Sur İlçesi'nin Cevatpaşa, Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerinde hendek kazan, barikat kuran, el yapımı patlayıcı tuzaklayan PKK'lılara yönelik 2 Aralık 2015 günü başlatılan operasyonlar kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasağı halen 5 mahallede devam ederken, dün saat 08.00'den itibaren 3 mahallenin 14 sokağında uygulanan yasak kaldırıldı. HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, beraberinde milletvekilleri Nursel Aydoğan, Sibel Yiğitalp'in de aralarında bulunduğu partililerle birlikte yasağı kaldırıldığı Hz. Süleyman Caddesi üzerindeki esnafları ziyaret etti. Ziyaret sırasında esnaflar HDP'lilerle yaşadıkları sorunları dile getirdip, ekonomik anlamla büyük zarara uğradıklarını ve kepenkleri kapatma noktasına geldiklerini anlattı.

Ziyaret sırasında 10 kişilik esnaf grubu HDP'lilere tepki gösterip, yuhaladı. Tepki gösterenler, "Niye buraya geliyorsunuz? Gidin buradan" diye tepkilerini dile getirdi. Bu sırada HDP'lileri koruyan polis ekipleri araya girerek, esnafları sakinleştirip uzaklaşırırken, gerginlik büyümeden önlendi.
Dabanoğlu Mahallesi'nin sokağa çıkma yasağını kalktığı bazı sokaklarında incelemelerde bulanan HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Sur İlçesi'nde yaşanan tahribata tepki gösteren Baluken, "Sokağa çıkma yasağının bittiği sokaklarda, 6 aya aşkın bir süredir Kürt illerinde uygulanan vahşet yıkım ve katliam tablosunun bir özetini görüyoruz. 21'inci yüzyılda düşünün ki, bir ülke, kendi yurttaşına karşı tankları, topları, ağır zırhlı araçları kullanarak, kent merkezinin kalbinde yıkım tablosu oluşturmuş. Ve bunu hukuka ve kendi yasasına aykırı bir şekilde yapmış" dedi.

Baluken açıklamasında, Dokunulmazlıklarla ilgili Meclis'ten çıkan kararı HDP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götüreceği esnada CHP'nin desteği konusuna da değinerek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekillerine yaptığı uyarıya tepki gösterdi. Baluken, şunları söyledi: "CHP'nin bu darbe teklifiyle ilgili tutumundan rahatsız olan çok sayıda milletvekilinin olduğunu biliyoruz. 100'e yakın milletvekilinin Antalya kampında da bu konuyu gündeme getirdiklerini ve çok sert tartışmaların yaşandığını biliyoruz. Bu rahatsızlığını dile getiren milletvekilleri arkadaşlar Anayasa Mahkemesi'ne anayasa aykırı bu madenin iptal edilmesi için başvurmayı düşündüklerini bize illettiler. Ancak bu konuda Sayın Kılıçdaroğlu'nun milletvekillerini tehdit etmesi tam bir Erdoğan taklidine başvurma yöntemidir. Uzun süredir sarayın savaş ve darbe planlarına eklemlenen bir Kılıçdaroğlu pratiği vardı. Ancak son çıkışla birlikte artık bu eklemlemelerin yeterli olmadığını, onu taklit etmenin daha doğru olduğunu düşünmüş olacak ki, Sayın Kılıçdaroğlu, milletvekillerine baskı kurmaya çalışıyor. 'İmza veririnseniz ya istifa ederseniz, ya HDP'ye gidersiniz' diyor. Gizli oylama sırasında Erdoğan'ın komiserlerinin AKP'li milletvekilleri üzerinde oluşturduğu baskının bir başta türüdür. Milletvekili iradesini hiçe saymadır. AKP gibi biat kültürüne dayanan, yıkımı esas alan faşist partilerde bu tabloyu görmeye alıştık ama kendisini sol, sosyal demokrat gören partinin genel başkanı milletvekillerinin iradesi üzerinde bu şekilde baskı kurma hakkının olduğunu düşünmüyoruz. O denenle Kılıçdaroğlu'nun açıklaması ne olursa olsun, CHP'li milletvekillerinin kararlı bir şekilde anayasa aykırı olan bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmek için ya kendi tekliflerine sahip çıkmalarını ya da bugün yarın kamuoyuna deklere edilecek olan HDP'nin metnine imza atmalarını bekliyoruz. Doğru olan tutum budur. Demokrasiden, barıştan, özgürlüklerden yana olan bütün halklarımızın CHP'den beklentisi de budur."