Peygamber Efendimizin (s.a.v) tüm Müslümanlara misal eşsiz hoş ahlakı...

Efendimiz’i inkâr edenler dahî, O Hidâyet Güneşiʼne “el-Emîn” sıfatını verdiler. Oʼnun hiçbir zaman yalan söylemediğini tasdik ettiler. O’nunla uğraş ederken bile değerli eşyalarını getirip kendisine emânet ettiler. O’nun, doğru, güvenilir ve doğru şahsiyetinden istifâde ettiler. Mekkeʼde müslümanlara üç sene her tarafında zalim bir yasaklama zulmünü revâ görebilen müşrikler, yıllar daha sonra kendileri kıtlık ve açlığa mâruz kaldıklarında, yine O Rahmet Peygamberiʼnin lûtuf ve kerem kanatlarının altına sığındılar. ( Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-)

HZ. MUHAMMED’E (S.A.V.) NİÇİN EL EMİN DENMİŞTİR?

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, gençlik yıllarında Arap yarımadasının dört bir yanına; Yemen’e, Doğu Arabistan’a ticaret nedeniyle seyâhatler yaptı. Bu Nedenle genç yaşta keza ailesinin geçim sorumluluğunu üstlenmiş oldu keza de tecrübe kazandı.

Ticarî seyâhatleri doğruca, Arap yarımadasının genel yapısını, dillerini, lehçelerini, ayrı gelenek ve görenekleri öğrenme imkânına kavuştu. “El-Emîn” sıfatını da bilhassa ticarî faaliyetleri sırasındaki ilkeli, adaletli, sabırlı, almaya yok vermeye odaklı faziletli yapısı ile elde etmiştir. O Kadar ki 35 yaşına geldiğinde, Kâbe tamiri sonrası Hacerülesved’i kimin yerine koyacağı ile ilgili Mekke halkının anlaşmazlığa düştüğü bir durumda, onun hakem olacağını öğrenen herkesin dudaklarından şu sözler dökülüyordu, “Yaşasın, işte bu gelen Emîn’dir, onun vereceği hükme razıyız, çünkü o adaletle hükmeder, o güvenilir Muhammed’dir!”

BÜTÜN ZAMANLARA İNSANLIK DERSİ VERMİŞTİR

Hz. Peygamber’in -aleyhissalatü vesselam- müstesna gençliği, tertemiz mazisi bununla beraber, onun davetini engellemeye çalışan müşriklerin, şerli faaliyetlerinin önünde en büyük engel olmuştur. Böylece ancak müşrikler, 3-5 gün öncesine dek sahip olduğu ahlâkî erdemlerden ötürü övdükleri, ellerinde büyümüş “Güvenilir Muhammed” için onu yerecek, toplum önünde minik düşürecek, söylediklerinin inandırıcılığını ortadan kaldıracak bir özellik bulamamışlardır. Bir araya gelip toplantılar düzenlemişler, düşünmüşler ancaksoylu, iffetli, adil, erdemli, işine düşkün, haksızın haksızlığını yüzüne vurmaktan korkmayan, madden ve mânen toplumda her zaman mazlumun yanında olan, sözünde duran, örnek alınabilecek bir aile hayatına sahip, vefâlı ve güvenilir Muhammed’e -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yakıştırılabilecek fena bir sıfat bulamamışlardır.

Kısaca Hz. Peygamber -aleyhissalatü vesselam- birincil gençlik yıllarından itibaren, geçimini sağlamak için defalarca çalışan; içki, kumar, gece hayatı gibi her asırda hatalı telakki edilen alışkanlıklardan uzakta duran, düşünen, içine doğduğu yapının kültürel normlarını veya dinî unsurlarını sorgulayan, körü körüne taklit etmekten kaçınan, aklının ve vicdanının reddettiği tatbikatlardan uzakta duran idealist, iradeli, dinç ve faziletli bir insan olmuş ve tüm zamanlara “insanlık” dersi vermiştir. (Din ve Hayat İstanbul Müftülüğü Dergisi, Rakam: 25)

Efendimizin İbadet, Muamelat ve Ahlak Ufku

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Nasıl Bir İnsandı?

Peygamber (s.a.v.) Efendimizin Hoş Ahlakından Örnekler

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/daima-en-guvenilir-en-merhametli.html