Ashâb-ı kirâmın en büyük üç siması; Hz. Ebûbekir, Ömer ve Osman’ın (r.a.) cennetle müjdelenmesi ile ilgili hadis-i şerif.

Ebû Mûsâ el-Eşarî radıyallahu anh’ın anlattığına kadar bir gün evinde abdest alıp dışarı çıkarken kendi kendine: “Bugün Resûlullah’tan hiç ayrılmayacağım; her zaman onun yanına bulunacağım” dedi. Sonra Mescid’e gidip oradaki sahâbîlere Peygamber aleyhisselâm’ın nerede olduğunu sordu. Onlar da:

- “Şu tarafa doğru gitti” dediler.

Ebû Mûsâ olanları şöyle anlattı:

Resûl-i Ekrem’in gittiği yeri sora sora nihayet Eris Kuyusu’nun bulunduğu bahçede olduğunu öğrendim. Ben de bahçe kapısının yanına oturdum. Peygamber aleyhisselâm tuvalet ihtiyacını giderip abdest aldı. Ben de kalkıp yanına vardım. Baktım ancak Eris Kuyusu’nun kenarındaki taşların üzerine, kuyu ağzındaki bileziğin bütün ortasına oturmuş, baldırlarını açarak ayaklarını kuyuya sarkıtmış. Kendisine selâm verdikten daha sonra geri dönüp kapının yanında oturdum. Kendi kendime: “Bugün Resûlullah’ın kapıcısı olacağım” dedim. O sırada Ebûbekir radıyallahu anh gelerek kapıyı çaldı.

- “Kim o?” diye sordum.

- “Ebûbekir dedi.

- “Azıcık bekle dedikten sonradan Peygamber aleyhisselâm’ın yanında vardım ve: “Yâ Resûlallah! Ebûbekir geldi, huzura girmek için izin istiyor” dedim.

- “İzin ver ve onu cennetle müjdele” buyurdu. Geri dönüp Ebûbekir’e:

- “İçeri gir, Resûlullah seni cennetle müjdeliyor” dedim.

Ebûbekir içeri girdi. Peygamber aleyhisselâm’ın sağ tarafına geçip onun yanına, kuyunun ağzındaki taşın üstüne oturdu ve tıpatıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gibi baldırlarını açarak ayaklarını kuyuya sarkıttı.

Ben de geri dönüp yerime oturdum. Ben evden çıkarken abdest almakta olan kardeşim arkamdan yetişecekti. Onu düşünerek kendi kendime: “Eğer Allah Teâlâ falanın hayrını dilerse onu buraya getirir”, dedim. O sırada birinin kapıyı ittiğini gördüm.

- “Kim o?” diye sordum.

- “Ömer İbnü’l-Hattâb” dedi.

- “Biraz bekle” dedikten sonradan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında giderek selâm verdim ve: Ömer geldi, huzura girmek için izin istiyor dedim.

- “İzin ver ve onu cennetle müjdele” buyurdu. Ömer’in yanında dönerek:

- “Resûlullah içeri girmene müsade verdi ve seni cennetle müjdeledi” dedim.

Ömer içeri girdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sol tarafına geçerek kuyunun ağzındaki taşın üzerine oturdu ve ayaklarını kuyuya sarkıttı.

Ben de dönüp kapının yanında oturdum. Kardeşimi düşünerek kendi kendime: “Eğer Allah Teâlâ falanın hayrını dilerse onu buraya getirir” dedim. Bu sırada biri gelip kapıyı itti.

- “Kim o?” diye sordum.

- “Osman İbni Affân dedi.

- “Birazcık bekle, diyerek Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gittim ve onun geldiğini haber verdim.

-  “İzin ver ve başına gelecek belâ ile birlikte onu cennetle müjdele” buyurdu. Geri döndüm ve:

- “İçeri gir, Resûlullah başına gelecek belâ ile birlikte seni cennetle müjdeliyor” dedim.

Osman içeri girdi. Kuyu bileziğinde oturacak yer kalmadığını görür görmez, onların karşılarında bir başka yere oturdu.

Saîd İbnü’l-Müseyyeb dedi oysa: Ben bu oturuş şeklini onların kabirlerine yordum. (Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe 5, Edeb 119, Fiten 17, Ahbâru’l-âhâd 3; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 29. Ayrıca bk. Tirmizî, Menâkıb 18.)

Buhârî’nin bir rivayetinde şu fazlalık vardır:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana kapıyı korumamı emretti.

O rivayette şu ilave de vardır:

Osman müjdeyi duyunca Allah’a hamd etti, daha sonra da: Allah yardımcım olsun, dedi. (Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe 6)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Eris Kuyusu (Bi’r-i erîs), Medine’ye üç kilometre uzaklıkta ve Kuba Mescidi’nin batı tarafında bulunmaktadır. Bu kuyu Erîs adlı bir yahudiye ait bahçede bulunduğu için Eris Kuyusu diye anılmıştır. Resûl-i Ekrem Efendimiz Kuba Mescid’ine giderken Eris Kuyusu’ndan abdest alır ve hadisimizde görüldüğü şekilde orada dinlenirdi. Yine bir gün Kuba’ya bu arada Eris Kuyusu’na uğramış, abdest alarak dinlenmeye başlamıştı. Kendisini Mescid-i Nebevî’de göremeyen dostları Resûl-i Kibriyâ’nın Kuba tarafına gittiğini öğrenince, namazı onunla birlikte Kuba Mescidi’nde kılmak düşüncesiyle ardından gelmişler ve varsayım ettikleri gibi onu Eris Kuyusu’nun başında bulmuşlardı. Ola Ki de orada buluşmak üzere daha önce sözleşmişlerdi.

