Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerinden 76 yaşındaki Nebil el-Kurd, "Her lahza evimizden çıkarılmaktan korkuyorum. Bu konut bizim vatanımız. Burada büyüdüm, evlendim. Tüm hayatım burada geçti." dedi.

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerinden Nebil el-Kurd, İsrail makamlarının tehcir tehdidine karşı her gün evinden çıkarılma korkusuyla sabahlıyor.

Son dönemde evlerinden terhis edilme tehdidiyle karşı karşıya kalan Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayanların hikayesi, milyonlarca Filistinli için zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olan 1948'deki Nekbe'ye (Büyük Felaket) dek uzanıyor.

İsrail'in Filistin topraklarında bağımsızlığını duyuru ettiği tarihte evsiz kalan 28 aile, 1956'da Ürdün aracılığıyla Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yerleştirildi.

Senelerdir burada yaşayan Filistinliler, bugün İsrail makamlarının tehcir tehdidiyle karşısında karşıya. İsrail, burada yaşamış Filistinlilerin, evlerini Yahudi yerleşimciler lehine boşaltmasını istiyor.

Şeyh Cerrah sakinleri ise onlarca yıldır yaşadıkları evlerinden bugün bitmiş çıkarılarak ikinci kez sığınmacı durumuna düşmek istemiyor. Semt sakinleri, İsrail makamlarının baskılarına direniyor.

Mahalle sakinlerinden Filistinli Nebil dede de İsrail'in baskılarına boyun eğmeyerek, her gece evinde mahalleyi izleyerek nöbet tutuyor.

Sabaha dek gözüne uyku girmiyor

Gece İsrail güçleri veya Yahudi yerleşimcilerin mahalleye olası bir baskınına aleyhinde dikkatli bekleyen 76 yaşındaki Nebil el-Kurd, oysa gün ağardıktan daha sonra uyuyor.

AA muhabirine konuşan Nebil büyükbaba, evlerinden çıkarılma tehdidine karşısında her gece sabaha değin kameralardan mahalleyi izlediğini söyledi.

Mahallenin öteki sakinlerinin de kendisi gibi endişe içinde olduğunu, İsraillilerin baskınından endişe ettiklerini dile getiren ihtiyar Filistinli, "Her lahza evimizden çıkarılmaktan korkuyorum. Bu ev bizim vatanımız. Burada büyüdüm, evlendim. Bütün hayatım burada geçti." dedi.

Daha önce de evlerinden tehcir edildiklerini söyleyen Nebil el-Kurd, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Ailemiz aslen Kudüslü. Annem ve babam Kudüs'te evlenmiş, sonra Filistin'in kuzeyine göç ederek oraya yerleşmişler. Babam Hayfa Limanı'nda bir restoran açmış. O dönemde biz Nasıra'da oturuyormuşuz ben de orada doğmuşum. sonradan babamın restoranının bulunduğu Hayfa'da ikamet ettik. 1948'de savaş başladığında İsrailli çeteler Filistinlilere patlayıcılarla saldırmaya başladı. Bunun üstüne bu bölgelerdeki Filistinliler, köylerinden, evlerinden göç etmek zorunda kaldı. Biz de Kudüs'e geldik."

Babasının silahlı Yahudi bir örgüt kadar bir vakit alıkonulduğunu sonradan ailesinin Ürdün'e göç etmek zorunda kaldığını ekleyen Kurd, kısa bir süre Ürdün'de kaldıktan daha sonra her yerde Kudüs'e döndüklerini söyledi.

BM kuruluşuyla yapılan anlaşma sonucu Şeyh Cerrah'a yerleştiler

Kudüs'e döndüklerinde bir süre dedesinin Vadi el-Cevz Mahallesi'ndeki 16 metrekarelik evinde ikamet ettiklerini aktaran Kurd, sözlerine şöyle devam etti:

"1954-1956 yıllarında Ürdün hükümeti ile Birleşik Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) arasında anlaşma imzalandı. Kudüs'te bizim de arasında olduğumuz 28 aile, 1956'da Ürdün aracılığıyla Şeyh Cerrah Mahallesi'nde iskân ettirildi. Bu dönemde Ürdün hükümeti bizimle sözleşme yaptı, UNRWA da bizden sığınmacı kartlarımızı aldı ve 1956'da bu evlerde ikamet etmeye başladık."

Bu tarihten itibaren Şeyh Cerrah'taki evlerinde yaşadıklarını aktaran Kurd, Ürdün hükümetinin buradaki evleri, ikamet eden aileler üzerine kaydetme işlemini tamamlamadığını söyledi.

