosu demekti.

Büyük Maksim Gazinosu 1960’ların Türkiye’sinde inşa edilmiş bir eğlence sarayıydı.

Sahibi Fahrettin Aslan’dı…

Kralı da…

Akıllı Müren..!

★★★

Maksim yıllarında fırtına gibi esti.

Kıyafetleri…

Aşağı çalışan kadrosu…

Sahne kuralları…

Zeki Bey sahnedeyken garsonlar servis yapamazdı. Çatal bıçak sesi duyulmazdı.

Sahneyi aydınlatan ışıkçı Akıllı Bey’in ricası dışarıda bir ışıklama yapamazdı.

Gerisinde çalan sazlar onun talimatıyla ama hareket edebilirlerdi.

Bunlara “Akıllı Müren Kanunları” denirdi.

★★★

Ve kıyafetleri.

★★★

“Manolya…”

“Paris Geceleri.”

“Uzaydan Gelen Prens…”

Her kıyafetinin bir adı vardı.

Akıllı Müren Türk sahne hayatında sessiz bir köklü değişiklik yapmıştı.

Abartılı ve efemine kıyafetler diktiriyor bol aksesuarla onları bir şölene çeviriyordu.

★★★

Bir gün Maksim’in patronu Fahrettin Aslan, Zeki Bey’in küçücük şortuna itiraz etti.

Gazinoya ilk kez gelecek olan Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın önüne böyle çıkmamasını rica etti.

Akıllı Müren “cilalı” dedi. Lakin bildiğini okumaktan geri durmadı.

“Uzay’dan Gelen Prens”i şimdiden hazırlamıştı bile.

20 santime varan, yürümekte zorlandığı topuklu ayakkabıları ve bir meleği andıran tüyleriyle sahnede göründü.

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay da tebessümle ve sevinçle sanat güneşini izledi.

★★★

Akıllı Müren’e o yıllarda ilginin nasıl olduğunu bütün anlayışlı olmak için Müren’le uzun yıllar çalışmış Fahrettin Aslan’ın oğlu Sacit abiye…

Yani Sacit Aslan’a başvurmamız gerekir.

★★★

“İstanbul’u bilenler için aktarayım.

Zeki Müren’in bilet kuyruğu Taksim Meydanı’ndaki Maksim Gazinosu’nun önünden başlıyor ve koca İstiklal Caddesi’nin yarısına yani Galatasaray Lisesi’nin önüne kadar uzanıyordu.”

Gazeteler, radyolar, sokaklar cümbür cemaat Zeki Müren’i konuşuyordu.

1971’in bir yaz günü Akıllı Müren aniden ortadan kayboldu.

Akşam Maksim’de programı olmasına karşın kendisine bir türlü ulaşılamıyordu.

Ertesi gün… Ertesi gün… Daha ertesi gün de Zeki Bey’den haber alınamadı.

Maksim’in neon ışıklarında yanan Akıllı Müren yazısı söndü. Akıllı Bey bütün 1 hafta ortadan kaybolmuştu.

Bu bir aşk kaçamağıydı.

7. günün sonunda Maksim’e çıkıp geldiğinde karşısında çılgına dönmüş bir işveren buldu.

Fahrettin Aslan, hışımla Zeki Müren’in Kazancı Yokuşu’ndaki evine geldi. Ve balkondan Müren’e ait eşyaları birer birer sokağa atmaya başladı.

Aslan bir türlü sakinleşemiyordu.

Zeki Bey anında oradan uzaklaştı.

Artık Maksim’de çalışamazdı. Çalışanlara bir bir veda etti.

Peki ne yaptı dersiniz?

Fahrettin Aslan’ın ezeli rakibi Behzat Şenyıldız’ın sahibi olduğu Çakıl Gazinosu’nun yolunu tuttu.

Çakıl Gazinosu Akıllı Müren’le beraber tam anlamıyla doruk yaptı.

Her gece full çekmeye başladı.

Acilen kara kara düşünme sırası Fahrettin Aslan’daydı. Starını kaybetmiş bir de onu en büyük rakibine kaptırmıştı.

Maksim’in bir an önce bir assoliste ihiyacı vardı.

Fahrettin Aslan kağıdı kalemi önüne aldı ve yazarak çalışmaya başladı.

Zeki Müren’den daha genç…

Zeki Müren’den daha sansasyonel…

Akıllı Müren’den daha dişi…

Bir sanat müziği yıldızı lazımdı.

Buldu…

Bülent Ersoy..!

Maksim’in yeni starı Bülent Ersoy’du…

70’li yıllar Çakıl’da Zeki Müren, Maksim’de ise Bülent Ersoy rekabetiyle geçti.

Sadece gazinolar yok, magazin dünyası da yalnızca bu rekabeti konuştu…

★★★

Akıllı Müren ve Bülent Ersoy cinsel yönelimlerini özgürce ifade etmekten geri durmamış sahne starları oldular.

Muhafazakar bir ülke olarak kabul edilen Türkiye’de daima en önde daima el üstünde tutuldular.

1982 yılında Altın Kelebek Ödülleri’ni Kadınlarda Bülent Ersoy Erkeklerde Zeki Müren aldı.

Her ikisi de Türkiye’de kıyafetleri, tavırları ve hayat biçimleriyle önemli bir duvarı yıkmışlardı.

★★★

Akıllı Müren 80’den sonra Bodrum’a çekildi.

Kimseyle görüşmedi basının önüne çıkmadı.

TRT’nin adına düzenlediği ödül töreninde de heyecana dayanamayan zayıflamış kalbi durdu.

Ölmeden önce tüm servetini Türk Eğitim Vakfı’nın yanı sıra Mehmetçik Vakfı’na bağışlamıştı.

★★★

Zeki Müren’i…

Devrimci şair Arkadaş Z. Özger’e sorarsanız.

Ünlü şiirindeki gibi…

“Zeki Müren’i seveceksiniz.

Zeki Müren’i seviniz.”

Diye tasvir eder…

★★★

En yakınındaki Sacit Aslan’a sorarsanız…

Cümlesine “Akıllı Bey” diyerek başlar… Onunla ilgili konuşurken ceketini ilikler…

★★★

Y ve Z kuşağı karışımı bir reklamcıya verirseniz…

Bir palyaçoya çevirip bırakır!

diğer taraftan filmin sonunda…

‘Taklitler aslını yaşatır’ deyip tüy diker…

Gürkan Hacır / Korkusuz GAZETESİ

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/gurkan-hacir-yazdi-zeki-mureni-seviniz-haberi-538635