Halktv'den Özlem Gürses, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın "Amerika Atilla’ya Karşı" adlı kitabını köşesine taşıdı. Kitapta ABD’de İran’a yönelik yaptırımların delinmesi sürecinde rol oynadığı gerekçesiyle yargılanan bir diğer isim olan Reza Zarrab'la ilgili olarak, “Zarrab nasıl geçer anekdot aldı, bilmiyorum, diğer bir mazeret varsa da benim bilgim değil…”  ifadeleri kullanıldı.

Istek Gürses, "Zarrab gerçekte 2009 yılından itibaren Halkbank’ın müşterisi imiş, lakin İran’la altın ticareti konusunda 2011 yılında bir talepte bulunmuş, Atilla’dan veto yemiş… Niçin sonra banka yönetimi onaylama vermiş ve işlem böyle başlamış." sözleriyle süreci aktarıyor.

Gürses, kitaptan şu bölümleri aktarıyor:

"DEVLETİN DE BENİ ALMAYA YA GÖNLÜ YA DA GÜCÜ DEĞIL… "

“New York’a yeni atanan konsolos ziyaretime geldi, ‘eve dönmek dıştan bir isteğim yok lakin devletin de beni almaya ya gönlü veya gücü yok… “

"FİKİRLER YERİNE KİŞİLERLE UĞRAŞMAYI SEVEN TİPLER UZAKLAŞTIRILMADIĞI SÜRECE EKONOMİNİN DÜZELECEĞİNİ BEKLEMEK HAYALDEN ÖTE DEĞİL"

“Yıllar içinde Türkçe konuşmayı bilmeyen, meramını anlatacak kelime hazinesi olmayan, dünyadan, ilimden, irfandan, habersiz onlarca Genel Müdür, CEO, Başkan tanıdım. Bazılarıyla aracısız olarak veya dolaylı niyetlenmek zorunda kaldım. Hepsinin karşılıklı özelliği sırtlarını dayadıkları siyasi parti, siyasetçi veya işadamının onları taşıdığı gerçeğini gizleyerek yarı başarılı kişilermiş gibi davranmaya çalışıp komik duruma düşmeleri idi. Bazıları hâlâ önemli makamları değersiz varlıklarıyla işgal ediyorlar. Vizyonsuzlukları, ufak hesapları, fikirler yerine kişilerle uğraşmayı seven bu tipler uzaklaştırılmadığı sürece ekonominin düzeleceğini beklemek hayalden öte değil.”

"SORUMLULAR DÜNYANIN HER YERİNDE: DEVLET, HÜKÜMET ADINA YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANANLAR VE ONLARA HOŞGÖRÜ GÖSTERENLER"

“Devletin en önemli kurumlarının başındaki yöneticileri sadece sempatizan oldukları için yok fiilen vizyon sahibi, gelişmeleri ve yönelimleri sezgi edebilen, katma değer yaratacak kişilerden ve natürel mümkünse kullanılabilecek derecede manâlı zafiyeti olmayan kişilerden yeğlemek gerekiyor. Uçkur veya mal varlığı düşkünü tiplerin kayda değer mevkilerden uzak tutulması zorunlu, huysuz halde yarattıkları ahlaki bozulma bir yandan devletin çalışmasını ve güvenliğini de tehlikeye atabiliyor…”

“Sorumlular dünyanın her uygun: Devlet, hükümet adına yetkisini kötüye kullananlar ve onlara haz gösterenler. Gücü elinde tutana duyulan o vıcık vıcık, sahte ve seviyeden yoksun hayranlık, yanlışlara yanlış diyebilme cesaretini göstermesine ya da doğru karar vermesine engel oluyor insanların.”

BİR YALNIZ ADAM...

Atilla’nın 28 aylık karanlık bir tünel olarak tanımladığı dönem, Londra üzerinden ABD’ye bono satışı için gittiği seyahatle başlıyor.

ABD’ye girdiğinde tutuklanmayan Atilla, ülkeye döneceği gün JFK Havalimanında 2 FBI ajanı göre sorguya alınıyor ve tutuklanarak Manhattan’daki meşhur MCC hapishanesine götürülüyor.

Havalimanındaki operasyon esnasında bu iki ajan “Elimizde Türkiye’den servis edilmiş telefon kayıtları var” diyerek Hakan Atilla’nın Reza Zarrab’la ilişkisi nedeniyle, banka sahtekarlığı ve milletlerarası yaptırımların ihlali gerekçesiyle yargıç önüne çıkacağını söylüyor.

Atilla o anda da, bugün de hala, bu işlemlerin hiç biri ile ilgisi olmadığını söylüyor.

“Reza Zarrab’la iş konuştuğum için, adamın sonradan hiçbir ilgim ve bilgim olmayan eylemlerine beni müşterek etmeye çalıştılar…” diye yazıyor.

REZA İLE NASIL TANIŞMIŞ?

Zarrab fiilen 2009 yılından itibaren Halkbank’ın müşterisi imiş, ama İran’la altın ticareti konusunda 2011 yılında bir talepte bulunmuş, Atilla’dan veto yemiş… Niçin daha sonra banka yönetimi tasdik vermiş ve süreç böyle başlamış.

Kitaptaki şu cümle önemli : “Zarrab nasıl geçer not aldı, bilmiyorum, başka bir mazeret varsa da benim bilgim yok… “

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/hakan-atilla-cezaevi-gunlerini-kitap-yapti-haberi-543903