Sabahleyin Gazetesi'nden Ömer Karahan'ın haberine tarafından 2005 yılında Türkiye'nin en iyi mankeni seçilen siyahi model ve oyuncu Tuğçe Güder'in filmlere konu olacak bir yaşam öyküsü var.
Güder, 1984 yılında yeni doğmuş bir bebekken Samatya'daki Kadem-i Şerif Tekkesi'nin mezarlığına bırakılmış. İlyas-Aliye Güder çiftinin kendisini sahiplendiğini belirten Güder, yıllardır biyoloji ile ilgili ailesini arıyor.
Modellik kariyeri dışarıya ilk önce 'G.O.R.A' elde etmek üzere birçok film ve dizide rol alan siyahi model, yürek parçalayıcı öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Aliye-İlyas Güder, muhterem ahali. Aslında dünyada gördüğüm en iyi, en kıymetli, Cennet'te yerlerinin olacağını umut ettiğim bu iki insan, beni evlat edinmiş. Fazla resmim var ama birincil doğduğum günlere ait resmim yok. Doğduktan sonra birincil 15 gün tedavi sürecim olmuş mezarlığa bırakıldığım için… Sonrasında beni Darülaceze'ye götürmüşler ve annem ile babam Aliye- İlyas Güder, gelip beni 14 günlükken almışlar."
YALOVA'DA KÖY HAYATI YAŞIYOR
Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Güder, 2008'de Uğur Karas ile evlendi. Yalova'ya yerleşen ikili, köy hayatı yaşıyor. Çift, geçtiğimiz yıllarda Tazmanya'da da su kuyusu açtırarak bir hayra da vesile oldu.
'SİYAHİ BEBEĞİ OLMAK HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİL'
Gerçek ailesini aradığını fakat bulamadığını belirten Güder, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Nereli olduğumu bilmiyorum, arafta gibiyim. Sudanlı, Somalili, Etiyopyalı olabilirim lakin kendimi ciddi derecede Türk gibi hissediyorum. 1984'te Türkiye'de sokağa bırakılan siyahi bir bebeği almak her babayiğidin harcı değil. Annem ve babamın yerleri asla dolmaz. Her daim dua ediyorum onlara. En büyük hayalleri çocuklarının olmasıymış, iki çocukları ölüm edince beni evlat edinmişler."
