Noronha, Hürriyet Gazetesi'nden Mehmet Üstündağ'a konuştu...

Hamileliğiyle ne değişti?

- Her şey! Günden geceye bambaşka bir insan oldu. Çocuklarımla bir araya geldiğinde, ansızın ayrı davranmaya başladı. Onların da kafası karıştı. Bana verdiği tüm sözleri teker teker bozmaya başladı. Benim için laf onurdur; bir laf verirsiniz, el sıkışırsınız ve bu değişmeyen. İnsanların bir şey söyleyip, diğer şeyler yapmasına alışık değilim. Lakin hamileliği sebebiyle diye düşündüm ve bir kızımız olacaktı. Evet, erkek de olabilirdi fakat Tanrı bize bu kız çocuğunu bahşetti. Tüm planlarımı başaşağı ettim, ama benim için az kalsın imkansızdı ve o süreçte 4 ay Türkiye’de yaşadım. Fedakârlık etmeye karar verdim, çünkü ikinci kez bir aile kurma fırsatım olmuştu ve bunun yürümesi için her şeyi yapmaya hazırdım.

Evlenmek istemediniz lakin...

- Ben kağıt üzerinde evli olmayı hakiki bulmuyorum. Kalpten evlenmeli ırk. Daha önce bir defa evlendim ve sancılı bir süreçti. Bunu da Tülin’le tekrar konuşmuştuk ve buna anlama göstermişti. Tabii ki ben o zamanlar Türk kültürü için bunun ne dek önemli olduğunu da bilmiyordum. Çünkü Avrupa’da böyle bir kültür yok. Çocuk sahibi almak, resmi olarak evli olmaktan fazla daha büyük bir anlaşmadır kendimce. Çünkü iki kişiyi bir ömür birbirine bağlar.

Neden medya için sahte bir düğün yaptınız?

- Tülin bana, bunun kendisi için ne kadar kayda değer olduğunu söyledi. Ben de ona, “Sana kaç kere evlenmek istemediğimi söyledim, sen de bunu kabul ettin, lütfen bana baskı kurma” dedim. “Bu yaptığının adaletli olduğunu düşünmüyorum, bunun için bebeği kullanıyorsun” dedim. Daha Sonra onun irtibat danışmanı bu fikirle geldi. Lizbon’da evlenmiş gibi yapın, nasıl olsa gazeteciler belediyeye gidip bunu denetleme etmez. Türkiye, onun ihtisas alanı, benim yok! Kariyerini o nasıl yönetmek istiyorsa, o şekilde yönetir, ben karışmam diye düşündüm.

Fotoğraf çektirip, servis ettiniz. Özel fotoğrafçı mı tuttu?

- Hayır, benim 14 yaşındaki oğlum çekti fotoğrafları.

Bunun sahte bir düğün olduğunu biliyor muydu?

- Hayır, çocuklarıma söylemedim. Onlar sahiden evlendiğimizi düşündü. Çünkü çok mutlu olmuşlardı, parçalamak istemedim o anı.

Türkiye’de de çoğu ünlü ad evlenmeden çocuk sahibi oluyor. Niçin sizce Tülin Şahin bu sahte nikâh mizansenine ihtiyaç duydu?

- Kendimce kendini “Türkiye’nin yüzü” olarak görüyor ve evlenmiş görünerek herkesi hoşnut etmeye çalışıyor. Zaten o yüzden iki oğlum olduğunun bilinmesini istemedi.

Bunu neden gizleme ihtiyacı hissetmiş?

- O, Türkiye’deki “çok iyi kız” imajını çok önemsiyor. Çocuklu bir adamla, evlenmeden çocuk yapmış olmasının kariyerine hasar vereceğini düşünüyordu. Hatta şu çok koskocoman bir problem olmuştu. Oğullarım, Siena doğduktan 5 hafta daha sonra onu görmeye Türkiye’ye gelmek istediler. Tülin istemedi, “Biz Lizbon’a gidince görseler olmaz mı?” dedi. “Çocuklar 9 ay zor sabrettiler, büyük bir heyecanla kardeşlerinin doğumunu beklediler, 5 hafta bile onlara fazla geldi” dedim. Sonra geldiler fakat korkunçtu! Çünkü Tülin onları evden attı ve biz geceyi otelde geçirdik.