Kurd, Ürdün hükümetinin 1967'de tescil işlemlerine başladığını fakat savaş başlayınca işlemlerin tamamlanamadığını, bunu İsrail'in yapması gerektiğini ama onun da yapmadığını belirtti.

İsrail makamlarının bunun yerine kendilerini tehcir etmeye çalıştığını dile getiren Kurd, ilk olarak 1972'de Yahudi yerleşimci bir örgütün buranın kendilerine ait olduğunu bahis ederek Filistinli 28 aile aleyhine dava açtığını aktardı.

"Mahkeme bizim kiracı olmamızı istiyor"

O zamandan bu yana mahkemelerin aralıklarla sürdüğünü ve bugüne değin 12 ailenin zor kullanarak tehcir edildiğini kaydeden Kurd, 2020'de kendileri aleyhine her yerde dava açıldığını ve 7 ailenin evini boşaltması yönünde karar çıktığını oysa karara itiraz ettiklerini söyledi.

Kurd, "Mahkeme, bu evlerin malikinin Yahudi yerleşimciler olduğunu tanımamızı ve bizim kiracı olmamızı istiyor. Bu, bizi her lahza evlerimizden kovmalarına imkan veriyor. bu nedenle mahkemenin 'koruyucu kiracılık' şeklindeki önerisini reddettik." dedi.

İsrail'in tehcir politikasına karşısında İslam dünyasından yardım beklediklerini vurgulayan Kurd, İslam ülkelerinin özellikle de Ürdün'ün bu konuda net siyasi tutum sergilemesi gerektiğini belirtti.

İsrail'in bu politikaları sebebiyle ikinci defa sığınmacı konumuna düşmekten korkan Filistinli ihtiyar adam, "Biz 1948'den beri mağlup olmuş bir halkız. 1948'de evlerimizden zor kullanarak çıkarıldık. Bir kez daha çıkarılmak istemiyoruz. İnşallah her yerde tehcir edilmeyiz." diye konuştu.

İsrail tehcirini dünyaya duyuran Filistinli kardeşlerin babası

Nebil büyükbaba, aynı zamanda Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerine karşın tehcir tehdidinin dünyaya duyurulmasında manâlı rol oynayan ve Time dergisinin belirlediği "2021'in En Etkili 100 Kişisi" arasına giren 23 yaşındaki Filistinli aktivist Muna el-Kurd ile ikiz kardeşi aktivist Muhammed el-Kurd'un babası.

Nebil el-Kurd, çocuklarının küçüklüklerinden beri Yahudi yerleşimcilerin mahalledeki ihlallerini belgelemeye ve duyurmaya çalıştığını, büyüdüklerinde de mahallenin sesi olduğunu söyledi.

Instagram'da 2,5 milyonu aşkın takipçileri yer alan Filistinli aktivist kardeşler, yaptıkları paylaşımlarla Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşanan hukuksuzlukları ve İsrail polisinin saldırılarını tüm dünyaya duyurmaya çalışıyor.

Muna ve ikiz kardeşi Muhammed'in de aralarında bulunduğu Filistinli aktivistler Şeyh Cerrah'ta yaşananlara dikkati çekmek için Twitter'da #SaveSheikhJarrah etiketiyle bir kampanya başlatmış ve bu etiket kısa sürede dünya gündemine girmişti.

İsrail mahkemesinin kiracılık önerisi

İsrail Yüksek Mahkemesi, 4 Ekim'de Şeyh Cerrah Mahallesi'nde cebren evlerinden çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya olan Filistinli ailelere "koruyucu kiracılık" önerisinde bulundu.

Mahkemenin, Filistinli ailelerin 15 sene boyunca veya başka bir anlaşmaya varılana dek "koruyucu kiracı" olarak tanınmasını öngören teklifine göre, evlerine el konulması tehdidiyle aleyhinde karşıya bulunan Filistinli aileler bu vakit dahilinde, evlerin yapıldığı arazinin sahibi olduğunu iddia eden "Nahalat Shimon" isimli Yahudi derneğine kira ödeyecek.

Kurd ailesinin de içinde bulunduğu Filistinli aileler, mahkemenin bu önerisini reddediyor ve evlerini kaybetmemek için mücadelelerini sürdürüyor.

Kaynak: AA

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/filistinli-nebil-dede-israilin-tehcir-tehdidine-karsi-her-gece-nobette.html