Voyager…

44 yıl önce, yeniden böyle bir eylül ayıydı, uzaya gönderildi.

44 yıldır yolculuğuna devam ediyor.

şu anda Dünya'dan 23 milyar kilometre uzak.

Jüpiter'i ziyaret etti.

Satürn'ü ziyaret etti.

Güneş sistemi'nden çıktı.

Heliosfer'i aştı.

Yıldızlararası uzaya ulaştı.

Saniyede 17 kilometre hızla gitmeye devam ediyor.

300 sene sonradan kuyruklu yıldız kümesi Oort bulutu'na ulaşacak, Oort bulutu'nu geçmesi 30 bin yıl sürecek, 40 bin sene daha sonra takımyıldızı Camelopardalis'e varacak, eğer herhangi bir şeyle çarpışmazsa, galaksiler arasında ebediyen dolaşacak.

Voyager'ı kuşkusuz NASA yolladı lakin, bütün insanlığı temsil ediyor.

Bu amaçla…

Dünyadışı zeki hayat formlarıyla, yani uzaylılarla karşılaşırsa, sesli ve görsel temas kurulsun diye, Voyager'a “altın plak” yüklendi.

İçinde kağıt not yer alan ve kozmik okyanusa bırakılan şişe misali.

Altın plağın içeriği, Cornell Üniversitesi'nde, astrobiyolog Carl Sagan başkanlığında bir kurul tarafından belirlendi, dünyadaki hayatı, kültürlerin çeşitliliğini yansıtan, sesler ve görüntüler kaydedildi.

Rüzgar, yağmur, gökgürültüsü, kıyıda kırılan dalgalar, bebek ağlaması, kahkaha, kalp atışı, kuş/balina/kurbağa/fil/ şempanze/köpek/beygir gibi hayvan sesleri yüklendi.

115 öbür ses var.

Kadın, erkek, insan anatomisi, gebe, emziren anne, aile portresi, sofrada yemek yemek yiyen millet, deniz, kum, ağaç, orman, yaprak, çiçek, kartal, timsah, yunus, matematik/fizik/kimya sembolleri, astronot, dağcı, jimnastikçi, balıkçı, pamuk hasadı, Çin seddi, Taç Mahal, Sidney opera binası, Golden Gate köprüsü, trafik, uçak, tren, fabrika, süpermarket, müze, nota, keman gibi 116 fotoğraf yüklendi.

90 dakikalık müzik seçkisi yüklendi, Beethoven, Bach, Mozart, Stravinsky var, Louis Armstrong, Chuck Berry var, Asya'dan Afrika'dan Latin Amerika'dan ırksa müzikler var.

Ve…

55 dilde “selamlaşma” mesajı var.

Niye böyle bir ortak mesaj verildi derseniz?

Uzaylılarla karşılaşırsak ilk olarak ne deriz diye düşündüler, tek farklı görünüm bile çıkmadı, birbirimizle karşılaştığımızda ne diyorsak gene onu deriz dediler, dünyanın bütün dillerinde selamlama vermekte uzlaştılar.

İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusça, Japonca, İspanyolca, Farsça, İbranice, Çince, Hintçe ve Arapça'yla beraber Türkçe var.

Sadece güncel diller de değil, altı bin yıllık Sümerce var mesela, Akadca var, Hititçe var, antik Yunanca var.

Kimisi “hepinize içten selamlar” diyor, kimisi “herkese merhaba arkadaşlar” diyor, kimisi “dünyanın çocuklarından merhaba” diyor, kimisi “mutlu günler iyilikler diliyoruz” diyor, kimisi “ufo arkadaşlar nasılsınız” diyor, kimisi “mutlulukla merhaba” diyor, “iyi günler” diyor, kimisi “huzurlu günler” diyor.

Peki ya Türkçe?

“Türkçe konuşan sevgili arkadaşlar, sabah şerifleriniz hayrolsun” deniyor.

Çünkü…

YAZININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/yilmaz-ozdil-yazdi-gunaydin-haberi-538573