Bu makaleyi okuyan birin reel insan olma olasılığının yalnızca 1/3 olduğunu biliyor muydunuz? Barracuda Networks emniyet şirketinin verilerine dayanarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki geriye kalan üçte ikilik oranı botlar oluşturuyor.  

Grafikten de görebileceğiniz gibi botlar her zaman kötü edinmek zorunda yok. Hatta birçoğu oldukça yardımsever ve fonksiyonel. Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde Twitter'ın platformundaki iyi ve faydalı botlara etiketler eklediğini sizlere aktarmıştık.

Sosyal ağlarda ve medyada bot etkisi

İyi botların birçoğu webi geziyor ve bilgileri, web sayfalarını indeksliyor. Böylece internette aradıklarımızı daha çabuk buluyoruz. Örneğin, Discord sunucularına da birçok işlev için botlar atanabiliyor. Buradaki botların esas işlevi ise bazı işlemleri otomatize etmek ya da bazı kaynaklardan data çekmek. Hatta bu botların bir kısmı bot hesapları saptamak için bile çalışıyor. Bir kısmı ile talih ve varsayım oyunları oynayabiliyorsunuz, bazıları ise sayaç görevi görüyor.

Botların bir diğer kısmı ise ne eyvah oysa kötü amaçlı ve işleri aralarında site hacklemek ve reklamlara tıklamak gibi şeyler yer alıyor. Aslına bakarsanız reklamlara tıklama işi epeyce kârlı, özellikle de bir web sitesi sahibiyseniz ve sitenize Google'dan reklam alıyorsanız… Çünkü tık başına size ödenti ödeniyor. Öteki yandan da bu reklam tıklama işi, rakip firmaların amaç kitlelerine ulaşmasını alıkoymak için uygulanan, etik olmayan bir yöntem olarak öne çıkıyor. Aynı şekilde yayıncılar açısından ele alındığında da bu botlar yayıncıların okurlarla buluşmasını sekteye uğratıyor. Hem bir reklama ne kadar yoğun bir şekilde tıklanırsa onun değeri de öyle düşüyor. Yani kötü botlar, yayımcıların sayfalarındaki reklamlara tıklayarak, yayımcının reklamdan kazandığı geliri düşürüyor. O yüzden yayımcılığı yaşatmak için gereken trafiğin boyutu da artıyor. Başka bir deyişle, daha fazla organik kullanıcıya ihtiyaç doğuyor.

Bu noktada reklam dolandırıcılığı araştırmacısı Augustine Fou'nun araştırmasından bahsetmekte fayda var. Fou, 2004 yılından itibaren ABD'deki internet kullanıcı sayısını ve dijital reklam harcamasını, etkileşim ve tıklama oranları bazında karşılaştırdığında, garip bir şekilde açık ara farkla internette internet kullanan insanlardan daha pozitif kullanıcı olduğunu farkına varıyor. Bu ironik durumu Fou, reklamların insanlardan çok botlara gösterilmesi ve botlarla etkileşime girmesi ile açıklıyor.

Koşul böyleyken yayımcılar açısından iki kritik problem ortaya çıkıyor. Birincisi, yazarların üstünde onca emek harcanmış makalelerini, araştırmalarını, hikayelerini kasıt kitlelerine tam anlamıyla ulaştıramama sorunu; ikincisi ise, gelirlerde yaşanan düşüş. giderken platformunda iyi botlara yer veren Twitter'ın yakın zamanda Elon Musk göre satın alındığını hatırlatalım. Twitter'da yapacağı değişiklikleri açıklayan Musk; başlangıçta her hesabın kimliğini doğrulayacağını açıkladı. Bu koşul, platformdaki kötü botların yanına “iyi botların” da yakında sırra kadem basacağını gösteriyor.

If our twitter bid succeeds, we will defeat the spam bots or die trying!

