Blok zincir ve buna alt teknolojilerdeki gelişmelerin, projelerin, fikirlerin ve yeniliklerin ardı arkası kesilmiyor. Tez hayatın her alanına, her iş koluna, sektöre sirayet ediyor. Peki blok zincir teknolojisi, farklı alanlara yönlendirilmiş kayıt defteri teknolojisinin üzerine inşa edilebilecek tek alternatif mi yahut gelecekte blok zincire alternatif diğer seçenekler de görecek miyiz?

Dağıtılmış kayıt defteri teknolojisi

Ilk Önce blockchain'in temelini oluşturan dağıtılmış tescil defteri teknolojisinin (DLT - Distributed Ledger Technology) ne olduğunu bir hatırlayalım. DLT, bir network üzerindeki katılımcıların birbirlerini tanımadan ve birbirlerine güvenmeye de gerek duymadan bir us birliğine varabilmesini muhtemel kılıyor. Çeşitli tescil defteri teknolojisinde evraklar eşzamanlı bilgi erişimine açıktır ve bu bilgilerin sürekli olarak güncellenmesini değiştirilemez ve kandırma karıştırılamaz bir şekilde sağlar.

Aslında bu teknolojinin en kayda değer özelliği adından da anlaşılacağı gibi çeşitli olmasıdır. Bir işlemi, gücü elinde tutan tek bir birey veya firma yerine dünyanın değişik yerlerine dağılmış, o ağa erişimi olan node'lar onaylar. Bu konuda daha derine dalmak isterseniz şu makalemizdeki Bizans Generalleri Problemi bölümüne göz atabilirsiniz.

Değişik tescil defteri teknolojisi bu vesile ile üçüncü partiyi yani merkezi otoriteyi aradan çıkartarak işlemleri güvenli, içten ve transparan bir şekilde gerçekleştirmeyi başarıyor.

Blok zincir teknolojisi nedir?

Gerçekten sizlerle başlangıçta 2015 yılında bu sorunun cevabını paylaşmıştık. Blok zincir teknolojisi, değişik kayıt defteri teknolojisinin bir formu olarak öne çıkıyor. Bunu art arda eklenen bloklar vasıtasıyla yapıyor. Bir blok, sözgelimi Ayşe'nin Megumi'ye, Hans'ın George'a yolladığı kripto varlıkları kaydediyor. Blok içine sığacak değin data süre damgalarıyla birlikte yazıldıktan daha sonra mühürleniyor ve bir sonraki blok açılıyor. Böylece bilgi üzerinde aldanma yapılamıyor. Bunu bir muhasebe defterinin sayfaları gibi düşünebiliriz. Muhasebe defterinde de kayıtlar tutulurken her sayfa numaralandırılıyor. Araya ekleme, aradan tümdengelim olmasın diye blok zincirde de buna benzer bir usul kullanılıyor. Her bloğun eşsiz bir hash kodu olmakla birlikte her blok bir önceki bloğun hash kodunu, bir nevi parmak izini taşıyor. Genesis bloğu hariç. Çünkü genesis bloğu birincil blok oluyor. Bu sistem sadece data eklemeye ve görüntülemeye müsade veriyor. Silme ve değiştirme yapılamıyor.

Blok zinciri teknolojisi Bitcoin ile geldiği için konuyu Bitcoin üzerinden örnekleyeceğim. Sahip olduğu alana yazılmak üzere kullanılacak olan yeni blokların çıkarılması için meslek kanıtı dediğimiz (Proof of Work / PoW) bir mutabakat izleniyor. Madencilerin yaptığı da iyice budur. Bunun oldukça yüksek enerji harcayan ve maliyetli bir işlem olduğunu belirtelim. Madenciler yüksek işlemci gücü kullanarak kazdıkları her blok için, başka bir deyişle çözdükleri her parola için sistem göre Bitcoin ile ödüllendiriliyorlar. Toplamda 21 milyon adet çıkacak olan Bitcoin de piyasaya bu şekilde arz edilmiş oluyor.

Peki diğer nasıl olabilir ama?

