CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Vize muafiyetine dair bu olumlu gelişmeleri biz de memnuniyetle karşıladık" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) haftalık olağan toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tüm önemli gündem maddelerinin MYK'da her hafta olduğu gibi bu hafta da tartışıldığını ifade etti. Böke, "Geçtiğimiz hafta burada konuştuğumuz önemli bir konu vardı Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanı İsmail Kahraman laikliğe, özgürlüğe ve cumhuriyete açık bir saldırı yapmıştı. Planlı ve bir hedef çerçevesinde söylenmiş olan bu sözlerin bizim kırmızı çizgimiz olduğunu buradan geçtiğimiz hafta hatırlatmıştık ve kendisini de anayasaya aykırı olan bu sözleri sebebiyle Türkiye'nin can damarı olan laikliğe karşı sarf etmiş olduğu sözleri sebebiyle istifaya davet etmiştik. Buradan bu istifa çağrımızı yineliyoruz" dedi.

"TÜM PARTİLER MECLİS BAŞKANINI İSTİFAYA ÇAĞIRMALI"

"Eğer AKP söyledikleri gibi bu sözleri kabul etmiyorsa, o zaman yapması gereken İsmail Kahraman'ı istifaya davet etmektir" diyen Böke, "Bütün Türkiye'yi temsil ediyor olan bir meclisin başkanına sarf etmiş olduğu anayasa karşıtı ortadayken bir güven duyulması mümkün değildir. Güveni kaybedilmiş olan bir Meclis Başkanının da Türkiye Cumhuriyeti'nin o meclisinde o koltukta oturması kabul edilemez" dedi.

"TÜRKİYE COĞRAFYASINA ROKETLER YAĞIYOR"

Türkiye coğrafyasına roketler yağdığını savunan Böke "Kilis aylardır bombalanıyor, roketler düşmüyor atılıyor. Sivil yerleşim yerleri hatta hastaneler roket atışı altındalar. Sadece 1 Mayıs Pazar günü 5 roket atıldı. Ocak 2016'dan bu yana yaklaşık 70 roket saldırısı oldu. Bilançosu 20 ölü, 80 civarında yaralı. Sınırda görev yapan ve can güvenliğini sağlamak için müthiş özveride bulunan askeri personelimiz günlerdir ağır bir saldırı altında. Daha birkaç gün önce Gaziantep Emniyet Müdürlüğü binasına bombalı araçla saldırı yapıldı. İki şehit verdik, 23 yaralı var. Peki bütün bu olanlar karşısında hükümet ne yapıyor? En iyi bildiği işi yapıyor, inkar ediyor, yok sayıyor. Hatta dalga bizimle geçercesine gerçekler ortaya çıkmasın diye bilgi paylaşımına engel oluyor, saçmalıyor. O kadar ki Kilis Valisi il merkezini hedef alan roketler için, ‘Bu füzeler tabii ki düşecek hava da mı asılı kalacaklardı?' diyor. ‘Yer çekimi var' diyor. ‘Süperman değilim ki roketleri hava da tutayım' diyor" şeklinde konuştu.

"IŞİD GÖZÜNÜ KİLİS'E DİKMİŞ"

"Üçüncüsü gerekli tedbirleri almak yerine hamaset yapmayı seçiyor" diyen Böke, şunları kaydetti:

"Ancak gerçek şu ki IŞİD gözünü Kilis'e dikmiş, gözünü diktiği topraklara roket atmaya devam ediyor ve AKP hükümeti sadece seyrediyor. Daha da vahimi dördüncüsü bu oyunu seyreden hükümet bunu bize bir doğal afet olarak sunmaya çalışıyor. Öyle ki AFAD tarafından akıllara ziyan bir broşür yayınlanıyor. Bu broşürün ilk cümlesinde roket yağmuru altında can güvenliği tamamen elinden alınmış olan ölümle burun buruna olan vatandaşlarımıza ‘sakin olun' diyor. Bu bir doğal afet değildir. Ortaya çıkmış bu tablo AKP siyasetinin bir sonucudur. Eğer bir afet varsa bu afet AKP'nin siyasetidir. Bu siyasetin en temel ayağı sorunsuzca uygulanmış olan maceracı, mezhepçi dış politikadır. Bu maceracı ve mezhepçi dış politika yaklaşımının maliyetini her gün vatandaşlarımız can güvenliklerinin tehditleriyle ödüyorlar. Kilis'te ödüyorlar, Bursa'da ödüyorlar, İstanbul'da ödüyorlar, Ankara'da ödüyorlar. Bütün Türkiye coğrafyası bu doğal afete sığınma dışında bir çare bulamayan hükümetin çaresizliği karşısında can güvenliklerinin tehdidi altında yaşıyorlar. AKP'nin sadece dış politikası çökmemiş güvenlik politikası da çökmüştür. Bunun ötesinde bu politikasızlık içerisinde bizlerin can güvenliğini sağlamak için kendi canlarını feda etmeye hazır olan güvenlik güçlerimizden, şehit olanların ailelerine ve gazi olanları da hiçe sayacak yaklaşım sergiliyorlar. Öyle ki şehitlerimizin ailelerine ve gazilere yeterince değer vermiyorlar."

"TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda Genel Başkanın imzasıyla kapsamlı bir kanun teklifini meclise sunduklarını ifade eden Böke, "Biz terörle mücadele konusunun söze gelince mangalda kül bırakmayanlara karşı bir kanun tasarısıyla yapıyoruz. Biz vatandaşımızı yanında duruyoruz. Bizlerin can güvenliği için kendi canlarını hiçe sayanları ve onların değerli ailelerine hak ettiği değeri verecek kanun teklifi hazırladık. Bu mangalda kül bırakmayanların terörle mücadele verenlerin mağduriyetlerini giderip gidermeyecekleri de bu kanun teklifinin kabul edilip edilmeyeceği ile ortaya çıkacaktır. Biz tüm tekliflerimizin olduğu gibi bu teklifin ve bu sürecin de takipçisi olacağız. Türkiye'yi yönetenleri bir kez daha uyarıyoruz, halkımızın can güvenliğini sağlamak iktidarın sorumluluğudur. Vatanımızın sınır güvenliğini sağlamak iktidarın sorumluluğudur. ‘Dünyada oyun kurucu olacağız' deyip dünyaya oyuncak oluyorlar. Bu politikaların acilen değişmesi gerekmektedir. Eğer hükümet bu en temel görevlerini yerine getirmiyorsa o zaman o koltuklardan hızla kendilerinin kalkması gerekmektedir" diye konuştu.

"VİZE MUAFİYETİ BİZİ DE MEMNUN ETTİ"

Böke, Avrupa Birliği'nden vize muafiyetine ilişkin olumlu gelişmeler ile ilgili ise, "AB yolundaki gelişmelere dair yeni haber sunuldu. Vize muafiyetine dair bu olumlu gelişmeleri biz de memnuniyetle karşıladık. Avrupa'nın evrensel değerler kapsamında kendi vatandaşları için hak gördüğü her şeyi biz de aynı evrensel değerlerle yaşaması gerektiğine inandığımız vatandaşlarımız için hak görüyoruz. Bu değerlerin Türkiye'de gerçeğe dönüşmesi için atılacak her adımın destekçisi olmaya devam edeceğiz. Süreci takip ediyoruz, süreç sonuçlanana kadar da bu evrensel değerler kapsamında sürecin işletilmesi için uyarılarımızı yapmaya ve Avrupa Birliği yolunda atılacak adımlara destek vermeye devam edeceğiz. Ancak unutmayalım bizim tek bir önceliğimiz var oda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının evrensel değerler kapsamında bir yaşama ulaşmalarıdır. Geri kalan her şey bu hedef için bir araçtır. Araç değil nihai hedef önemlidir. Bu sebeple de ortaya çıkacak olan sürecin sonucunun değerli olduğunu ancak bu sonucun en kıymetli yanının da evrensel değerler olduğunun da altını çizmek istiyoruz. Türkiye'de ortaya çıkan bütün gelişmeleri takip edip değerlendirmeye devam ediyor olacağız" dedi.