Uyruk Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...

- Geçtiğimiz günlerde ilk Anneler Günü’nü kutladınız, neler hissettiniz?

Fazla net bir şekilde çalışan anne olduğumu hissettim, çünkü setteydim Anneler Günü’nde. İlk Anneler Günü’m olduğu için çok sayıda telefon ve mesaj aldım. Bütün bunlar mutlu etti tabii lakin en çok Sinan’ın sürprizi mutlu etti.

Anneler Günü’nde sette olacağımı bildiğinden bir gün önce harika bir sürpriz yaptı. Evimizin bahçesini bir organizasyon şirketiyle anlaşarak cennete çevirmiş. tekrar çiçekler, en güzel fotoğraflarımız, romantik notlar, yıldız ışıklar ve en sevdiğim ama pandemi başladığından beri hiç gidemediğimiz restorandan olağanüstü bir akşam yemeği... O manzarayı, her tarafta yıldız yıldız yanan ışıkları ve kızımın fotoğraflarını görür görmez fazla ağladım. “İşte sevinç, işte cennet bu” dedim içimden... Ve şükrettim eşimin, annemin, kızımın varlığına. Şimdi Luna’nın “Anne” diyeceği günü bekliyorum sabırsızlıkla.

- Anne olduktan sonradan hayatınızda neler değişti? Nasıl bir duyguymuş?

Fazla daha hissi olduğumu fark ediyorum sanki önceden eksik duygusalmışım gibi. Fena haber ve bebeklerle, çocuklarla ilgili üzücü şeylere hiç tahammülüm değil, hemencecik dağılıyorum. Bize ya da Luna’ya bir şey olacak korkularım arttı. Çünkü bize bir şey olursa ilk elden o etkilenecek ya, onu düşünüyorum ayrıntılarıyla. Daha uzun yaşamayı diliyorum örneğin, kızımın başında daha çok durabilmek için. Şükür ve dualarım arttı. İşte kendinden önce onu düşünmek dediğimiz, anneliğin bütün efektleri yer ediyor şu an bünyeme...

- Pandemi döneminde doğum sürecinin, anne olmanın zorlukları nelerdi?

Zordu, keza de fazla. Çünkü salgın varken çalıştım ve maskesiz çalışmak durumunda olduğum bir iş grubundayım. Hamileydim ve astım hastasıyım. Herkesin baş edebileceği bir psikoloji değil ama ben mesleğine çok aşık, çalışmaya bağımlı biriyim. Evde oturarak devretmek istemezdim hamileliğimi. Şükür ancak fırsat da verildi. Çok sıkı tedbirlerle devam ettim. Bu değin yanımda hissettiren bir yapım şirketi, eşimin ve annemin büyük desteği olmasa başaramazdım. Sinan benim kahramanım, çünkü bir dakika bile yanımdan ayrılmadı. Biz sete, kuaföre, her yere birlikte gittik. Hamileyken her gün yaptığım bir saatlik yürüyüşlerde, çıkamadığım yokuşta arkamdan itecek naiflikte, fazla değerli bir yol arkadaşı o...

- Adeta hamileliğiniz son anına kadar setteydiniz. O süreci nasıl anlatırsınız, zorladı mı?

Hiç zorlanmadım. Zorlanma lüksüm yoktu beni kucaklayan bunca insan karşısında... Hamileliğimi eşimden daha sonra ilk olarak yapımcım Fatih Aksoy ile paylaştım. Bana “Eğer sen ayaklarımı uzatıp hamileliği o kadar geçireceğim, pandemi var çalışmak istemem bu koşulda demezsen, biz seni en güzel şekilde muhafaza eder, hamileliğini de gizleriz“ dedi. Kadınların bu durumunun çalışmalarına engel olmaması gerektiğini düşündüğünü ve ne zaman bir hamilelik haberi alsa, o bebeğin projeye de uğur getirdiğini anlattı. İnanamadım! Pandemideydik, müzik sektörü durduğu için eşim beklemedeydi ve hamileydim. Diğer Taraftan sözleşmem demin olmadığından bir mecburiyet yoktu lakin bana egzersiz şansı verildi. Hâlâ bir işim olduğuna inanamadım. Ve büyük bir mutluluk, inanılmaz bir motivasyon, gözyaşı ile çıktım MedYapım’dan. Doğumuma iki gün kala hâlâ benzer motivasyonla setteydim. Tüm işlem boyunca “Gık” demedim. Fazla şükür ancak hamileliğim fazla sorunsuzdu, Luna fazla mülayim bir bebek olarak karnımda, babası her saniye yanımda bana defalarca destek ettiler. Dizi senaryosunda da sağ olsunlar karakterimi çok ekonomik kullandılar. Ve sorunsuz bir doğumdan sonra üç hafta içinde sete dönmeye hazırdım. Çünkü o gün Fatih Bey’le yaptığımız konuşmadan daha sonra, o bilmese de kendi içimde bir söz verdim. Ömrüm boyunca da ne o verdiğim söz, ne de bu vefa duygusu hiç içimden çıkmayacak, kızım da bilecek bu hikayeyi...

- Doğumdan ne kadar süre sonradan çalışmaya başladınız?

Dördüncü hafta ancak senaryoya adapte edebildiler. Büyük bir coşkuyla sarıldım işime. Fatih Aksoy’a verdiğim sözü tutmanın mutluluğunu yaşadım ve çalışan bir anne olmayı başarabildiğim için hem kibir duyup ayrıca de şükrettim. Bana böyle bir olanak verilmiş işverenim kadar, ne onları ne kendimi mahçup etmeye hakkım yoktu. Ben de en hoş şekilde karşılığını verdim, ayrıca de büyük mutlulukla.