Ben yanlış bir şey yapmadım. Yaptığım tek şey, artık Tülin’i istememekti. Bir ilişkide, bir taraf sürdürmek istemeyebilir. Benim çocuklarımı reddetmesi büyük bir kırılma noktası oldu, ona olan aşkım da sarsıldı. Ama yine de denedim. Çocukları Lizbon’a götürdükten daha sonra geri geldim. 2 aylık bir bebeği terk edemezdim. 3 ay boyunca burada birlikteydik ve denedik ama olmadı. Ben elimden gelenin en iyisini yaptığıma inanıyorum.

Doğumdan sonradan kilolarını veremediği için psikolojik zorlama yaptınız söyleniyor...

- Buna iki yanıtım var. Birincisi şu: Portekizcede “gorda” diye bir sözcük var. Bu, keza “tombul” anlamına geliyor hem de “canım” demek. İspanyolcada da aynı başvuru var, istediğinize sorabilirsiniz. İkincisi; ben ne zaman Tülin’in doğum sonrası duygu koşul bozukluğu yaşadığını ayrım ettim, ona tavsiyeler vermeye çalıştım. Benim de çok stresli bir işim var ve dönem dönem depresif hissettiğim zamanlar oldu. O Kadar zamanlarda daha iyi hissetmek için daha sağlıklı beslendim, alıştırma ve meditasyon yaptım. Depresif düşüncelerle mücadele etmek zorundasınız, ona “Hadi kalk bir yürüyüş yapalım, temiz hava alalım, vücudun endorfin salgılasın” derdim. Lakin defalarca bahanesi vardı.

Türkiye’ye “muz cumhuriyeti” dediğiniz yazıldı. Nedir bunun aslı?

- Saçmalık! 2000’den beri Türkiye’ye geliyorum. Burada Tülin’den çok daha fazla arkadaşım vardır. Bu ülkeye büyük hürmet duyuyorum. Kanuni Sultan Süleyman’a hayranım. Tülin’in ne yerine getirmek istediğini biliyorum. İşin içine kamuoyunu karıştırarak, “Pedro fena adam” dedirtmek istiyor. Ama “muz cumhuriyeti” haberiyle çizgiyi aştı. Bu benim hayatımı, benimle birlikteyken Siena’nın hayatını tehlikeye atan bir durum. Sonuçta ben de bir gün kendi kızımla bu ülkede baş başa hoş süre vermek istiyorum. Onu bir gün Portekiz’e de götürebilmeyi istiyorum. Niçin onu kaçırmak isteyeyim?

ÇOCUK KAÇIRDIĞIM AN LİSANSIMI KAYBEDERİM

Bu hikaye nereden çıktı?

- Kendimce bir çocuk annesinin yanında olmalıdır, ona aittir, ona ihtiyacı vardır. Buna inanan bir insan neden çocuk kaçırsın? Ben çocuk kaçırdığım lahza, Interpol’ün arama listesine girerim, ertesi gün yatırımcı lisansımı kaybederim. Bütün bunlar Siena’nın hayrına mı olur sizce? Ben Siena’yı seviyorum ve yalnızca onun iyiliğini istiyorum. Annesiyle birlikte edinmek onun için iyidir. Zamanı geldiğinde nadiren de olsa, benim ailemle bir araya gelmesini isterim, babaannesini, halasını görmesini isterim. Oysa onlar Siena doğarken yanındaydılar. Peki, Tülin’in ailesi neredeydi?

Onlar değil muydu?

- Yoktu natürel! Çünkü Tülin, ailesiyle konuşmuyor. Lakin buna rağmen benimle ilgili pek bir portre çiziliyor fakat! Avukatlarım, Siena’yı görebilmem için başvuru verdiklerinde evli olmadığımız ortaya çıktı. Böylece onun PR stratejisi çöktü. Durumu kurtarmak için daha büyük bir habere ihtiyacı vardı. Daha büyük haber neydi? “Pedro bize zor uyguladı!”

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!..

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/pedro-de-noronhadan-tulin-sahin-hakkinda-olay-sozler-haberi-538128