2002-03 sezonunda 23 milyon dolar gibi astronomik bir ücretle Fenerbahçe'ye transfer olan Ariel Ortega, sarı lacivertli forma altında Türkiye'de yaşadığı 4 ayı otobiyografisinde anlattı. 

Türkiye'de işkence yaşadığını söyleyen Ortega o günlerini şöyle anlattı,

"Transfer bana son anda haber verildi"
"Fenerbahçe bonservisim için istenilen parayı yatırdı ve benim rızam olmadan transfergerçekleşti. Her zaman olduğu gibi menajerim de transferden alacağı komisyonu düşünüyordu ve beni apar topar bir uçağa bindirdiler. Transferin bana son anda haber verildiği kişi olarak Türkiye'ye gitmek dışında bir seçeneğim bulunmuyordu. Daha ilk andan itibaren bu ülkenin bana göre olmadığını anlamıştım."

"Orta sıralar için mücadele ediyorduk"
"Takım içinde İspanyolca bilen bir kişi bile yoktu. Kimseyle bir şey paylaşamıyordum. Yanıma bir tercüman vermişlerdi ve bütün zamanımı onunla geçirmek zorundaydım, benim adeta bodyguardım gibiydi. Teknik direktörün dediklerini ve verdiği taktikleri ne antrenmanlarda ne de maçlarda anlamıyordum. Saha içinde takım arkadaşlarımı anlamıyordum. Ben her zaman büyük hedefler peşinde koşan kazanmaya aç takımlarda oynamayı sevmişimdir. Ama orada öyle olmadı, o sezon orta sıralar için mücadele ediyorduk."

"4 ay işkence gibi geçti"
"Takımda yalnızlığımı paylaşabileceğim bir arkadaşım bile yoktu. Soyunma odasındaki ve takım içindeki bu durum öyle basit bir şey değildi. Oysa arkadaşlar arasında bir şeyler paylaşmak futbolun en hoş taraftarlarından biridir ve sağlam takım kimyası oluşturmak için gereklidir. Orada bulunduğum 4 ay benim için işkence gibi geçti."

"Taraftarımızı çıldırmıştı"
"Kötü hissettiğim bu periyotta her şeye rağmen 14 maça çıktım ve 5 gol attım. Bu gollerden biri benim için çok önemliydi. Türkiye'nin en büyük derbisinde, Galatasaray'ı 6-0 yenmiştik ve ben de bir gol atmıştım. Bu sonuç en farklı skor olarak rekabetin tarihine geçti. Taraftarlarımız adeta çıldırmıştı, gerçi Türk taraftarların ne kadar agresif ve fanatik olduğu biliniyordu ama tribünler hep doluydu ve insanlar zaferleri sokaklarda kutluyordu."

"Kontratımı nasıl fesh ederim"
"Ama benim kafamın içinde hep aynı soru vardı: 1.5 yıllık kalan kontratımı nasıl feshederim? Ve bunu yaparken menajerim, ben ve kulüp yönetimi arasında hiçbir soruna imkan vermeden orta yolun bulunması gerekiyordu. Bu çok hassas bir konuydu. Ancak Türk yöneticiler hiçbir şart altında uzlaşmaya yanaşmıyorlar ve kontratımı Fenerbahçe forması altında tamamlamamı istiyorlardı."

"Türkiye'den kaçtığımı için..."
"Bu işi çözmek için artık bana başka bir yol kalmamıştı. İşi kendi yöntemimle bitirecektim. Bir sabah uyandığımda eşyalarımı topladım ve Buenos Aires'e gidecek ilk uçak için havalimanına gittim. Arjantin Milli Takımı'ndan davet almıştım ve uçağa bindiğimde artık geri dönülmez bir yola gireceğimi biliyordum. Dönmeyecektim. Havalimanında saatler geçmek bilmiyordu. Uçuş kartını alıp uçağa binişimi yaşarken bir sonsuzluğun içinde gibiydim. Türkiye'den kaçtığım için asla pişman olmayacağım."