- Son üç yıl içinde evlenip çocuk sahibi oldunuz. Hayatınızın bu dönemlerini nasıl anlatırsınız?

Masal gibi... “Şükür” dedirtecek günler yaşadım. Sinan da hep “İyi fakat” der. Hiç üzmedik birbirimizi, bir an farklı kalmadık. Birbirimizi sevgiden şımartmaktan korkmadık, birlikte şımardık, eğlendik, ürettik. Aşkın her kademesini çağlayarak yaşadık. Ve hemen masalımız Luna ile devam ediyor. Bence her şey daha yeni başlıyor. Birbirimize karşısında hissimiz her zaman yeni başlamışız gibi.

‘Sinan müthiş bir baba’

- Siz setteyken Luna’ya kim bakıyor?

Annem ve eşim. İyi ki varlar, iyi ancak.

- Eşiniz Sinan Güleryüz her konuda asistan oluyor mu?

Ayrıca de çok. Muhteşem bir baba. Beni anneliğe heves ettiren de kendisi zaten. O, baba ve iyi bir eş almak için gelmiş bu dünyaya. Ayrıca emzirmek hariç Luna’nın bakımına ve eve dair elinden her şey geliyor. Onun neşesi yeter ya! Defalarca yanımızda ve yakınımızda olsun diye dua ediyorum.

- İkinizin de sanatla uğraşması evinize nasıl yansıyor?

Çok yönlü bir çift olmamızı sağladı tabii oysa. Vaktiyle sadece müzikal oyuncusu olarak sahnede şarkı söylerken, hemen Sinan doğru resmi olarak kendi şarkılarımız, düetlerimiz, albümlerimiz var. ‘Senle Ben’ adlı düetimiz 30 milyon oldu. Fazla ciddi bir rakam. Milyonun aşağı dinlenmesi olan düetimiz değil zaten. Sinan da benim mesleğimden ve çevremden fazla şey katıyor kendine. Benzer çok yönlülük YouTube’a da yansıyor.

- Birlikte çalışmalarınız devam edecek mi?

Her sene bir düet yapmaya çaba gösteriyoruz. YouTube’da da birlikteyiz zaten. Bundan Böyle marka iş birlikleri ya da reklam vs. görüşmelerinin bile ikili geldiği oluyor. İnsanlar bizi emrindeki yana görmeyi seviyor.

- Ayrıca set, hem annelik hem de YouTube çekimleri... Hepsine birden nasıl yetişiyorsunuz?

Valla bir şey üstüme ağırlık olduğu anda tutku almaktan ziyade yükümlülük hissetmeye başlarım. Şu hayatta da hiçbir şeyi zorunluluktan yapmadım. Hakkıyla ve keyif alarak yapamayacağımı düşündüğüm bir şeyin içinde bulamazsınız beni. Enerjisi yüksek, çalışmayı seven, mesleğinden ve işin getirdiklerinden keyif alan biriyim. YouTube’u da, orada kendime ve kızıma hatıra biriktirmeyi de, insanlarla bu anıları paylaşmayı da çok seviyorum. Keyif almadığım veya zorlama geldiği noktada bırakırım zaten. İnsanlara evimi, yaşamımı, kalbimi açtım. Onlar da kucakladılar. Beni yakından tanımalarına fazla fakat fazla seviniyorum. Mektup uzunluğunda mesajlar, yorumlar yazan, sevgilerini göstermekten hiç çekinmeyen, benim için dualar eden herkese fazla teşekkür ederim. Azıcık moral olabiliyorsak ne mutlu...

- ‘Vefasız’in başarısı için ne diyeceksiniz? Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

İnsanlar fazla sevdiler işimizi, sokakta ve sosyal medyada çok hoş geri dönüşler alıyoruz.

‘Mesafeli bir bayram olacak’

- Bu bayram tekrar bütün Türkiye evlerde... Siz nasıl geçireceksiniz?

Sette ve evde. Umulan pandemi olduğundan kimseyle görüşecek, kimseye gidecek bir durumumuz yok. diğer taraftan bebek olduğu için çevremiz fazla dikkatli ve aklıselim, cümbür cemaat bebeği görüntülü konuşmalarla görüyor. Mesafeli bir bayram olacak.

- Çocukluğunuzdaki bayramlar nasıldı?

Fazla renkli, anneanneli, dedeli ve neşe saçan...

- Luna’ya bayramları nasıl anlatacaksınız?

Atatürk’ün bize armağan ettiği fazla kıymetli ulusal bayramlarımızın da, dini bayramlarımızın da anlamlarını ve bu bayramları layıkıyla kutlamayı, yaşamayı ama en önemlisi sahip çıkmayı öğrenecek.

SEZEN HANIM'A SEVGİMİZ ÇOK BÜYÜK

Sinan, ‘Küçüğüm’ şarkısını söylemeyi çok istedi. Sezen Bayan’ın şirketi de bedelsiz verdi. Basına ‘Luna’ya hediye edildi’ olarak tatlı bir şekilde yansıdı. Sezen Hanım’a sevgimiz çok büyük ve Sinan onun stüdyosunda şan dersi aldığından tanışıklığımız da var. Çok mutlu olduk tabii ama. Sinan’ın kliplerinde yönetmen ya da us annesi olarak katkı maddesi vermeye çaba ediyorum. Ama işi her daim kamera arkası yapıyor.

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/ozge-ozder-sinanla-masalimiz-luna-ile-devam-ediyor-haberi-532635