— Elon Musk (@elonmusk) April 21, 2022

Fakat blok zincir teknolojisi, sosyal ağlarda ve özellikle medyada bahsettiğimiz bu “bot” meselesini birazcık dolambaçlı da olsa çözüyor. Ilk Önce, reklam dolandırıcılığında en fazla kullanılan ve en kârlı saldırı şeklini incelemekte fayda var.

Sybil saldırısı nedir? 

Sybil saldırılarına ismini veren “Sybil” sözcüğünün nereden geldiğini kısaca anlatalım. 1973 yılında Flora Rheta Schreiber tarafından yazılan Sybil adındaki kitap, Shirley Ardell Mason ile doktoru Cornelia Wilbur'un terapi seanslarını anlatıyor. Bu kitap bununla birlikte çoklu karakter bozukluğu tanısının konulmasına da katkıda bulunuyor. Sybil saldırısı da adını bu kitaptan  alıyor. Zira bu saldırılar, hızlı bir şekilde kimlik değiştiren çoklu kişiliğe sahip botlar aracılığı ile gerçekleştiriliyor.

Medya bu saldırılarla nasıl uğraş edebilir?

Gelelim blockchain'in bu sorunu nasıl çözeceğine. Fiilen bot problemini çözmek blok zincir teknolojsinin sağlam olarak yaratılabilmesi için de bir zorunluluktu. Blok zincirlerin güvenilir bir şekilde çalışabilmesi için sistem veya ağ ile iletişime geçenlerin insan mı yahut bot mu olduğunun tespit edilmesi gerekiyordu. böylece blok zincir teknolojisi, ağda doğru düşünce birliğini yaratabilmek için ağ düğümlerinin (node), Proof of Work yani meslek kanıtını sağlamasını önermişti. Başka bir deyişle node'lar sistemin düzgün çalışmasına katkıda bulunmak için "kimlik vergisi" ödüyor.

Buradan baktığımızda; benzer şekilde bu formülü makaleyi okumak isteyenlere uygulayabiliriz. Nasıl mı? Bunun en basit yolu, yazıya erişmek isteyen kişinin, kripto cüzdanında muhakkak sayıda spesifik bir token bulundurmasını istek etmek. Sistem sadece, kullanıcının kripto cüzdanında bu token'ı gördüğünde yazıyı açıyor. Böylece içeriği görüntülemek için token'a gereksinim duyulması, Sybil saldırısı düzenlemek isteyenlerin omuzuna bir siklet getiriyor. Bir De, bu yayımcının gittikçe daha popüler olması durumunda, bu tokenin fiyatı da artacaktır. Bu sayede bu saldırıyı düzenleyecek botları kodlayanlar, iki kez göz önünde bulundurmak zorunda kalacak. Bu da ayrıca yayımcının keza de okuyucunun işine geliyor çünkü aradan aracıyı çıkarmış oluyorlar. Botların aradan çekilmesiyle daha çok insan, aradığı bu içeriklere daha kuytu ulaşabiliyor.

Minimale dönüş

Bahsettiğimiz usul, aynı zamanda daha ufak ama daha etkin bir kitle yaratıyor. Çünkü nihayetinde bu kitle bir anlamda bu yayını mali olarak destekleyecek kadar güveniyor ve beğeniyor. Günümüzde yalnızca dijital odaklı yayınların ötesinde küresel ve görece daha geleneksel medya da “küçük daha iyidir” yaklaşımını benimsemeye başladı. Çünkü yalnızca rakam olarak var olan fakat fiilen hiçbir etkinliği olmayan güruhları kim ne yapsın?

Tüm bu anlattıklarımızın ne anlama geldiğine en güzel misal olasılıkla BuzzFeed olacaktır. BuzzFeed, birçoğunuzun hatırlayacağı gibi bir zamanların en popüler, adı en fazla duyulan medya platformuydu. Büyük yatırım şirketleri tarafından desteklenen ve devasa bir kitleye sahip olan BuzzFeed, bu güya büyüklüğünü ama veriler ölçülebilir olana değin sürdürebildi. Gerçekler ortaya çıktığında ise borsa değeri yüzde 39 düştü.

