İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde İstanbul Kongre Merkezi'nde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'nin Türkiye'nin müzakeresi için görüşme yapacağı gün öncesinde resti çekti.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları,

AB'YE REST
"Biz, Avrupa Birliği'nin değerlerine pek çok üye ülkeden daha fazla sahip çıktığımızı bugüne kadar sayısız kez ortaya koyduk. Ancak, Batılı muhataplarımızdan kulağa hoş gelen sözlerin ötesinde somut bir destek görmedik. Tam tersine taahhütlerin hiçbiri gerçeğe dönüşmedi, verilen sözler yerine gelmedi."

"Yarın Avrupa Parlamentosu'nda bir toplantı olacak ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki şu anda buradan söylüyorum, ekranları başında izleyen tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 15 Temmuz gecesi demokrasi ve istiklali için canlarını ortaya koymuş bir milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz. Bu ülkenin istikrar ve istikbal mücadelesi orada ellerin havaya kalkıp inmesiyle kesintiye uğrayacak değildir. Bu millet tatlı su demokratı olmadığını, iradesine, özgürlüğüne ve onuruna sahip çıkmak için gerekirse canını feda edebileceğini 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ispat etmiştir. Bu oylamanın siyasi bir bağlayıcılığı olmasa da açıkçası verilmek istenen mesajı benim hazmetmem mümkün değildir. Avrupa Parlamentosu'nun böyle bir oylamaya gitmeye tevessül etmesi dahi terör örgütlerine kol kanat gerdiğinin, onların yanında saf tuttuğunun ifadesidir."

ABD'YE SERT ELEŞTİRİ
"En son Amerikan Kongresi'nin 11 Eylül terör hadisesi konusunda aldığı kararı biliyorsunuz değil mi? Ne kararı aldılar? Dediler ki 'Bu iki kuleyi Suudi Arabistan vurdu, öyleyse bunun bedelini Suudi Arabistan'dan alacağız. İsteyen Suudi Arabistan aleyhinde dava açabilir.' Başlattılar mı? Dava açmaya başladılar. Böyle mantıksız bir şey olabilir mi? Her ülkenin içinden terörist çıkar mı? Çıkar. Sen şimdi benim ülkemden bir terörist çıktı diye nasıl oluyor da bir devleti, bir ülkeyi cezalandırıyorsun. Böyle bir şey olabilir mi? Ama Amerikan Kongresi böyle bir kararı alabilme cüretini gösterdi. Bakın şimdi yeni bir adım daha atıyorlar. Onu da söyleyeyim. Yine Amerika. Kuveyt Türk ve Kuwait Foundation. Bunların bankalarıyla ilgili teröre destek verdikleri düşüncesiyle şimdi bunlara yönelik de aynı oyunu, aynı numarayı çevirmek istiyorlar."

EĞER BUNLAR BİRİNE DİKATATÖR DİYORSA...
"Olaylar karşısında susarsak, bir şey demezsek, Batı'ya selam duran eli kanlı tiranları kırmızı halılarda ağırlamayı, kendilerini eleştirenleri ise diktatör olarak yaftalamayı bunlar sürdüreceklerdir. Eğer bunlar birisine 'diktatör' diyorsa benim indimde o iyidir. Ecdadımız da değerlendirmeyi böyle yapmış. 'Filanca mı dedi, o zaman onun tersini düşün...' Ben de şimdi bunlar birilerine diktatör mü diyor, orada tam tersini düşüneceksin, o insan gayet iyidir. Çünkü onların çıkarlarına gelmiyor. Şimdi ABD bir seçim yaşadı değil mi? Hesap tutmadı. Hesap farklıydı, seçimi Trump kazandı. Amerika'da Trump'a ne demeye başladılar? Diktatör demeye başladılar. Avrupa'nın değişik ülkelerinde sokaklara döküldüler, diktatör demeye başladılar. Hani demokrattınız? Demokrasi sandık değil mi? Sandıktan çıkan neticeye saygı değil mi? Sandıktan çıkan neticeye niye saygı duymuyorsunuz? Sandıktan şimdi böyle bir netice çıktı, Trump çıktı, saygı duyun. Bize de geliyorlar diyorlar ki 'Bak Trump, Müslümanların aleyhinde konuştu, İslam'ın aleyhinde konuştu'... Biz siyasette bu tür şeylerin hepsine alışığız. Bugün böyle konuşulur, sonra bu yanlış düzeltilir. Fakat biz burada kalkıp kesinlikle oyuna gelmememiz lazım."