Hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisi şeriften çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Allah Teâlâ müttakî, gönlü zengin, kendi halinde işiyle ve ibadetiyle uğraşan kulunu sever.” (Müslim, Zühd 11)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Ashâb-ı kirâm, sözleriyle halleri uyum içinde olan kimselerdi. İslâm’a ilk girenlerin beşincisi veya yedincisi ve cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan hadisimizin râvisi Sa’d İbni Ebû Vakkâs, sözleriyle halleri düzen içinde olan seçkin insanlardan biriydi. Hz. Ömer, kendisinden sonraki halifeyi seçecek 6 karakter heyette onu da görevlendirmişti. Ya bu olayda ya da daha sonraki bir halife seçiminde, muhtelif gruplar aralarında uyuşmazlık çıkınca, Sa’d fazla üzüldü. Kurtuluşu Medine dışındaki ağıllarına gitmekte buldu. Orada koyunlarla ve develerle oyalanırken oğlu Ömer’in gelmekte olduğunu gördü. Huzursuzluğu ayrıntılarıyla arttı: “Şu deveye binmiş adamın şerrinden Allah’a sığınırım” diye dua etti.

Oğlu Ömer gelipte:

- Baba! Halk Medine’de iktidar kavgası yaparken, onları  bırakıp develerinin ve koyunlarının arasına çekildin, pek mi? deyince, Sa’d eliyle onun göğsüne vurdu ve:

- Sus! Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu duydum, diyerek yukarıdaki hadisi rivayet etti.

Hayatını hadislere tarafından düzenleyen Sa’d İbni Ebû Vakkâs, Hz. Osman şehid edildikten daha sonra, bu nevi hadislere dayanarak en ince ayrıntısına kadar bir köşeye çekildi ve hiçbir olaya karışmadı. Onun rivayet ettiği bu hadiste Allah sevgisini elde etmenin üç yolu gösterilmektedir:

Birincisi, müttakî almak, yâni Allah Teâlâ’ya üstün saygı beslemek, daha açık bir ifadeyle, Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınmak, malını mülkünü yerli yerince sarfetmek, belirsiz konulardan uzaktan durmak, hatta helâllere bile fazla düşkün olmamaktır.

İkincisi, gönlü zengin elde etmektır. 523 numaralı hadiste geçtiği üzere, hakiki mânada zenginlik mal mal çokluğu ile yok, gönül zenginliği ile mümkündür. Aslına bakılırsa, maddî zenginlik iyi bir şeydir. Bir zengin, varlığını Allah yolunda ve O’nun rızâsı uğrunda harcayabiliyorsa, o zenginlik Cenâb-ı Hakk’ın bir lutfudur. Buna karşılık  bir insanı serveti Allah’tan uzaklaştırıyorsa, o mülk mal başa belâdır. En iyisi hem eli ayrıca gönlü zengin olmaktır. Gönül yoksul olduktan sonradan, zengin veya varlıksız olmanın hiçbir önemi yoktur.

Üçüncüsü, kendi halinde işiyle ibadetiyle meşgul edinmektır. Gözlerden uzak yerlerde ibadet ve tâatla nefsini adam etmeye çalışanlar, servetlerini gösterişe kapılmadan Allah Teâlâ’yı hoşnut edecek yerlere harcayanlar, içinde yüzdükleri maddî imkân nedeniyle gurura kapılmayıp tevâzuu elden bırakmayan ve tekrar tekrar fakirin yanında olanlar Cenâb-ı Hakk’ın sevgisini daha basit kazanırlar.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?
Allah Teâlâ’nın sevgisini kazanabilmek için, müttakî olmalı, O’na kullukta kusur etmemelidir. İnsan ister varlıklı ister fakir olsun, gönlünü zenginleştirmelidir. Genel Olarak insanlarla bir arada olmalı, fakat vakit en ince ayrıntısına kadar bozulunca, bir tarafa çekilip kendi halinde sükûnetle yaşamalı, nefsini ve ailesini kurtarmaya çalışmalıdır.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/allah-teala-muttaki-gonlu-zengin-kendi-halinde-isiyle-ve-ibadetiyle-ugrasan-kulunu-sever-hadisi.html