Uyruk Gazetesi'nin Senem Aydın'ın röportajı...

- Hatırladığınız en mutlu bayram hangisi?

Müge Boz: 5-6 yaşlarındayken, bütün kuzenler, amcalarım, halalarım, teyzelerim anneannemin ve babaannemin evinde toplanırdık. Ocakta yemekler pişirilir, yer yatakları yapılırdı. Kuzenler aynı odada uyurduk, öncesinde de sohbet eder gülerdik. Hatırladığım en mutlu bayramlarım...
Caner Erdeniz: Benim en mutlu anım, beş yaşımdan itibaren bayram tatillerinde Antalya’daki teyzemlere, beş köpek ve yedi kedi ile doymuş bir eve gitmeye can atmaktı. Büyük kuzenlerim ve ablamla fazla keyifli bayramlar geçirirdik.

- Bu bayramı nasıl geçirmeyi planlıyorsunuz?

M.B.: Bu bayramı yine kendi çekirdek ailemizle geçireceğiz. Caner ile birlikte hoş bayram yemekleri hazırlayıp, dikkatli kıyafetlerimizi giyip, görüntülü konuşmaların başına geçeriz.
C.E.: Tabii fakat aile büyüklerimizden uzakta olduğumuz için bir yanımız buruk. Görüntülü aramalarla bir nebze de olsa hasret giderebiliyoruz. Ailece hoş bir sofra kurup, Müge’nin sağlıklı menüsünden yemeyi planlıyoruz...

- Anne-baba ziyaretleri çelişki yaratıyor, onlara muhtemel bir virüs bulaştırma ihtimali buluşmaları gölgeliyor. Sizin için bu durum nasıl?

M.B.: Ailemizle çok uzun zamandır görüşemiyoruz. İşimiz gereği Caner de, ben de kesintisiz dışarıdayız. Tehlike elde etmek istemediğimizden görüşemedik hiç. Vina’nın büyüdüğünü bile göremediler. Ama telefondan izlediler. Bu beni ekstra üzüyor. Fakat sabırla bu sürecin geçmesini bekliyoruz.

- Pandemiyle birlikte hepimiz evlere kapandık. Bu dönem sizin için nasıl geçiyor?

M.B.: Ben bu dönemde sürekli detoks ve spor yaptım. Nasıl olsa dışarıya yemek yemek yiyemiyorum diye, fazla sıkı bir otoimmun sistem detoksuna girdim. Evde Caner ile birlikte sosyal medyamız için içerikler ürettik, video’lar çektik. Vina’nın artma dönemlerini kayıt altına alıp, fazla hoş anılar oluşturduk. Fırsat buldukça online eğitimlere katıldım. Ve Vina ile ilgilendim. Natürel iş yoğunluğumda azalma olmadığından, dizi çekimleri devam ettiğinden ve Vinoş’un en çok ilgi duyduğu zamanlar olduğundan vakit nasıl geçti o kadar anlayamadım açıkçası.

- Kızınız büyürken her anına tanık olmak nasıl? Vina neler öğretiyor size?

M.B.: Vina bana hayatı öğretiyor açıkçası. Onunla birlikteyken hiç fark etmediğim şeyleri ayrım ediyorum. Merakı, hayata karşı ilgisi, aralıksız yeni şeyler deneme çabası ve asla pes etmemesi ilham veriyor. Örneğin bir koltuğa çıkmaya çalışıyor, kaç kez düşerse düşsün hiç vazgeçmiyor. Bu da bana hayatta vazgeçmemeyi, pes etmemeyi ve şikayetten uzaktan durmayı öğretiyor. Her anın haberdar ve şımartma alıyor. Bu da hayatımda ertelediğim ya da her gün olduğu için alıştığım şeylere yeniden yeni bir gözle bakmamı sağlıyor. Caner’le beraber her anını büyük bir zevkle izliyoruz. Caner, fazla ilgili ve ağırbaşlı bir baba. Kızının her ihtiyacını severek karşılıyor, altını değiştiriyor, yemeğini hazırlıyor, kıyafetlerini seçiyor... Olumlu göre bakarsak, anneliği ve babalığı keşfettiğimiz fantastik bir dönem.
C.E.: Ben pandemi dönemini kendi adıma şans olarak görenlerdenim. Çünkü bilhassa birincil zamanlarında maç ve antrenman temposunun olmaması, liglerin durdurulmasıyla kızım ve eşim Müge ile birebir ilgilenme fırsatı buldum. Bir baba için paha biçilemez bir lüks bu. İlk aylarından beri büyümesinin her anına şahitlik etmek benim için fantastik bir tecrübeydi. Bebek büyütmek fiilen bitmeyen bir okul gibi. Her gün yeni bir şey öğretiyorlar size ve onun her yeni öğrendiği ve tecrübe ettiği şeyi görmek fantastik bir duygu.

- Vina ismine nasıl karar verdiniz, ikinci bir adı var mı?

M. B.: ‘Vina’, Caner ile benim birincil tanıştığımız zamanlarda çok sevdiğimiz ve etkilendiğimiz bir şarkıydı. Norveçli bir şarkıcının parçası. Ve o süre Caner, “Ben bu şarkıyı koluma dövme yaptıracağım çünkü seninle yaşadığım bu anları hatırlamamak istemiyorum” demişti. Çok etkilendim ve “Ben de gerçekleştirmek istiyorum” dedim. Aile olmak istediğimiz için ileride çocuğumuz olursa adını Vina koyarız diye karar verdik. İkinci bir ad koymayı düşündük lakin Vina çok hoşumuza gittiği için vazgeçtik.

- Birbirinize aşkınızı nasıl anlatırsınız?