Bir rivayete kadar Resûl-i Ekrem Efendimiz Ebû Mûsâ el-Eşarî’den kapıyı beklemesini istemiştir. Bunun sebebi, büyük bir ihtimalle, abdest bozarken birinin âniden içeri girmesine engel olmaktır. Hz. Ebû Bekir ile Ömer, Peygamber aleyhisselâm’ın huyunu bildikleri için, onun istirahatini bozmamak düşüncesiyle elbiselerini azıcık toplayarak ayaklarını kuyuya sarkıtmışlardı. Belki bir kenara çekilip otursalardı, o vakit Resûl-i Ekrem de ayaklarını toplar ve onlar gibi otururdu.

Hadîs-i şerîfte Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in bu üç müttakî sahâbîsini cennetle müjdelediği görülmektedir. Kendilerine, cennetle müjdelenen on kişi anlamında aşere-i mübeşşere dediğimiz bahtiyar sahâbîlerin başında bu üç Peygamber dostu bulunmaktadır. Onlar, kendilerini İslâm’a adadıkları, Allah’ın Resûlü’nü canlarıyla ve mallarıyla destekledikleri için Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmış üstün şahsiyetlerdir. Allah Teâlâ onları üstün meziyetleri sebebiyle daha dünyada iken sevindirmek istemiş, cennetlik olduklarını Resûlü’ne haber vermiş, insanları muhtelif vesilelerle sevindirmekten büyük tutku duyan Resûlullah Efendimiz de bu güzel haberi onlara ileterek kendilerini bahtiyar etmişti.

Hadisimizin bazı rivayetlerinden (Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe 6), cennetle müjdelendiklerini duydukları süre her üç sahâbînin de sevinçlerini maddeler halinde sıralamak üzere “elhamdülillah” diyerek Allah’a hamd ettiklerini öğrenmekteyiz. Hz. Osman’ın aldığı müjde nedeniyle Allah’a hamdetmesi, başına gelecek belâyı öğrendiği vakit da paniğe kapılmayıp Allah’tan kendisine yardımcı olmasını niyâz etmesi, onun edebinin ve Allah’a teslimiyetinin derecesini göstermektedir. Ya bu olayda (Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe, 7) veya bir diğer gün hâne-i saâdette Resûlullah Efendimiz’in dizlerini açarak istirahat ettiği sırada yanına önce Hz. Ebû Bekir’in, sonradan Hz. Ömer’in geldiği, buna rağmen Peygamber aleyhisselâm’ın dizlerini örtmediği, lakin Hz. Osman gelince dizlerini örttüğü, bunun sebebi sorulunca da, Hz. Osman’ın üstün edebi nedeniyle meleklerin bile ondan utandığını söylediği bilinmektedir.

Hadîs-i şerîfi, olayı kanımca yaşamış Ebû Mûsâ el-Eşarî’den duyarak söylenti eden Saîd İbni Müseyyeb (ö. 94/713) tâbiîn âlimlerindendir. Hz. Ömer’in hilâfeti vaktinde doğmuştur. Hz. Ebûbekir’le Ömer’in mezarının Resûlullah’ın kabr-i şerifinin yanında yer aldığını, Hz. Osman’ın kabrinin ise onlardan uzak ve Bakî kabristanında bulunduğunu gördükten sonra (Buhârî, Fiten 17) hadîs-i şerîfi hatırlamış, Resûl-i Ekrem ile üç dostunun oturuş biçimleriyle kabirlerinin bu manzarası aralarında kendine tarafından bir iletişim kurmaya çalışmıştır.

Eris Kuyusu denince, yine bu üç sahâbîyi hatırlatan bir başka olay hatıra gelmektedir. Bilindiği üzere Hz. Peygamber’in bir gümüş yüzüğü vardı. Bu yüzüğün kaşında “Muhammed Resûlullah” yazılıydı. Efendimiz resmî mektupları bu yüzükle mühürlerdi. Birbiri arkasında halife olan bu üç sahâbî, Resûlullah’ın bu yüzüğünü hilâfet mührü olarak kullandılar. Fakat Hz. Osman, Resûlullah ve iki dostuyla birlikte bu kuyu başında yaşadığı o erişilmez güzelim günleri bitmiş anımsamak için hicrî 30 (650) tarihinde Eris Kuyusu’nu ziyarete geldiği bir gün, parmağındaki yüzüğü kuyuya düşürdü. Kuyunun bütün suyunu boşaltarak üç gün her tarafında aradıkları halde yüzüğü bulamadılar. O günden sonradan bu kuyu, Yüzük Kuyusu anlamında Bi’rü’l-hâtem diye de anıldı.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Allah Teâlâ ile Resûlü’nün yaptığı gibi, insanlara iyi haberler vererek onları sevindirmelidir. Ashâb-ı kirâm Resûl-i Ekrem Efendimiz’i o kadar sever, ona hizmet vermek ve rahatını sağlamaktan büyük zevk duyarlardı. Üç büyük sahâbînin de “kim o?” sorusuna “ben” diye yok de adlarını söyleyerek yanıt vermeleri, bize bu konudaki İslâm edebini öğretmektedir. Hz. Ebûbekir, Ömer ve Osman ashâb-ı kirâmın en büyük üç simasıdır. Peygamber Efendimiz’in Hz. Osman hakkındaki mûcize haberi gerçekleşmiş, Allah’ın bu sevgili kulu, gözü dönmüş katiller tarafından şehid edilmiştir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/cennetle-mujdelenen-uc-sahabi.html