2012-2016 yılları aralarında Amerikalı yazılımcı Leemon Baird kadar geliştirilen Hedera Hashgraph hafıza birliğini virtual voting ve gossip about gossip (söylenti hakkında rivayet) yöntemlerini birlikte kullanarak sağlıyor. Bu Nedenle işlemler daha çabuk ve daha tehlikesiz bir şekilde gerçekleşiyor. Sürat derken saniyede 10 binden artı işlemi kastediyoruz.

Hashgraph'in gossip about gossip us birliği mekanizması 

Bu sistemde işlemler öteki node'lara mesaj olarak gidiyor. Mesajı alan node, aralıksız ve rastgele olarak bu mesajı bir başkasına yolluyor. Nihayetinde ağdaki bütün node'lar işlemden farkında oluyor. İşlemin her node'a varmak zamanları alınıyor ve ortalama olan saat işlem saati kabul ediliyor. İşlemler buna tarafından sıraya konuyor.

Yollanan tüm mesajlar şu 5 elementi içeriyor:

Gönderenin imzası Zaman damgası İşlemin kendisi Gönderenin hash kodu Alıcının hash kodu

Grafikte gördüğünüz her daire bu 5 elementi içerir ve bu şekilde bütün ağa yayılır. Başka bir deyişle, birbirleriyle nasıl konuştuklarının bir geçmişi kaydedilmiş olur. Hatta bu geçmiş, yukarıdaki grafiği görünür kıldığından buna şöyle de diyebiliriz: nasıl konuştukları (grafiğin kendisi) hakkında konuşuyorlar (grafiği yaratıcı elementler). Yani Gossip About Gossip. Grafiğin kendisi bundan böyle bir manada görünür olduğundan hem bir operasyon yapmaya gerek yoktur. Virtual voting aracılığı ile stake ettikleri $HBAR tokeni oranında otomatik olarak oy verirler.

Virtual voting nasıl çalışır ve güvenliği nasıl sağlar?

İzinli bir farklı alanlara yönlendirilmiş kayıt defteri ağında bulunan node'lar birbirlerini tanıdıkları ve güvendikleri için kabul etme sistemi, ‘birey başı bir oy' yaklaşımına göre çalışabilir. Bir işlem ağdaki node'ların üçte ikisi kadar onaylandığında zihin birliğine varılmış olur ve operasyon gerçekleşir. Mesela Hedera Hashgraph birincil çıktığında bu yöntemi kullanıyordu.

Herhangi birinin node olabileceği, halka açık izinsiz tescil defteri ağlarında ise ağ saldırıya açıktır. ‘Birey başı bir oy' yaklaşımında fena niyetli bir aktör kolaylıkla ve az kalsın maliyetsiz olarak sınırsız sayıda sanal node yarattığında (Sybil saldırısı) sistemi yanıltma gücüne sahip olur. Bu yüzden Sybil saldırılarına karşı korunmak için oy gücü, stake edilen $HBAR adedine kadar belirlenir. Stake edilen her $HBAR token'i başına bir oy hakkı verilir. Bu Nedenle agresif istediği sayıda sanal node yaratsa da, saldırganın stake ettiği miktar aynı kalacağından saldırıyı tek başına gerçekleştirmiş olur. Bu da üçte iki çoğunluğu elde etmesi için tatmin edici olmaz. Bu yöntemde saldırganın tüm piyasa hacminin üçte ikisine sahip olması gerekir. Bu da teknik olarak ilk 5 sene mümkün değildir. Ardından ise piyasa hacmi genişleyeceğinden, tek bir işleme hücum etmek için milyarlarca dolar harcamak pek de akla yatkın olmayacaktır.

Hashgraph ile Blockchain arasındaki farklar

İşlem hızı: Hashgraph kendinden önceki teknolojilerine tarafından çok daha seri işlemler sağlıyor. Gossip about gossip protokolü doğru işlemler daha hızlı gerçekleşiyor çünkü gereken veri çok daha küçük ve eşzamanlı paylaşım sayesinde kısa zamanda daha fazla node'a ulaşıyor. Bu da saniyede en düşük 10 bin işlemi garanti ediyor.