Analist Brian Morrissey geçtiğimiz günlerde yayınladığı blog gönderisinde, minik fakat daha faydalı kitle yaklaşımını detaylandırdı. Morrisey bu yaklaşımı "Etkileşim Öncelikli Medya" (Primary-Engaged Media) olarak tanımlıyor.

Bu yaklaşımın en kritik önemi, bu modeli seçen bir medyanın kitlesini bir şeyler yapmaya yönlendirecek dek etkili ve etkileyici olmasıdır. Yayımcılar, okurlarını e-ticaret sitesinden bir şeyler satın almaya ya da üyeliğini yükseltmeye zahmetsizce ziyafet edebilir.

Hem yerelde hem de globalde e-bülten akımının, topluluk odaklı pazarlama stratejileriyle buluşması bu yeni çağın diğer bir yansıması. Hatta Twitter'ın içerik üreticileri için bildiri özelliğini yayına alması bunun en güzel göstergelerinden biri. Bu stratejiyi nasıl hayata geçireceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Mesela, yayınlama hayatına 3 yıl önce başlayan e-bildiri Anekdot Boring'in yazarı Packy McCormick, oluşturduğu kitleyi kendi fonuna yatırım yapmaya özendirme ediyor. Bunun tek başına bir yayımcı için epeyce başarılı bir etkileşim öncelikli medya örneği olduğunu söyleyebiliriz. öte yandan bir zamanların yıldızı BuzzFeed, ne eyvah ama yeni GameFi projesi için okurlarından pek de destek alıyormuş gibi görünmüyor.

Medyada DAO ve Web3 etkisi

Günümüzde blok zincir tabanlı böylece çok proje, medya kelimesini göstermek yerine kendilerine ‘Decentralized Autonomous Organization (DAO) / Merkeziyetsiz Otonom Organizasyonu', topluluk veya buna aynı isimler veriyorlar. Ama daha önce de topluluk odaklı pazarlama trendlerinde bahsettiğimiz gibi örneklerin hayata geçmeye devam ettiğini görüyoruz. Friends with Benefits projesi bu anlamda güzel örneklerden biri. Belli bir miktarda FWB (Friends with Benefits) token'i tutanlar yeni etkinliklere ve kripto hakkında veri veren özel bir Discord kanalına erişim sağlayabiliyor. Bundan Başka meslek bununla da sınırlı kalmıyor. FWB yazı işleri, hemen şimdi yazımı sürekli acayip makaleleri gösterime sunuyor. Bu Nedenle bir heyecan dalgası yaratmayı başarıyor. FWB keza üyelerin hazırladığı haftalık bir haber bülteni de yayınlıyor. Laf konusu haber bülteninin, yayının Discord kanallarında o hafta neler olduğunu anlattığını belirtelim.

Read about the designer and producer's visions for a more equitable fashion world, grounded in collective ownership.

“It creates a positive-sum, cooperative industry, rather than brands competing with each other to the bottom,” says @angelofuture.https://t.co/HM5xwgpwp0

— Friends With Benefits ($FWB) (@FWBtweets) April 9, 2022

Bu sayede üyeler de gelir karşılığında yazı yazmış oluyor, bir başka deyişle tüketiciler de üretici sıfatı kazanıyor. Web3'ün birlikte üretme prensibi “türetici” kavramını da bu ekonomik modelin kalbine işliyor.

Web3 tabanlı medya, edilgen okuyucuları kripto para ödülleriyle birer yazara ve içerik üreticisine dönüştürüyor. Neredeyse kendi kendini yaratan kripto medyası, hikâyesini anlatmaya devam ederken, geleneksel medyanın bu yaklaşımdan öğreneceği fazla şey olduğu açık. Bu esnada internetin üçte ikisini yaratıcı botlar bütün bu süreci anlamlandırmaya çalışırken hata raporları verecek mi daima birlikte izleyip göreceğiz.

Kaynak: webrazzi.com URL: https://webrazzi.com/2022/05/05/medyada-topluluk-odakli-yeni-donem-ama-etkili-blockchain-botlara-karsi