"Darbeler oldu, acılar çektik"

Bütün Türkiye'nin yaz döneminde turist kaynamasını, herkesin  kazandığı, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye'yi arzu ettiklerini anlatan  Kılıçdaroğlu, güzel ülkenin kanla, gözyaşıyla acıyla kurulduğunu vurguladı.

Bu süreçte darbelerin yaşandığını, acıların da çekildiğini dile  getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mısır'da darbe olduktan sonra idam kararları verildi. Geçen dönem  milletvekili olan eski iki büyükelçimizi Mısır'a gönderdik. Gidin, sakın ola ki  siyasi idamlar gerçekleştirmesinler, yapmasınlar. Çünkü siyasal idamların bir  toplumun yaşamında ne kadar derin travmalar yaşadığını öğrenmek istiyorlarsa  gelsinler, Türkiye'ye baksınlar. Elbette darbeler oldu, acılar çektik. Sadece  darbeden mağdur olanlar değil, Aydın olan, ülkesinin geleceğini düşünen,  ülkesinin çağdaş uygarlığı yakalaması için mücadele eden, o yola kendisini adamış  pek çok kişi ve kurumu da derinden üzmüştür. Darbecilerin bir özelliği vardır.  Darbeciler kendi hukuklarını oluştururlar, kendi geleceklerini garanti altına  almak için. Anayasalara özel hükümler koyarlar. Kendi gelecekleri şu veya bu  şekilde sorgulanmasın diye. Kendilerini güvenceye alırlar. 12 Eylül darbesi bunun  en tipik örneklerinden biridir."

Kılıçdaroğlu, darbecilerin anayasayı, seçim yasasını kendilerine göre  yaptığını, siyasi partiler yasasını, ceza hukukunu, terörle mücadeleyi  kendilerine göre düzenlediğini, bunların bağımsız yargıya, düşünce özgürlüğüne,  hukukun üstünlüğüne karşı olduğuna dikkati çekti.

Kongre süreci

1 Kasım'da seçimlerin olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Sayın  Davutoğlu ve mensubu olduğu parti yüzde 49,5 oy aldı. 23 milyon 600 bin kişi  gidip sandığa Adalet ve Kalkınma Partisi'ne şu veya bu gerekçeyle oyu verdi.  Sayın Davutoğlu, hükümeti kurmakla görevlendirildi. Parlamentoya geldi hükümeti  kurdu. Güven oyu almak için hükümet programını parlamentoya getirdi ve güven oyu  da aldı. Bütün kurallar meşruydu, hiçbir sorunumuz yoktu. Böyle baktığımız zaman  23 milyon 600 bin kişinin oyunu alan bir siyasal partinin genel başkanı saraya  davet edildi ve elinden istifa dilekçesi alındı." değerlendirmesini yaptı.
"Artık Türkiye darbeleri geride bıraktı" diye düşünürken, 4 Mayıs'ta  bir saray darbesiyle karşı karşıya kaldıklarını iddia eden CHP Genel Başkanı  Kılıçdaroğlu, bunu bütün aydın, esnaf, akademisyen, öğrenci olsun herkesin bir  yere yazması gerektiğini vurguladı.
Yeni bir darbe olgusuyla Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya  kaldığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"21. yüzyılın Türkiyesi bir darbe hükümeti tarafından  yönetilmemelidir. Şimdi seçimler yapılıyor, daha doğrusu yarın Adalet ve Kalkınma  Partisi'nin kongresi yapılacak. Ne deniyor? 'Genel başkan seçeceğiz'. Belli oldu  ama genel başkan belli oldu. Ne diyorlar,  biz genel başkan adayını istişareyle  belirledik. Peki siz istişareyle mi Davutoğlu'nu gönderdiniz? Hayır. Halkı  kandırmak için yapıyorlar. Bir kişinin iki dudağına hapsedilmiş bir siyasi parti  var. O partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. O partiye oy veren bütün  yurttaşlara, şu açık çağrıyı yapmak istiyoruz. Yüzde 49,5 oy almış, Meclis'ten  güven oyu almış Sayın Davutoğlu'nun elinden istifa dilekçesinin alınması sizin  vicdanınızı sızlatıyor mu sızlatmıyor mu? Bunun cevabını gerçekten merak  ediyorum. Ahlaki olarak da sormak istiyorum; 23 milyon 600 bin insanın oyunun çöp  sepetine atıldığı bir sürece demokrasi denebilir mi? İstişareymiş, hangi  istişareden söz ediyorsunuz. Efendim, 'biz temayül yoklaması yapıyoruz. Nasıl  yapıyorlar, sandığa oy atıyorlar. Açmıyorlar hemen, saraya gönderiyorlar, saray  açacak. Bu mu dur temayül yoklaması bu mudur gizli oy açık sayım."

