Yaklaşık Olarak iki yıldır aile fertlerinden bile izole bir hayat yaşamak zorunda olanlar için kalabalıklara karışmak o kadar basit yok. dahası medya eliyle önümüze birtakım türedi sendromlar konulunca normalleşmeye karşı daha fazla direnç gösteriyoruz.

Dünya basınında yer almaya başlayan 'mağara sendromu' da pandemi sonrası hayata dönüş konusunda çekinceler yaşayanları rahatlatmak yerine yeni bir gerilim nedeni gibi duruyor.

Akşam Gazetesi'nden Dr. Sevda Sarıkaya, sahiden böyle bir sendrom olup olmadığını, pandemi sonrası normalleşmenin nasıl muhtemel olacağını Psikiyatr İlker Küçükparlak'a sordu.

Doğrusu dünya basınında yer aldığı gibi pandemi sonrası 'mağara sendromu (cave syndrome)' diye bir şey var mı? Varsa bunu nasıl tanımlarsınız?

Pek çok "sendrom" popüler psikoloji yazarları kadar icat ediliyor ve psikiyatrik tanılandırma sistemlerinde yer almıyorlar. Mağara Sendromu da o kadar. Amerikan Psikoloji Derneğinin Şubat Ayı'nda yaptığı güncel bir ankette katılımcıların takriben yarısının pandemi sona erdikten sonra bile pandemi öncesindeki yaşam biçimlerine geçmekte zorlanacaklarını ve kişisel etkileşimden rahatsızlık duyacaklarını öngördükleri tespit edildi. Bu şart popüler psikoloji yazısında "Mağara Sendromu" olarak adlandırıldı.

İnsanlar pandemi geçse de eskisi gibi sosyal etkileşimde bulunmaktan rahatsız olacaklarını niçin öngörüyorlar?

Muhtemelen rahatsız olacaklar başlarda. Kabaca korku koşullanması olarak adlandırabileceğimiz bir koşul bu. Sobadan eli yanan bir çocuğun soba artık yanmasa bile korkmaya devam etmesi gibi, fiziksel yakınlıktan korkacak bir şart olmasa da yeterince uzun süre korktuğumuz için öncelerde korka korka bir araya gelebileceğiz.

Pandeminin insan psikolojisi üzerinde kısa dönem, ve ağır ağır görmeye başladığımız uzun dönem etkileri nelerdir?

genelde stresli hayat olaylarında kısa vadede anksiyete, orta-uzun vadede depresif belirtiler görürüz. Pandemide de aynı şekilde tezahür etmiş gibi görünüyor.

Pandemi dönemi obsesyondan muzdarip kişilerde ekstra bir tetikleyici oldu mu? Mevcut OKB hastalarının sayısında bir artma bekler misiniz?

OKB hastalarının iki öbür şekilde etkilendiğinden bahsedebiliriz. Bir grupta bilhassa pandeminin erken dönemlerinde bulaşma tipi obsesyonların şiddetlendiğinden dile getirmek olası. Bir grup OKB hastası ise pandemi nedeniyle toplumun genel olarak obsesifvari önlemler alması sebebiyle kendi üzerlerinde hissettikleri garipsenme ve damgalanmanın azalmış olmasından dolayı rahatladılar. OKB stresle tetiklenen bir durum olduğu için pandemi dönemine özgü bir çoğalma olsa da kalıcı olacağını düşünmüyorum.

Pandemi sonrası adamakıllı normale dönmek ve eskiye dönmek muhtemel mü? Yoksa gelecek nesilleri etkileyecek ruhsal izler mi bekliyoruz?

Pandeminin alıştırma yaşamına ve kültüre etkileri olacaktır. Yaşlıların teknoloji alışkanlıklarının artması, uzaktan çalışmanın güya zamanlı biçimde de olsa pandemi öncesine tarafından çok artması gibi kalıcı etkiler beklenebilir. Ruhsal etkilerinin devam edeceğini öne sürmek için bir mazeret göremiyorum. Daha ölümcül seyreden İspanyol Gribi'nin ruhsal etkilerinin de pandemi sonrası devam etmekle birlikte azalarak yaklaşık üç yıl içerisinde geçtiğini biliyoruz.

Pandeminin etkilerinin kadınlarda daha şiddetli olduğuna dair bildirimler var. Bilhassa kadına meslek yükünün artması, işten çıkarmalarda ilk önce kadınların düşünülmesi, evden çalışırken aynı zamanda çocuk bakımını da primer üstlenmesi açısından sizce de kadınlar en çok etkilenen grup mu?

Evet, elimizde bunu destekleyen veriler de var. Eğitim düzeyini göz önüne aldığımızda akademinin görece cinsiyet eşitlikçi bir camia olduğu varsayılabilir. Buna rağmen pandemi döneminde akademisyen kadınların bile ev emeği ve çocuk yetiştirmeye ayırdıkları zamanın arttığı ve buna rağmen araştırmaya ayırdıkları zamanın azaldığını biliyoruz. Akademisyen babalarda da benzer bir koşul söz konusu olsa da annelerdeki yoğunluğu fazla daha fazla. sonuç olarak pandemi döneminde yayımlanan makalelerin yazarları arasındaki kadın/erkek oranının daha da bozulması hayret verici olmadı. Toplumun daha eğitimsiz kesimlerinde bu tesir fazla daha derinden hissedildi.

Bunun haricinde pandeminin erkeklere de kadınlara da gerginlik uyandıran tarafları olsa da, erkekler yeniden toplumsal cinsiyet rolleri gereği bu stresi daha fazla pandeminin mali etkileri üzerinden yaşadılar gibi görünüyor.

BERABER TOPARLANACAĞIZ

Bu dönemin etkilerinden en az hasarla kurtulmak için neler önerirsiniz?

Bu geçici bir dönemdi, derhal de sonuna geliyoruz gibi görünüyor. Pandemide internet üzerinden de olsa insanlarla bağlantı etmenin koruyucu etkileri olduğu gösterildi. Yeniden beraberce toparlanacağız. Sadece pandemideki gerginlik tekrar doğal olarak insanın tahammülünü en yakınındakilere dair zorladı. böylece yakın ilişkilerin öyle birçok pandemi döneminde deneme edildi. Bu ilişkileri restore etmek ya da yeni ilişkiler kurmak gerekecektir. Spor, meditasyon gibi olağan önerilerin de zararı olmaz ama insan insanla iyileşir. Herkesin ilişkilerine yönelmesi en önemli önerim olabilir.

Pandemi sonrası hayata adapte olma konusunda okuyucular için önemli olduğunu düşündüğünüz başka noktalar var mıdır?

Son olarak sosyalleşmek, sosyal zihni uygulamak çağırmak. Fazla basit ayaküstü bir sohbette bile ya kabalık etmemek ya da pot kırmamak için oldukça zihinsel enerjiyi hiç farkında olan olmadan kullanırız doğrusu. Pandemi döneminde beynin bu "sosyal kasları" zayıflamış olabilir. Olsun, her tarafta güçlenir. Fakat eğer sosyalleşme anlamında "hamlık" oluşmuşsa, sosyalleşmeye pek bütün gün süren ev ziyaretleri veya bitmek bilmeyen sofralarla açılmak bir tür dermansızlık şehvetli oluşturabilir. Kalıcı bir durum olarak değerlendirmemek ve başlangıç için daha ufak adımlar atmak ile bu koşul da kısa sürede pandemi öncesindeki haline dönecektir.

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/pandemi-sonrasi-kalabaliga-karismak-kolay-olacak-mi-haberi-534329