Öncelikle yemek yerken soluk borusu veya yemek borusuna takılan yiyecekler çıkarılması esnasında sağlıklı bir bireyin damarlarında yırtılma olmaz. Vücudun damar sistemi sağlıklı ise refleks hareketlerinden yani öksürme, hapşırma, ıkınma... gibi göğüs içindeki basınç artışlarından etkilenmez. Fakat kalpten çıkan ana damar olan aort damarında daha önce oluşan yıpranma, balonlaşma, duvarlarında harabiyet varsa bu tip refleks hareketlerinde bile yırtılma riski olabilir.

Aort damarını bu tip riske hazırlayan en büyük etken kontrol altına alınamamış tansiyon yüksekliğidir. Hipertansiyon zamanla aort damarının duvarını yıpratır ve balonlaşmaya, kireçlenmeye veya diseksiyon denen içten yırtılmaya yol açar. İşte bu durumda basit bir öksürme bile damardaki hasarı artırıp yırtılmaya yol açabilir.

 Kalp cerrahisinde en çok korkulan hastalık grubu içerisinde aort damarı yırtılmasının olduğunu belirten Sönmez, bu hastalıkta ilk 48 saatin çok önemli olduğuna dikkat çekti. "Aort damar bir bisiklet lastiği şeklinde tüp gibidir, göğüs boşluğundan geçip kaslara giden bir ana damardır. Aslında çok kuvvetlidir, dayanıklıdır. Ama damar sertliği olan ileri yaş hastalarda yüksek tansiyon nedeniyle bir genişleme olur. Bu 5 Cm üzerine çıktığı zaman yırtılma ihtimali vardır. Bir yüksek tansiyon anında yırtıla bilir. Bu yırtık bütün aort boyunca devam edilebilir, sadece göğüs kısmında olabilir, karın kısmında olabilir. Aort 3 tabaka halindedir. Bir ceketin içerisine elinizi soktuğunuzda eliniz astar kısmına girerse boydan boya gider eliniz. Aortta da böyle olunca kan boydan boya gidiyor ve damar yırtılıyor. Eğer aortun içinde yırtılırsa yaşama şansı yüksek, ama aortun dışına doğru yırtılırsa bu hastaların çoğu hayatını kaybediyor."