Kılıçdaroğlu, demokrasinin özünün gizli oyla, açık sayım olduğunu  ifade ederek, gizli oy gizli sayım yapıldığını ve buna demokrasi dendiğini  söyledi.
Hiç kimsenin kendilerini aldatmaması gerektiğinin altını çizen  Kılıçdaroğlu, "Bu darbenin diğer darbelerden farkı var mı? Elbette var. Bu darbe,  darbeyi yapan yol arkadaşlarına karşı darbeyi yapmıştır, kardeşim dediği kişiye  darbeyi yapmıştır. Elinden istifa dilekçisini alırken, Davutoğlu sesini bile  çıkaramamıştır. Böylesine bir süreci maalesef yaşadık." dedi.

"Bu darbeci yeni başbakan adayını gündeme getirecek ve yarın yeni  başbakan adayı seçilecek." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye, yeni bir sürecin içinde bir darbe hükümeti tarafından  yönetilen bir ülke konumuna gelmiş olacağız yeni süreçte. Bir darbe hükümeti  tarafından yönetilen Türkiye. Efendim bu başbakan düşük profilli olacak,  doğrudur. Düşük profilli olacak ama bu başbakan adayının geçmiş sicili, siyasi  sicili, ekonomik sicili çok temiz olan birisi değil. Kirlilikten beslenen bir  süreci hep beraber yaşayacağız. En tipik özelliği de havuz medyasını oluşturan  temel aktörlerden birisidir."

Dokunulmazlıkları kaldırılması

Dün parlamentoda dokunulmazlıkları konuştuklarını anlatan  Kılıçdaroğlu, "Ve karar çıktı. Dokunulmazlıkların kaldırılması TBMM'nin bir  kararıdır. Bizim tavrımız ta başından beri belliydi. Parti programımızda yazıyor,  kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıklara karşıyız. Kürsü  dokunulmazlığını savunduk her yerde, savunmaya devam edeceğiz. Ama bizim  getirilen düzenlemeye itirazlarımız oldu, onları da gayet açık, net bir şekilde  kamuoyunda, parlamentoda paylaştık. Ama yeterince paylaştığımız kanısında  değilim. Milletvekili arkadaşlarımızın bunları yeterince dillendirdiği kanısında  da değilim. Hepimize görev düşüyor." diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin bu süreci ve yaşanan bu süreç sonrasını  çok net bir biçimde halka anlatmasını isteyerek şu ifadeleri kullandı:
"Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı hariç kalksın,  güzel. Peki bakanların dokunulmazlığı niye kalkmıyor, hangi gerekçeyle kalkmıyor?  Hiçbir bakanın dokunulmazlığı kalkmadı, başbakanın da dokunulmazlığı kalkmadı.  Bunun çok iyi anlatılma lazım. Milletvekiline dokunacağız ama milletvekili olan  bakana dokunamayacağız. Niçin? Onun ayrıcalıkları var. Biz bu ayrıcalıkları her  ortamda reddettik, söyledik."
İhaleye fesat karıştıran, adam kayıran, yolsuzluk yapan kişilerin  dokunulmazlığının olmaması gerektiğine işaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu,  milletvekili dokunulmazlığının aslında soruşturmasının ertelenmesiyle ilgili bir  olay olduğunu, milletvekiliyken soruşturma açılmadığını, milletvekili  seçilmedikten sonra yan soruşturmanın açıldığını kaydetti.