Hadisi nasıl anlamalıyız? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Ebü’d-Derdâ Uveymir radıyallahu anh şöyle dedi:

Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken duydum:

“Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sâyesinde Allah’dan yardım görüp ve rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.”  Ebû Dâvûd, Cihâd 70. Hem bk. Tirmizî, Cihâd 24; Nesâî, Cihâd 43

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Bir önceki hadîs-i şerîfte, cennetle müjdelenen on bahtiyardan biri olan Sa`d İbni Ebû Vakkas’la ilgili bir haber okumuştuk. Oğlu Mus`ab’ın söylediğine tarafından, Hz. Sa`d bir defasında, kendisinin bir takım müslümanlara kadar daha üstün olduğunu düşünmüştü. Ashâb-ı kirâmın en cesurlarından ve en cömertlerinden biri olması, herhâlde onda böyle bir duygu uyandırmıştı. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem onun bu düşüncesini öğrenince kendisini hemen uyardı:

- Eğer savaşta Allah size destek ediyorsa, düşmanlarınızı yeniyor ve ganimetler kazanıyorsanız, zenginlerinizin serveti çoğalıyorsa, bütün bunlar yalnızca sizin yiğitliğiniz ve gayretiniz nedeniyle yok, içinizdeki çelimsiz ve iddiasız kimselerin Allah katındaki değeri sebebiyledir, buyurdu. Bu Nedenle ashâb-ı kirâm, birçoklarının beğenip tartma vermediği o iddiasız, boynu bükük, gönlü kırık insanların Allah katında hatırlı, değerli ve duaları makbûl birer insan olduğunu öğrendi.

Bir defasında Hz. Peygamber bu gerçeği şöyle dile getirdi:

“Allah bu ümmete, aralarındaki zayıfların duası, ibadeti ve ihlâsı nedeniyle yardım etmektedir” (Nesâî, Cihâd 43).

Bu gerçeği şöyle bilmek gerekir: Böylesi insanların gözü ve gönlü dünyaya tok olduğu için, onların duası daha içten, ibadetleri daha samimidir. Bir savaşta “Allahım! Müslümanları muzaffer eyle!” diye dua ettikleri zaman, Allah Teâlâ onların hatırını kırmaz, dua ve niyazlarını kabul eder.

Onlar yoksulluğu bir fâcia saymaz ve hâllerinden kimseye şikâyet etmezler. İçinde bulundukları durumu, Allah’ın bir takdiri diye benimserler. Fakirlere yardımcı zenginlere Allah Teâlâ’nın daha çok vermesi için dua ederler. Ümmet-i Muhammed sıkıntıya düşmesin diye Cenâb-ı Hakk’a yalvarıp yakarırlar. İşte onların gönlü böylesine varlıklı ve millet için böylesine sevgi doludur.

Peygamber Efendimiz çok sevdiği sahâbîsi Sa`d İbni Ebû Vakkâs’ın şahsında ümmetini uyarmış oluyor. Yoksul ve kimsesiz müslümanları hor görmenin, küçümsemenin, onlara karşısında kibirli davranmanın aslâ dürüst olmayacağını hatırlatıyor ve ümmetine yarı şöyle sesleniyor:

- Yoksul, fakir deyip geçmeyin. Onların arasında Allah’a fazla yakın olanlar vardır. O gönlü kırıkların duası, hiçbir engele çarpmadan aracısız olarak Cenâb-ı Hakk’ın yüce katına ulaşır. Onlar “paramız, pulumuz yok” diye sızlanmazlar. Dünyada sahip olamadıklarının kat kat fazlasını âhirette elde edeceklerinden kararsızlık etmezler. Bu sebeple alın yazılarından nedeniyle şikâyette bulunmazlar. Herşeyin Allah’dan geldiğini ve onun pek münasip gördüğünü bilirler. Onun asla kuluna zulmetmeyeceğine gönülden inanırlar ve hâllerine hamd ederler.

İşte bu sebeple ey müslümanlar, fakir ve çâresiz mü’minlerin sizin için bir nimet olduğunu bilin. Onların sevgisini kazanmaya ve dualarını almaya bakın!..

Kâinâtın Güneşi Efendimiz’in bu konudaki buyruklarından meydana çıkan netice işte budur.

Hadislerden Çıkarmamız Gereken Dersler
O Kadar yoksul ve çâresiz kimseler vardır ancak, dünyaya fazla emrindeki olmadıkları için duaları daha cana yakın, ibadetleri daha içtendir. Bu sebeple onların gönlünü kazanmalı ve dualarını almalıdır. Bütün insanlara, özellikle de güçsüzlere ve gönlü kırıklara aleyhinde mütevâzi olmalıdır.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/fakirleri-kollayip-gozetiniz-hadisi.html