Akşam Gazetesi'nden Bilgen Bülbül Coşkun'un röportajı...

Seni Çok Bekledim dizisiyle ekranlardasınız. Pandemi döneminde sette durumlar nasıl?

Edebildiğimiz kadar uyarı ediyoruz. Sürekli PCR testi oluyoruz, ekipte yarım saatte bir yeni maske dağıtılıyor. Ve natürel oysa herkes kendi önlemini alıyor. Ben ozonumu, C ve D vitaminimi ihmalkârlık etmiyorum. Bizim setimizde şimdiye değin o kadar bir şey olmadı şükür. Neşeli geçiyor. Böyle bir zamanda hoş dışarı giden bir işimizin olması, hepimizi mutlu ediyor. Skala Üretim ve Dnz Film'e buradan teşekkür etmek isterim.

Dizide canlandırdığınız Mihre karakterinde sizi tamamlayan şey ne oldu?

Kendim anne olmadım. Ne dek da artık anne rolünden diğer karakterler oynamak istiyorum desem de bu koşul beni rolümde tamamlıyor.

Oyunculuktaki altın kurallarınız nelerdir?

Basit bir soru değil. Oyunculuk karışık, açıklaması zor olan bir sanattır. Fakat planlamak icabında şunları söylerim. Empati, disiplin, azim, uyanıklık, gözlemlemek, merak, konsantrasyon... Yaşamın doğal akışını bitmiş yaratmak. Bunun için "Kafanızdan çıkmanız" gerekir. Ruhunuz içinde yaşadığı vücutla barışık olmalı. Ve şunu da andırmak isterim, gerçek şahsiyet oyuncularının birçok gülme çizgisi vardır!

Yolun başında olan bir oyuncuya nasıl bir yol izlemesini tavsiye edersiniz?

Elbette eğitim. Natürel fakat, çalışarak öğreniyoruz lakin eğitim bize bir temel veriyor ve oradan yola çıkmak kendimce çok kayda değer. Çok oyun okumak, özellikle klasikleri. Bir sürü genç insan bana oyuncu edinmek istiyorum, ne yapmam gerekiyor diye soruyor. Ben kimseye sormamıştım. Kendime öğretmen bulup, sevdiğim oyunları çalışıp konservatuvar sınavına hazırlanarak başlamıştım. Doktor edinmek isteyen de "Ne yapmam gerekiyor, bana muavin olur musun?" diye oraya, buraya gitmiyor. Bu genç insanların isteği, oyunculuk değil, dizide yer almak. Maalesef onlara hiçbir tavsiyede bulunamıyorum.

Yer aldığınız setlerde ya da oyunlarda unutamadığınız bir anınız oldu mu?

Fazla oldu. Bir keresinde Viyana Devlet Operası'nda Rossini'nin "Il viaggio a reims" Operası'nda film sahnesi için çekimlerim vardı. Geç kalmıştım. Acele ederken, sahneye girmeden, el çantamı nereye koyacağımı bilemedim. Bir kenarda duran bir adama 'İki dakika şunu miktar mısın?" deyip, çantamı eline sıkıştırıp, sahneme girdim. Bittikten sonradan, hemen nerede diye baktım ve orada beni beklemiş. Teşekkür ettim, çantamı alıp gittim. Ertesi gün çekimimiz Devlet Operası'yla oldu. Birdenbire orkestra şefi geldiğinde bütün cümbür cemaat ayağa kalktı. Orkestra şefi kimdi? Önceki gün çantamı eline sıkıştırdığım adam. Dünyaca meşhur Claudio Abbado.

Size tarafından bir oyuncunun başarısını aldığı ödüller mi yahut reytinglerdeki başarısı mı belirler?

Bana göre ikisi de değil. Hele hele reytingler hiç değil. Başarı, kendiniz için önemli olan bir hedefe ulaşmaktır. Başarı başlamaktır. Ben Sweetland'nin dedigi gibi: "Galibiyet bir yolculuktur, bir varış noktası değil."

Yeni projeleriniz için görüşmeleriniz oldu mu?

Dizi çekimleri içinde olduğum için öyle yeni projelere bakmıyorum şu lahza. Ama geçen hafta Ekin Onat ile bir kısa film çektik. Sonucunu fazla merak ediyorum. Hakiki bir hayat hikâyesinden uyarlanan, kendi hataları sebebiyle hayatındaki her şeyi kaybetmiş bir adamın olağandışı hikâyesi. Viyana'da üç temsillik bir tiyatro oyunum var. Lakin bu pandemi sürecinde gerçekleşir mi bilemiyorum.

Son dönemde peşine düşüp takip ettiğiniz bir oyuncu var mı?

Nedense son zamanlarda Romy Schneider'in filmlerini yeniden izlemeye başladım. Fazla sevdiğim ve müthiş bir oyuncuydu. "The Trial" Filmini (Orson Welles) geçenlerde üçüncü defa izledim.

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/seni-cok-bekledim-dizisinin-mihresi-sessizligini-bozdu-haberi-530803