Sözcü Gazetesi'nden Erdoğan Süzer'in haberine göre İstanbul'un son kalan yeşil alanlarından Validebağ Korusu'na yapılmak istenen ahali bahçesinin Osmanlı döneminden kalma tarihi koruyu çökertip, değil edeceği bildirildi. Davalık olan insanlar bahçesi projesini inceleyen bilirkişi heyeti, hazırladığı zehir zemberek raporunda korudaki korunması gereken ağaçlar için yetkisiz sayı verildiğini ortaya çıkardı. Koruda yaşamış kuş çeşitlerinin de gizlenmesi ahali bahçesi projesi adı aşağıda Validebağ Korusu'nda büyük bir doğa katliamına hazırlık yapıldığına dikkat çekici edildi.
İktidarın 200 yıllık Validebağ Korusu'nu bozup millet bahçesine transformasyon projesinin iptali için açılan davada araştırmacı raporu yayımlandı. Üniversitelerden bilim insanlarının uzun bir incelemeden sonra hazırladığı rapor, 1'inci derece doğal ve tarihi sit olan korunun geleceğine ilişkin kaygıları artırdı.
AĞAÇLARI EKSİK YAZDILAR
İçine betonların döküleceği, kafe, restoran, fitness salanu gibi rant alanlarının, futbol sahalarının yapılacağı ve ışıklandırılarak doğal hayattan uzaklaştırılacağı gerekçesiyle iptali istenen projeyi inceleyen bilim insanları şu tespitleri yaptı:
“Validebağ Korusu'nda yer alan 3 bin 194 ağaçtan 2 erguvan, 2 fıstık çamı, 4 sakız ve 1 meşe odunu edinmek üzere 13 adedi anıtsal ağaçtır. Hem 310 adedi korunmaya değer elde etmek üzere toplam 323 adet tek ağaç, korunması gereken bireylerdir. Validebağ ahali bahçesi peysaj raporunda ise korunmaya değer ağaçların 12 adet olduğu belirtilmiştir. Koruda 2004-2014 envanterine göre 119 kuş türü saptama edilmiştir. Peysaj raporunda ise kuşların 27 adet olduğu belirtilmiştir.”
VALİDEBAĞ KORUSU'NU ÇÖKERTİR
Bilirkişi heyetinin mahkemeye sunduğu raporda, şu kritik tespitler yer aldı: “İçerdiği çocuk oyun alanı, fitnes alanı ve lüks kaplama malzemelerinin koruyu millet bahçesi veya park düzeyine düşüreceği, projenin alanda bulunan habitatlar özelindeki etkilerinin ortaya konulmadığı, yoğun inşaat sürecinin korudaki ekosistemi olumsuz yönde etkileyerek ve sonunda kullanıcı sayısını artırarak ‘çöküşüne' neden olacağı, 1'inci derece doğal sit alanlarına karşın olarak tanımlanan ‘müdahalede bulunulmaması gerektiği' kıstasının yerine getirilmediği kanaatine ulaşılmıştır.”
