"Onlara sizi cehenneme sürükleyen şey nedir?" siye sorulduğunda verdikleri cevap nedir? Müdessir suresi 38-48. ayetlerin tefsiri...

Müdessir suresi  38. ayet : Her bir fert, kazandıklarına karşılık Allah katında tutulan bir rehindir.
Müdessir suresi  39. ayet : Ama amel defterleri sağdan verilen şanslı ve mutlu kimseler başkadır.
Müdessir suresi  40. ayet : Onlar cennetlerdedir. Arasında soruşurlar:
Müdessir suresi  41. ayet : Hayatları günah hasadıyla geçmiş inkârcı suçlular hakkında. Sonradan suçlulara dönerek:
Müdessir suresi  42. ayet : “Nedir sizi şu Sekar’a sürükleyen?” derler.
Müdessir suresi  43. ayet : Onlar da şöyle yanıt verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”
Müdessir suresi  44. ayet : “Fakirleri, yoksulları doyurmazdık.”
Müdessir suresi  45. ayet : “Anlamsız şeylere dalanlarla birlikte biz de dünyanın yanıltıcı zevklerine dalar giderdik.”
Müdessir suresi  46. ayet : “Hesap ve suç oluşturan gününü yalanlardık.”
Müdessir suresi  47. ayet : “Böyle gaflet içinde yaşayıp giderken kaçınılması olası olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.”
Müdessir suresi  48. ayet : Bundan Böyle şefaat edenlerin şefaati onlara bir avantaj vermeyecektir.

MÜDESSİR 38-48. AYETLERİN TEFSİRİ

Dünyada insan özgür iradesiyle ister adalet, isterse bâtıl yolu tutabilir. Bu hususta Cenâb-ı Yargı onu hür bırakmıştır. Lakin kıyamet günü her can yaptıklarına karşılık rehin alınır, bağlanır, tutuklanır. Saadet ya da felaketi kazancına bağlıdır. Mesuliyet ferdîdir. Her insan dünyadaki iman ve taatine yahut inkâr ve isyanına göre mükâfat veya ceza görür. Hâsılı insana ebedî kurtuluşu sağlayacak olan da, onu ebedî felâkete sürükleyecek olan da, onun dünyada tuttuğu yola ve o yolun Allah’ın rızâsına yerinde olup olmamasına bağlıdır. Eğer bir insanın imanı bâtıl ve ameli bozuksa, onu en yakın dostlarının bile kurtarması mümkün değildir. Neticede Kur’an’ın “ashâb-ı yemîn” dediği; dünyada Allah’ın râzı olduğu itikat, ibâdet, ahlâk ve muâmelât çerçevesinde bir hayat yaşayıp, o imanla âhirete göçen ve mahşerde de amel defteri sağ elinden verilen bahtiyarlar, nefislerini rehin olmaktan kurtaracak ve cennete gireceklerdir. (bk. Vâkıa 56/8, 27-40; Hakka 69/19-24) Bunların dışındakiler ise “ashâb-ı şimâl” olup amel defterlerini sol taraftan alacaklar ve cehenneme atılacaklardır. (bk. Vâkıa 56/9, 41-56; Hakka 69/25-37)

Bu Arada cennetliklerle cehennemlikler aralarında vuku bulan bir söylev dile getirilerek, cehennemliklerin oraya atılma sebepleri haber verilir. Bunun hedefi, dünyadaki kâfirlere âhiretteki durumlarını açıklama yapmak, bu yaptıklarından orada pişman olacaklarını gösterip onları uyanmaya ve içten yola sevk etmektir. Bu sebepler şunlardır:

    Namaz kılmamak,

    Fakirlere, yoksullara, muhtaçlara yemek yedirmemek,

    Bâtıla, boş şeylere dalanlarla birlikte dalıp gitmek,

    Hesap ve suç oluşturan gününü yalanlamak.

İşte böyle bir inkâr ve günah hali üzere ölenlere o gün hiçbir şefaatçinin şefaati avantaj vermeyecektir. (Kaynak: Prof. Dr. Ömer Çelik)

Eşin Namaz Kılmaması Boşanma Sebebi midir?

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/biz-namaz-kilanlardan-degildik-derler-ayeti.html