Hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisi şeriften çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Ebü’l-Abbâs Sehl İbni Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’in söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:

–Yâ Resûlallah! Bana, yaptığım zaman ayrıca Allah’ın hem de insanların beni seveceği bir iş söyle, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:

– “Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir, Allah seni sevsin; halkın elinde olandan yüz çevir, halk müziği seni sevsin” buyurdu. (İbni Mâce, Zühd 1)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Bir mü’min için bu dünyada en fazla arzu edilen şey, önce Allah sonradan da halk müziği göre sevilen bir kul olabilmektir. İnsandaki sevilme duygusu, sevme duygusundan daha önde gelir. Kişinin Allah ve ırk tarafından sevilen bir kimse olması kendi elindedir. Sahâbeden birinin Peygamber Efendimiz’e bu hususu sorması üstüne, Allah Resûlü kısa lakin detaylı bir cevapla bunun yolunu göstermiştir. Ama Peygamberimiz’in burada verdiği cevabın, bu sevginin yegâne şartı olduğunu bildirmek dürüst değildir. Çünkü Peygamber Efendimiz’in, herhangi bir konuda sorulan böyle sorulara muhataba göre değişen bambaşka cevaplar verdiği bilinmektedir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’in değişik âyetleri ile, Peygamberimiz’in pek fazla hadislerinde Allah’ın kulunu sevmesinin başlıca şartları ve belirtilerinden bahsedilir. Bu hadiste sinyâl edilen, dünyadan, dünyalıklardan ve insanların ellerinde bulunanlardan yüz döndürmek onlardan sadece biri, fakat en önemli sayılanıdır.

Dünya sevgisi, bütün kötülüklerin başıdır. Zühd ise, dünyada nefsin hoşuna gidecek birtakım işleri yapmaya gücü yetmesine karşın, âhireti düşünerek, Allah’ın azâbından korkup cennetini umarak, Cenab-ı Adalet dışındaki her şeyden gönlü arındırmak nefsin  isteklerine gem vurmaktır. Bu niteliklere sahip bir kimseyi Allah sever. Çünkü böyle bir kimse, Allah’ın rızâsından diğer bir şey düşünmez. Açlığını giderecek miktarda yiyecek, bedenini örtecek değin giyecek, kendisini soğuktan ve sıcaktan koruyacak meskenle yetinen ve dünya hırsına kapılmayan insan, zühd hayatını seçim etmiş demektir. Görüldüğü gibi zâhidlik, dünyadan tamamen el etek çekmek, başkalarına muhtaç olup el açacak derecede fakir ve fakir yaşamak anlamına gelmemektedir. Çünkü insan için elinin emeğiyle geçinmekten ve başkasına muhtaç olmamaktan daha üstün bir fazilet olmadığını bildiren de Peygamber Efendimiz’dir.

Zâhidlik, yukarıda da açıklama ettiğimiz gibi, insan ne kadar mülk ve mülke sahip olursa olsun, bunlara gönül bağlamamak ve onların sevgisini Allah’ın sevgisinin üzerine çıkarmamak, gerektiğinde varlığını Allah yolunda sarfedebilmek anlamına gelmektedir. Yeniden zâhidlik, başkalarının elinde bulunan mala, mülke ve dünya varlıklarının hiçbirine göz dikmemek, bunlara sahip olanlara aleyhinde kin, hased ve kıskançlık hisleri beslememek demektir. Böyle bir kimseyi Allah sevdiği gibi insanlara da sevdirir. Sonuç itibariyle, kişinin Allah ve ahali göre sevilmesinin kayda değer şartlarından biri zühd ehli olmasıdır.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Allah’ın sevgisini edinmek, bir mü’minin dünyadaki en büyük arzusu olmalıdır. Allah’ın sevgisini elde etmenin başta gelen şartlarından biri zühd hayatını benimsemektir. Zühd, dünyadan tamamen el etek sürüklemek değil, dünya sevgisini Allah sevgisinin üstüne çıkarmamaktan ibarettir. İnsanların sevgisine lâyık olmanın yolu, onların elinde yer alan dünyalıklara göz dikmemek, onlara karşı tutku ve haset sahibi olmamaktır. İnsan, dünyada helâl rızık kazanmaya çalışmalı ve tüm gayretini sarfettikten daha sonra Allah’ın verdiğine râzı olup kanaat etmelidir. Reel mü’minlerin özelliği, haramlardan kaçınmak, şüphelilerden uzakta durmak, Allah’ın verdiğine şükretmektir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/dunya-ve-dunyaliklardan-yuz-cevir-hadisi.html