Insider, Türkiye'den yazılım Unicorn'u içeri almamak için hangi adımları izledi? Hande Çilingir ve Insider ekibi Unicorn oldukları "O Lahza" neler hissetti? 3  "Girişimci ile O Lahza" serisinde başarılı girişimlerin dönüm noktalarını mercek altına alıyoruz. 

Serinin beşinci bölümüne Insider Kurucu Ortağı ve CEO'su Hande Çilingir davetli oldu. Insider'ın dönüm noktası olan "O An"ları konuştuk.

Hande Çilingir'e ürünü yayına alırken en çok zorlandığı anı sorduğumuzda,  MVP (minimum viable product) süreçlerinde zorlandıklarını aktardı. Ürünün birincil meydana çıkan halinin çalışabilir ve pazara en uygun ürün olduğunu belirlediğiniz süreçte Türkiye'de fazla pozitif uzmanlığımız olmadığını belirttti. Bunları olmak için yurt dışından çok artı global şirketten zihin almaya çalıştıklarını dile getiren Çilingir, bundan 8 sene önce mahsul müdürü tayin ve pozisyonunun Türkiye'de fazla az olan bir pozisyon olduğunu da sözlerine ekledi. Çilingir; "Bu süreçleri uygulamakta ve öğrenmekte, o bilgiyi elde etmekte birazcık zorlandık. " dedi. 

Zorlandığımız tekrar bir fazla bölge var. Oysa bu kullandığımız yazılım dilinin bilen yazılımcılar bulmak da olsa, bence tekrar en zorlandığımız şey, girişimciler olarak fazla şeyi aynı anda yapabilme merakımızın bizi "en az viable product "dediğimiz yani ürünün çalışabilir en minimum halini çıkartma noktasında bizi bir türlü istediğimiz noktaya getirememesiydi. Çünkü biz istedik fakat; şu özelliği de ekleyelim, şurasına şunu da koyalım, işte böyle bir özellik de olsun ürünün içerisinde... yani en düşük viable product hiçbir vakit gelmedi. 

Hande Çilingir bu noktada girişimcilere mahsul sürecini uzatmamaları ve çalışabilir bir versiyonda ürünü çıkartarak pazara götürmelerini ve birincil geri bildirimleri almalarını tavsiye etti. 

Küresel pazarda rekabet dinamiklerini sorduğumuzda gelişmiş girişimcilik ekosistemlerinden meydana çıkan şirketlerin fonlara, bilgiye ve deneyime çabuk erişimi olduğunu söyledi.

"Bizim ne yazık ancak böyle bir erişimimiz yok. Biz bu erişimlerin hepsini, yıllar içinde uzun zamanlar harcayarak sağladık. Dolaysıyla bizden daha fazla bedensel kaynakları var, bizden daha çabuk bir şekilde bilgi ve deneyime erişebiliyorlar. Bizden daha eğitimli insanları var, özellikle teknik konular; mahsul, yazılım, başka diller... Türkiye'de bugün herhangi bir dilde, mesela Go dilinde birini arayacak olsanız bilen birey sayısı çok kısıtlı. Hele ki beyin göçü durumumuzdan daha sonra ne yazık ancak daha da kısıtlı. 

Bütün bunların ülkemizdeki şirketler için birer dezavantaj olduğunu dile getiren Çilingir, ülkemizdeki şirketlerin ve insanların bunları avantaja çevirme yollarından da bahsetti: 

Gerçekte kendi yazılımcılarımızın çok daha kendi ülkeleri için bir şey yapma isteklerinin olması,  fazla daha tahlilci olmaları, bence Türklerin çok daha güzel bir özelliği var, herşeyi yapmanın veya bir şeyleri yapmanın illa ki bir yolunu günün sonunda bulabiliyoruz. Böyle bir kafa yapısına, zihniyete sahip olmamız, bunu yaparken olur ya fazla çalışıp yoğun emek sarfedip bu emeğin üzerine bundan başka fazla okumak, dünyadaki öteki benchmarklara görmek ve daha da önemlisi bir işi yaparken gönülden yerine getirmek bir araya geldiği süre bence o rekabetteki dezavantajları avantaja çevirebiliyorsunuz. 

Hande Çilingir Unicorn oldukları "O An"ı ise şu cümlelerle özetledi: 

Doğrusu ilginç gelecek fakat o anda hiçbir şey olmadı, hiçbir şey hissetmedik. Neden? Çünkü Unicorn edinmek çağırmak, bizim gibi yazılım şirketleri için bana sorarsanız bir başarı statüsü yok. Başarı, unicorn elde etmek için yaptığını üründe ve yazılımda, galibiyet, organizasyonu Unicorn statüsüne getirmek için kurduğunuz ekipte... Biz doğrusu teknik olarak şimdiden değer biçme anlamında Unicorn olmuştuk. Bunun yalnızca kağıda bir dökümü gerçekleşti. 

Dünyanın 9. B2B SaaS Unicorn'unun Türkiye'den çıkmış olması, Türkiye'nin birincil yazılım Unicorn'u oluyor olmamız çok değerli, fazla kibir verici. Fakat biz zaten bunu sadece galibiyet kriteri olarak görmediğimiz için "O An"da minik bir mutluluk yaşadık ondan sonradan "Bir sonraki ne acilen?"ye odaklandık.

Fazla sevdiğim bir laf var, bizim birincil dönem melek yatırımcılarımızdan Melih Ödemiş'ten duymuştum: "Girişimcilik hakikaten sıkıntılı bir ruh hali" Yaptığınız şeyden bir şekilde memnuniyet duyuyorsunuz ama çok da duymuyorsunuz. Çünkü kafanızda hali hazırda bir sonraki "challenge" bir sonraki problem bir sonraki gaye oluşuyor. O hedefler oluşurken de, hiçbir vakit mevcut durumunuza geldiğiniz süre kendinizi "Başarılıyız, olduk ya biz!" diye hissetmiyorsunuz. Kendimce önümüzde daha kocaman bir yol var... Pazarını domine edeceğimiz bir Amerika, dünyanın en çoğunlukla kullanılan, azami enterprise şirket tarafından kullanılan B2B SaaS şirketi olma hedefimiz var. Ola Ki Nasdaq'ı görme hedefimiz var...

Bu hedefler doğrultusunda her ne kadar "O An" çok değerli ve Türkiye tarihi için bir dönüm noktası olsa da bizler için "Acilen sırada ne var?" anıydı. 

Kaynak: webrazzi.com URL: https://webrazzi.com/2022/05/12/hande-cilingir-ile-o-an