Buna karşılık Bitcoin'in sıradan saniye başı işlem sayısı yalnızca 3 ve Ethereum için ortalama 12! Bu sayıları göz önünde bulundurduğumuzda farkın boyutu daha basit anlaşılıyor.

Zihin birliği mutabakatı: Gerçekte Blockchain üstünde kurulan farklı alanlara yönlendirilmiş kripto paralar Proof of Elapsed Time, Proof of History, Proof of Stake gibi öbür kriptografik algoritmalar ve ayrı düşünce birliği mutabakatlarını kullanmakta.

Hashgraph ise akıl birliği olarak virtual voting sistemini Proof of Stake ile birlikte kullanıyor. Başkaca bir algoritmaya lüzum duymadan kusursuz, düşük maliyetli ve yüksek performanslı bir sistem sunuyor. Hem bunu gerçekleştirmek için Bitcoin'in Proof of Work'ünde olduğu gibi yüksek işlem gücüne ve elektrik tüketimine gereksinim duymuyor.

Verimlilik: Blockchain teknolojisinde kaynaklar ara sıra boşa harcanabiliyor. Blok yaklaşımı madencilere bazen zorluk çıkartıyor. Benzer anda iki blok kazıldığında birinden birini seçmek gerekiyor. Diğeri de çöpe gidiyor. Çöpe giden tabi aynı zamanda harcanan onca işlemci gücü ve elektrik oluyor.

Hashgraph, blok yaklaşımını kullanmadığı için böyle bir problemle karşılaşmıyor. Gossip about gossip protokolü sayesinde bütün network işlemlerden farkında olan oluyor ve hiçbir kaynak boşuna harcanmıyor. Bu usul yüzde yüz verimli kabul ediliyor.

Telif: Blockchain açık kaynak bir teknoloji olduğu için isteyen cümbür cemaat bunun üzerinde dapp, kripto para vs. kurabilir, yeni projeler geliştirebilir ve sistemi daha büyük, daha belli başlı cereyan yapmaya katkı maddesi sağlayabilir. öte taraftan Hashgraph patentlidir.

Bu özellikleriyle Hashgraph Blockchain'in bir üstteki versiyonu olabilir gibi görünüyor.

Bitcoin öncülüğünde başlayan çeşitli kayıt defteri altyapısı, Ethereum göre geliştirilip programlanabilirlik getirildi. Lakin bu öncü sistemler bir emniyet seviyesine ulaşabilmek için işlemleri yavaş geçiriyor ve bol miktarda elektrik tüketiyorlar. Yüksek bant genişliği talep eden bu sistemler kolay bir kripto para transferi için bile epeyce yüksek ücretler istek ediyor.

Peki Hashgraph bir başyapıt mı?

Hemencecik yanıt verelim: Hayır! Hashgraph ile ilgili en büyük can sıkıntısı sahiplenme modeli ile ilgili.

Hashgraph daha önce de bahsedildiği gibi, blockchain atalarından farklı olarak Swirlds kadar patentli. Bu şirket, Hashgraph'in geliştiricisi Leemon Baird'e ait. Bu noktada teknolojinin, Hedera firmasına kârın yüzde 10'u karşılığında lisanslandığını belirtelim. Bu da Hashgraph'in her ne kadar inanılmaz bir sistem gibi görünse de olur ya asla halka açık, halka ait olamayacağı anlamına geliyor.

Blockchain'in başarısını sağlayan ve sürdüren en önemli etkenlerden biri ise açık kaynak kod kullanılması ve dünyanın her yanından geliştiricilerin katkıda bulunmasına imkân tanıması. Açık kaynak, toplumda güven sağlayıcı bir öğe. Keza, blockchain hareketinin de manâlı bir elementi.

Hashgraph'in blockchain'i devirip deviremeyeceğini zaman gösterecek.

Her geçen gün gelişmeleri hayranlıkla peşine düşüp takip ettiğimiz bu zamanlar bize gösteriyor ama bizi şaşırtacak daha birçok gelişme yolda.

Kaynak: webrazzi.com URL: https://webrazzi.com/2022/05/19/blockchain-sadece-bir-baslangic-olabilir-mi