M.B.: Biz ruh eşiyiz Caner’le. Birbirimizle uyumumuz ve beraberliğimizin fazla ahenkli olmasını bu yüzden.
Aşkımız bağımsızlık ve kendine münhasır. Birbirimizin özel alanına hürmet duyduğumuz ama beraber aynı hayalleri kurduğumuz ve gerçekleştirebildiğimiz bir ilişki... Çoğu vakit ben bir şey düşünürüm, bir bakarım Caner eve gelirken o işi halletmiş bile. Konuşmadan anlaştığımız çok olur. Yin ve yang gibiyiz. Caner, hayatımdaki her alanda bana takviye olan bir eş ve baba. Bayan olarak bana en büyük saygıyı, sevgiyi ve şefkati gösteriyor. bir defa bile sesini yükselttiği görülmemiştir. Her Zaman çok kibar ve sevgi doludur. Fazla uğurlu olduğumu düşünüyorum, üzerimde zorlama kurmayan biriyle beraber olduğum için.
C.E.: Müge’nin de söylediği gibi en başından beri ruh eşi olduğumuzu düşünüyoruz. Müge fazla özel bir kadın. Aşkımızı şöyle betimleme ediyorum; bende uyandırdığı hisler aşkımızın başladığı ‘Atina’ gibi gerçekte serbest, dar, eğlenceli ve tutkulu...

‘Topluluk bir aile edinmek istiyoruz’

- Izdivaç ve çocuktan daha sonra aşk şekil değiştiriyor mu?

M.B.: Doğrusu değiştirmiyor. Yalnızca şartlar değişiyor. Konu iki kişinin arasındaki uyum, heves ve heyecan. Biz aşkımıza Vina’yı da, hayallerimizi de ekliyoruz. Ve birer birer hayallerimizi yapmak adına adımlar atıyoruz. Çok zevkli ve eğlenceli bir süreç. Sadece olaylara hangi açıdan baktığına göre değişiyor. Tüm bu yaşananları bir güçlük olarak mı görüyorsun? Yahut hayatında birincil kere karşılaştığın yeni bir deneyim mi? Gerisi zaten akışta olması gerektiği gibi oluyor.

- Pandemi süreci ilişkinizi nasıl etkiledi?

M.B.: Beraber iş yapmaya başladık, o yüzden daha çok karşılıklı amacımız oldu. Esas kısmet Vina‘nın oldu. Babası ve annesi ile bolca zaman geçirdi. Aile olarak temellerimizi her zaman beraber bir yuva aşağıda attık. Baba ve anne olma sürecinde bizi çok olumlu yönde etkiledi pandemi.
C.E.: İlişkimizi kendimce de olumlu etkiledi, aile bağlarımızın daha da kuvvetlendiğini düşünüyorum. Birlikte hoş işler yapmaya başladık, çokça Vina ile vakit geçirdik, bu dönemi iyi değerlendirenlerdeniz.

- İkinci çocuk istiyor musunuz?

M.B.: Evet, istiyoruz. Ben kardeşimi çok seviyorum. Hayatımda tekrar tekrar onun desteğini hissettim, “O olmasa napardım?” dediğim zamanlar fazla oldu. Annemin de iki kız kardeşi var. Onlar da yıllardır hep beraberler, hayatta birbirlerine destekler. Bu beni daima çok etkilemişti. O nedenle Vina’nın kardeşi olmasını fazla istiyorum. Annelik çok hoş bir duygu. Sevgi batmış çocuklar geliştirmek çok ego bir durummuş. Kalabalık bir aile olmak istiyoruz.
C.E.: İkinci çocuk fazla istiyoruz, ben de iki kardeşim (ablam var) Müge de... Hatta gönül ister oysa üç kardeş büyüsünler, ne güzel olur... Umarım ailemiz ve sevgimiz katlanarak artar.

‘Hikayemiz ilham versin’

- Aşkınızın filmini çekeceğinizi söylemişsiniz, nasıl bir film olur sizinki?

M.B.: Yıllar önce Ömer Faruk Sorak’ın çektiği bir filmde oynamıştım. İlk filmimdi. O hikayenin eşi İpek ile olan tanışma hikayesinden esinlendiğini öğrenince çok etkilenmiştim. ‘Umarım bir gün ben de böyle bir aşk yaşarım’ diye düş etmiştim. Caner ile tanışma hikayemiz, sonrasında yaşadıklarımız, 15 gün daha sonra aile olmaya karar verişimiz, fazla sevdiğimiz şarkının adını kolumuza vurma yaptırmamız ve “Çocuğumuz olursa da adını bu şarkı koyalım” dememiz ve sonra Vina‘nın hayatımıza katılması... Bu güzel ve sevgi doymuş hikayenin filmini sürüklemek istiyorum. Çünkü gerçekten ben reel aşkın var olduğuna inanırdım ama etraftan hep olumsuz şeyler duyduğum için, herhalde böyle şeyler ancak masallarda yaşanıyor diye düşünürdüm. Aşka ve reel sevgiye olan inancını yitirmiş herkese ilham olsun istiyorum. derhal da YouTube kanalımızda her birim hikayelerimizi yayınlıyoruz.

- Dijital platformlara projeniz var mı?

M.B.: Dijital platformlar için içerik çalışmaları yapıyoruz. şu anda tasarım aşamasında. Çok tatlı ve sıcak hikayeler var aklımızda. Bunları en kısa zamanda doğru platformda izleyicilerimizle buluşturmak istiyoruz. Beni fazla heyecanlandıran projeler bunlar.

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/muge-boz-ve-caner-erdeniz-biz-yin-ve-yang-gibiyiz-haberi-532603